Paylaş
Bir yandan ortak askeri tatbikatlar, diğer yandan Doğu Akdeniz’deki birliktelikler ve en son 25 Mart günü Osmanlı’dan ayrılışının 200. yıldönümü töreninde yaşananlar...
Ve ABD F-16’larının törendeki gösterileri...
Yunanistan ve Arap dünyasının Türkiye aleyhine birleşmesi de oldukça garip...
Güney Kıbrıs Rum kesimi, Yunanistan ve Suriye’deki PKK uzantıları olan YPG ve PYD ile olan gelişmeler daha da dikkat çekici...
*
Etrafımızda bir şeyler dönüyor, döndürülüyor...
ABD ve AB içerdeki ekonomik sıkışıklık ve karışıklık senaryolarını dışarıda çıkaracağı büyük krizlerle filme çekmeye hazırlanıyor...
Türkiye üzerinden Çin ve Rusya’yı da köşeye sıkıştırmak isteyen güçler kendi halklarını yeniden güvenlik sendromuna sokmayı düşünüyor...
İngiliz solunun ve siyasetçilerinin ileri gelenlerinden Ton Benn on yıl önce diyordu ki:
Korkuyla bir milleti susturabilirsiniz.
Korku psikolojisi sonucuyla bir “düşman” oluşturarak güç elde etme yöntemi yüzyıllardan beri uygulanan basit bir politik yöntemdir.
*
Küresel medyanın, büyük güçlerin korkularını ve senaryolarını hayata geçirmekte birinci derecede rol oynadıklarını da biliyoruz.
Sinemalarda vizyona giren filmlerle ve savaş oyunlarıyla büyük kalabalıkları psikolojik olarak hazırladıklarını da...
Tony Benn’in “Doğu’da ‘din’ neyse Batı’da ‘medya’ odur” dediği gibi...
Son yıllarda buna sosyal medya adreslerindeki kara propagandayı da eklersek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır...
Yüklenen videolar ve yazdıklarıyla dünyayı tımarhaneye çevirdiklerinden, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta zorlanan ve akıl tutulması yaşayan büyük kalabalıklar her gün yeni bir isyana zorlanıyor...
*
ABD ve AB, İngiltere, İsrail ve Arap ülkeleri yeni bir ittifak kurarak yangın çıkarmaya çalışıyor...
Çünkü içerdeki büyük kalabalıkları oldukça mutsuz...
Üç yıl önce eski ABD başkan adaylarından ve eski Teksas senatörlerinden Ron Paul ezber bozan açıklamalarıyla dikkat çekmişti...
Ne diyordu?
Bize göre ABD’nin vardığı noktayı özetliyordu...
Paul diyordu ki:
Sovyet sisteminde olduğu gibi ani ve dehşet verici sona doğru gidiyoruz. Benzer bir süreç olmayacak zira orada bazı ülkeler Sovyet sisteminden ayrılmıştı.
Bizim eyaletlerimiz ayrılmayacak, ancak dünya genelinde imparatorluğumuzu daha fazla finanse edemeyeceğimize samimi olarak inanıyorum.
Bize ait olduğunu iddia etmesek de imparatorluğumuz büyük miktarda para ve nüfuz gerektiriyor ve biz imparatorluğu bir arada tutmak için silahla tehdit edip yaptırımları kullanıyoruz. Artık sona yaklaştığımızı düşünüyorum.
*
İşte o sona yaklaşmamak uğruna dünyayı büyük bir korkuya sürüklemek gerekiyor...
İzlediğimiz filmin özeti de bu...
Paylaş