Paylaş
Toplumun farklı kesimlerini adalet ve barış içerisinde bir arada tutarak yaşamalarını sağlayan kilit taşlarını birileri yerinden sökmeye çalışıyor...
Bir kubbeyi, köprüyü ayakta tutan kilit taş misali dünyayı da bu kilit taşı görevini üstlenen liderler yönetir.
Kilit taşı liderlerden yoksun ülkelerin başına gök kubbe daima çökmüştür bir gün...
*
Peki, kilit taşı nedir?
Kemer, kubbe ve tonozların tepe noktalarına konan, örgüyü kilitleyerek üstüne gelen ağırlığı yanındaki taşlara aktaran bir taş...
Yani, mimaride açıklığı geçmek için kemer şeklinde taştan yapılan kirişin en üst noktasında, diğer bir anlatımla tam ortasına konan ters ikizkenar yamuk şeklindeki taşa, her iki taraftan örülerek oluşturulan, kirişteki taşların şekli itibarıyla çökmesini engelleyen, yani kilitleyen taşa denir.
*
Kubbeler, köprülerin yapımında en kilit görevi ifa eder...
Bu yüzden kilit taşı ya da anahtar taş denilmiştir...
Kilit taşı olmazsa bu yapıların ayakta durması imkânsızdır.
Kısacası, kilit taşı semboliktir...
Üzerinde hiçbir yük, ağırlık yoktur.
Ve tüm yükü etrafındaki taşlara dağıtır...
Lakin bu kilit taşı olmazsa olmazdır...
*
Kubbeler yıkılmıyorsa kilit taş yüzündendir.
Ayasofya kubbesiyle muhteşemdir...
Süleymaniye, Selimiye, Sultanahmet gibi selatin camilerin kubbelerine bakmak yeterlidir.
Ve Mimar Sinan bunun zirvesindeki ustadır.
*
Kilit ya da anahtar taş misali liderlerden mahrum kalan ülkelerin tarihini, hukukunu, ekonomi, kültür ve siyasetini başka bir perspektiften okumaya davet ediyoruz.
Hayat yolculuğunun sıkıntılarla dolu yapısını kavramamızı sağlayabilmek için de günümüzde rüzgâr gibi esen kapitalizmi ve ayrılmaz parçası olan finansal krizleri derinlemesine araştırmamız gerekiyor.
Ve sonuçlarından yola çıkanlar dünyadaki bu finansal krizlerde tek kurbanın biz olmadığını da görecektir...
*
Küresel ekonominin efendileri küresel pazarları ele geçirdiği günden beri ilk hedefleri kilit taşları oluyor.
Ve dünyanın hemen her yerinde toplumunu bir arada tutmaya çalışan, kilit taşı görevi gören liderler değiştirilmek isteniyor ya da taşa tutuluyor.
Kilit taşını aşağıya çekenler haliyle kubbeyi, köprüyü yıkmış oluyor.
Bin yıldan beri hep aynı pis oyun oynanıyor...
*
Kilit taşlarından mahrum kalan ülkeler için siyasetin felsefesine kafayı yoran sosyolog Zygmunt Bauman, “üretici toplumdan tüketiciler toplumuna geçiş” tehlikesine dikkat çekerek demiştir ki:
Bu geçişe insanları “borçlu bir ırka” dönüştüren belirgin ve çarpıcı bir süreç eklenmekte, devletin yeni ama içler acısı rolü “piyasa egemenliğinin cellatlığıyla” sınırlanmaktadır.
*
Kilit taşlarına bir ülkede hayatın her alanında ihtiyaç vardır.
Siyaset, bürokrasi, hukuk, spor, medya, edebiyat ve üniversitelerde...
Kilit taşının yükü ve üzerinde ağırlık yoktur...
Tüm taşları bir arada tutarak köprünün ve kubbenin ayakta durmasını sağlar.
Yoksa her sektörün gök kubbesi yıkılır ve çöker.
Temsili ve simgesel bir taş gibi gözükür ama üzerinde bir ağırlık olmadığı için hiçbir şey yapmıyormuş ve yapamıyormuş gibi algılandığından dolaylı bu yüzden de hep hedef taşı olur ve taşa tutulur...
*
Toplumlar her şeyi bir kişinin üzerine yüklemeyi sevmiş...
Bir eski siyasetçi dostumuzla sohbet ederken bize şu sözü hep hatırlatıyor:
Sistemin olduğu yerde kahramanlara ihtiyaç yoktur, olmadığı yerlerde kahramanlar çıkar, çıkartılır...
Ve kısacası her şeyi bir kişinin sırtına yükleyip elini taşın altına koymadan bir kenara çekilip seyretmek daha cazip gelmiş...
Peki, sistemin hâkim olduğu ama kilit taşları yüzünden ayakta duran dünyadaki örnek ülkeler kim?
Çarşamba günkü yazımızda...
Paylaş