Paylaş
29. ABD Başkanı olan Warren Gamaliel Harding’in seçim kampanyasının finansmanını Rockefeller’in kurduğu petrol şirketi Standart Oil üstleniyor.
Şirketin ABD menfaatlerine aykırı şekilde siyasete yön vermesine karşı duruş sergileyen Mr. Harding, baskılara dayanamayınca Washington’ı terk ederek kimsenin bilmediği bir tatile çıkıyor...
Ve birkaç gün sonra Başkan Mr. Harding’in ölüm haberiyle çalkantılı günler geçiren ABD’de kimse meçhul ölümün perde arkasını araştırmıyor...
*
“Zehirli böcek ısırması” diyerek ölüm raporunu yazanlara isyan eden Mr. Harding’in eşinin yıllarca “Kocamı iki ayaklı böcekler zehirledi” demesine rağmen hiç kimse o iki ayaklı zehirli böcekleri bulmadı, bulamadı ve dosya kapatıldı...
Daha sonraları aydınlatılamayan ve faillerinin meçhul kaldığı Başkan Kennedy suikastı gibi...
*
Bin yıllık tarihimizin sayfalarına yazılan meçhul ölümlerin sayısını bilmiyoruz ama sadece 1983 yılının ilk dört ayındaki dört kişinin meçhul ölümü dahi her şeyi bize anlatıyor...
- 24 Ocak 1993
Uğur Mumcu suikastı...
Cumhurbaşkanı Özal’dan çok önemli bir konu hakkında görüşmek ve bilgi vermek için randevu istiyor...
İddialara göre randevu veriliyor ve görüşmede eski Maliye ve Gümrük Bakanı ve Başdanışman Adnan Kahveci, dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis de bulunuyor...
Ve 24 Ocak 1993’te, Karlı Sokak’ta, evinin önündeki aracına binerek işine gitmek isteyen Uğur Mumcu aracına konulan bombanın patlamasıyla hayatını kaybediyor...
*
7 Ocak 1993 tarihinde “Mossad ve Barzani” başlıklı yazısında Barzani, CIA ve Mossad arasındaki bağlantılara dikkat çeken Uğur Mumcu diyor ki:
- Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa, ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında?
*
- 5 Şubat 1993.
Adnan Kahveci’nin ölümü...
Ailesiyle birlikte Ankara’dan İstanbul’a gitmek üzere özel aracıyla yola çıkan Adnan Kahveci, Bolu-Gerede yakınlarında “İstanbul gidişinin bariyerlerle kapatılması ve yol işaret tabelalarının değiştirilmiş olması” sebebiyle ters yola giriyor.
Karşı yönden gelen araçla çarpışma sonucu kendisiyle birlikte eşi ve kızı hayatını kaybediyor, oğlu ise sağ olarak kurtuluyor...
Resmi açıklamalara göre, “Sisin de etkili olduğu yolda Kahveci’nin kullandığı otomobil, başka bir araçla çarpıştı” deniliyordu...
Kahveci,“Kürt sorununun çözümü”ne yönelik Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a hazırladığı raporla oldukça dikkat çekmişti...
*
- 17 Şubat 1993.
Orgeneral Eşref Bitlis’in ölümü...
Dönemin Jandarma Genel Komutanı olan Orgeneral Eşref Bitlis, Diyarbakır’a gitmek için Güvercinlik Askeri Havaalanı’ndan bindiği uçağın düşmesiyle hayatını kaybediyor...
Dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, olayın uçak motorundaki buzlanma sebebiyle meydana geldiğini söylüyor...
İTÜ öğretim üyeleri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda ise uçağın “buzlanma” sonucu düşmüş olamayacağı yazıyor...
İTÜ raporunda “sabotaj” ihtimaline dikkat çekiyor.
İddiaya göre Org. Eşref Bitlis terörü bitirecek “Balyoz” operasyonunu başlatmaya gidiyor...
*
- 17 Nisan 1993...
Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü...
Çankaya Köşkü’nde sabah sporu yaparken kalp krizi geçiren, önce Hacettepe, daha sonra ATA’ya götürülen Özal hayatını kaybediyor...
4 ay içerisinde 4 önemli insan ölüyor, öldürülüyordu ama perde arkasındaki gerçekler karanlığın derinliklerine gömülüyordu...
Tesadüf müydü?
Cinayet miydi?
Belli değil!
Dosyalar kapatılıp faili meçhul arşivlerine gönderiliyordu...
Ve her kim dosyaların perde arkasındaki gerçekleri bulmaya, aramaya çalıştıysa çıkmaz sokaklara girdiğini sonradan anlayabiliyordu...
*
Gerçekler kör kuyulara atılıyordu...
Oysa tüm cinayetler, ihanetler, saldırılar, savaşlar ve suikastlar gözlerimizin önünde yaşanıyor...
Görmemizin, duymamızın, okumamızın veya bilmemizin hiçbir anlamı yoktu...
Çünkü sonuç değişmiyor ve karanlık güçler, lobiler ve gölge iktidarlar bildiğini okumaya devam ediyor...
*
Prof. Dr. Sevil Atasoy ise ‘Yeraltındaki Melekler, Yerüstündeki Şeytanlar’ adlı kitabında Özal’ın ölümüne ilişkin çarpıcı iddialarda bulunuyordu...
Neler diyordu?
Çarşamba günkü yazımızda...
Paylaş