Paylaş
Sedir ağaçlarıyla ünlü şehir Beyrut...
Geçen yıl 135 kişinin ölümüne ve yaklaşık 6 bin kişinin yaralanmasına neden olan Beyrut Limanı’ndaki patlamayla birlikte Lübnan’daki kriz gittikçe derinleşiyor.
Nedeni hâlâ net olarak bilinmeyen esrarengiz patlamanın ardından ülkede aylardan beri sular durulmuyor.
Döviz krizi ve sıkıntısı çeken ülkede ilaç, petrol ve daha birçok hayati ürün ithal edilemiyor.
Enerji santrallarını işleten Deir Ammar, Zahrani ve Electrice Du Liban şirketleri ise yakıt yokluğu yüzünden bir günde şehirlere ancak iki saat elektrik verilebildiğini ama birkaç gün sonra tüm santralların kapatıldığını açıklıyor.
Ülke karanlığa terk edilmiş durumda...
*
Bir dönem Orta Doğu’nun Paris’i sayılan Beyrut’ta şimdi yokluk, yoksulluk yaşanıyor ve yolsuzlukla da artık baş edilemiyor.
Eczacılar ilaç ithal şirketlerinin parasının ödenmeyişi yüzünden genel greve gittiği için eczaneler kapalı. İlaç yok.
Kronik hastalıkları olan insanlar ilaç arıyor...
Petrol istasyonlarının önünde kilometrelerce araç kuyruğu.
Yakıt yok.
Şehirler karanlığa gömülmüş.
Elektrik yok.
Klimalar çalışmıyor.
Buzdolabı yine öyle.
Mum ışığında oturmaya mahkûm edilmiş bir ülke.
Dünya seyirci...
Neresi?
Bize biraz uzaklıkta Beyrut...
*
Su pompalarının dizel yakıtla çalıştığını ve bu yüzden yakında su dağıtımının da karneye bağlanabileceğine dikkat çeken bölgedeki Avrupalı gazeteciler, petrol tankerlerinin ise hesaplarında doları görmeyince yüklerini boşaltmadıklarını bildiriyor...
Son bir yıldan beri kurulamayan hükümet yüzünden siyasi istikrarsızlık ülkeyi perişan hale getirmiş.
İnsanlar sıcaklıkta çıldırma noktasına gelmiş...
Aşı, mesafe ve maske ise hiç yok gibi...
Yoksulluğun ve yokluğun zirvesinde yaşayan Lübnan ayakta durabilmenin, yaşayabilmenin dayanılmaz hafifliğinin en zor günlerini yaşıyor.
Parası olan da olmayan da aradıkları şeyi bulamıyor.
*
Ya Afganistan ve Küba’da neler oluyor?
Miami Belediye Başkanı Küba’nın bombalanmasını neden istiyor?
Çarşamba günkü yazımızda...
Paylaş