Paylaş
Kim kimleri oyalıyor?
Veya kimler kimlere tuzak kuruyor belli değil.
Siyaseti ve yolu, kararı belli olan tek ülke Türkiye... Bunun dışındakilerin hemen hepsi krizi derinleştiriyor ve ateş topuyla oynamaya devam ediyor.
Yüz yıl önce bu coğrafya Osmanlı Devleti’nin şehirleri olmasına rağmen dünyaya açık olarak “Kimsenin toprağında gözümüz yok” diyen tek ülke; Türkiye.
Suriye’ye çöreklenen Rusya, ABD, İsrail’in ise açıkça ne dediğini anlayan dahi yok.
*
Beyaz Saray bu yaşananlara karşı diyor ki;
- Türkiye, yakın zamanda Suriye’nin kuzeyine uzun süredir planladığı operasyon için harekete geçecek. ABD Silahlı Kuvvetleri, bu operasyonu desteklemeyecek ya da bu operasyona dahil olmayacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında telefon görüşmesi yapıldığını da doğrulayan Beyaz Saray;
- DEAŞ’ı yenen ABD askeri kuvvetleri, artık bu bölgelerde olmayacak.
*
ABD iki bin askeriyle geri çekilecekti güya...
Trump 13 Kasım’da ABD’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşeceğini söylüyor ama ardından attığı gece yarısı tweet’lerinde ise “Türkiye ekonomisini yok edeceğim” diyerek tehdit ediyor...
Ve Beyaz Saray ise daha ilginç bir açıklamada bulunuyor;
- Türkiye bundan böyle, ABD’nin son iki yıldır, bölgede yakaladığı DEAŞ savaşçılarından sorumlu olacak.
YPG ve PYD gibi PKK uzantılarına dağıttığı silahlardan hiç bahsetmiyor bile.
Sanki o silahları leylekler kullanacak...
Binlerce teröristi silahlandırıp şimdi de geri çekiliyor.
Ve çekilirken de DEAŞ’ın sorumluluğunu da bize yüklemeye çalışıyor.
*
Peki, Türkiye ne diyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan küresel güçlerin bölgedeki oyalama oyunlarına artık rest çekerek diyor ki;
- Artık sözün bittiği zamandır!
*
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise;
- Suriye’deki krizin başından beri bu ülkenin toprak bütünlüğünü destekledik. Bölgeyi teröristlerden temizleyerek ülkemizin bekasını ve güvenliğini sağlamaya kararlıyız.
*
Türkiye’de yaşayan 3.5 milyon Suriyeli için güvenli bölge oluşturulmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump görüşmelerinde ortak bir noktaya varılıyor ama askeri operasyona ise ABD’nin şiddetle karşı olması krizi derinleştiriyor.
ABD’deki derin güçler ise hâlâ başka hesaplar yapmaya devam ediyor.
Suriye’de belirsizlikler sürerken Akdeniz’de sular ısınıyor.
Yavuz sondaj gemisini Doğu Akdeniz’e gönderildiğinden beri Rum yönetimi telaşlanarak bir şart öne sürmeden Kıbrıs müzakerelerine başlamaya hazır olduğunu BM Genel Sekreteri Guterres’e söyleyen Nikos Anastasiadis’in ne yapmak istediği de belli değil...
Bizi masaya çekerek bir tuzak mı kuruluyor bilmiyoruz.
*
BM ise Irak’ta yaşanan gelişmelerle daha çok ilgili.
Bunun dışındaki gelişmelere sessiz kalmayı tercih ediyor ve Irak’ta güvenlik güçlerinin göstericilere sert müdahalesine karşı diyor ki;
- Irak’ta şiddet kullananlardan hesap sorulmalı.
*
Ortadoğu’yu, Irak, Filistin, Yemen ve Suriye’yi kan gölüne dönüştüren ve şiddetten de öte katliam yapanlara karşı ise bir şey diyemiyor.
Ateş topuyla oynamaya devam ediliyor, bakalım kimin avucunda kalacak ve yanacak.
Paylaş