Paylaş
Kimlerin sorumsuzluğu ya da yetersizliği, tedbirsizliği, duyarsızlığı yüzünden yaşandı bu yangınlar, hâlâ bilmiyoruz...
Lakin, son bir aydan beri dünyanın her yeri yanıyor...
Dünya yangın yerine dönmüş sanki...
ABD’nin Kaliforniya ve birçok eyaletinde başlayan yangınlar aylardır söndürülemiyor...
772 kilometrelik ormanlık alan küle dönüşmüş durumda...
*
Rusya’nın Sibirya ve Yakutistan bölgesinde son bir aydan beri aralıklarla devam eden yangınlarda 1,5 milyon hektarlık ormanlık alan yandı...
İtalya, Yunanistan, Lübnan, İspanya ve Afrika yanıyor...
Dünya yangın haritasına baktığımızda olayın felaket boyutunda olduğunu görüyoruz.
*
2019 yılında Avustralya’da ormanlar 240 gün boyunca yanmış ve 4,2 milyon hektarlık alan küle dönmüştü...
750 uçak ve helikopteriyle havadan söndürme filosu olmasına rağmen yangınlara müdahale etmekte gecikmişti...
*
Deprem, sel, çığ, terör, göç derken yangınlarla da birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz diyerek sorunu geçiştirmek yerine hepsine karşı önleyici tedbirler almamız gerektiği gerçeğinde hep birlikte buluşmalıyız...
Kavga etmek, savaşmak meselenin çözümü değildir...
Yoksa hep birlikte yenik düşeriz.
Ve hep birlikte ardımızdan ıslık çalan kavak, kızılçam, meşe, zeytin ve sedir ağaçlarına ağlayarak şarkılar söyleriz...
Bırakmalıyız pis alışkanlıklarımızı...
İnadına bir araya gelmeliyiz ve ülke sorunlarımızı hep birlikte çözmeliyiz...
*
Kriz kapıyı çalmadan tüm ihtimallerin hesabını yaparak krizlere hazırlıklı olmaktan başka çaremiz yok...
Ve her şeyi bir soruyla başlatmalıyız...
“Bir günde on noktada ormanlarımız yanmaya başlarsa alacağımız tedbir nedir? Mevcut yangın söndürme uçakları yeterli midir?”
Bu sorulara cevap veremiyorsak, söndürmeyi kesinleştiremiyorsak demek ki hazırlıklı değiliz...
Kriz olduktan sonra Kriz Masası kurarak sorunlarımızı çözemeyiz...
*
‘Ah kavaklar, kavaklar...
Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.’
Diyen şair Metin Altıok’un ‘Kavaklar’ şiirini okuyoruz ve Sezen Aksu’dan yıllarca şarkısını dinliyoruz ama sayısız acının, ağacın, suyun, dağların, nehirlerin, toprağın ardımızdan ıslık çalabileceğine dair uyarılarını duymadık, duymuyoruz...
Duymayan, görmeyen, işitmeyen sadece biz değiliz...
Ne acıdır ki dünyanın her yeri böyle...
Küresel ısınmaya doğru giden tüm süreçlere itiraz edenlere her yerde gülünüyor...
Bu yüzden ağaçlar arkamızdan ıslık çalıyor...
Ve şarkıda söylendiği gibi:
Kül olsun uykular!
Kuşlar silinsin gözlerimden...
Paylaş