Felç riskini artırıyor olabilir
Yeni yapılan bir çalışmaya göre diyet içecek tüketimi felç ve kalp krizi riskinin artmasıyla bağdaştırılıyor. Bu bulgular, diyet içeceklerin, günlük kalori alımınızı etkilemese de sağlığınızı bozabileceği bilgisini doğruluyor. Araştırmacılar, bu içecekleri sık tüketen kadınların, nadiren tüketen veya bu içecekleri hiç içmeyen kadınlara oranla yüzde 23 daha fazla felç riski ve yüzde 29 daha fazla kalp hastalığı riski taşıdığını ortaya koydu. Yapay tatlandırıcılı gazlı içecekleri sık tüketenlerin aynı zamanda herhangi bir tıbbi problemden ölme risklerinin yüzde 16 daha fazla olduğu gösterildi. İyi haber şu ki; içmek için geriye yalnızca sade su kalmıyor (her ne kadar su, en iyi içecek olsa da...). İşte size iki öneri: Maden suyunuzun içine taze orman meyveleri ve limon ekleyin veya biraz bitki çayı, taze nanenin üzerine buz koyun.
Sadece içeceklerde bulunmuyor
Asla aklınıza gelmeyecek gıdalardan yapay tatlandırıcı alıyor olabilirsiniz. ‘Light, diyet, kalorisi düşürülmüş, düşük karbonhidratlı’ gibi ibarelerle etiketlenmiş bazı ürünlerde, tam buğday ekmeklerinde ve salata soslarında yapay tatlandırıcı bulunur. Etiketleri dikkatlice okumak sandığınızdan çok daha büyük önem taşır. Özellikle de ‘sükraloz, aspartam, sakarin ve stevya’ gibi tatlandırıcılardan uzak durun.
Canı tatlı isteyen çocuklar için bir çözüm değildir
Eğer beslenmesine dikkat eden bir çocuğunuz varsa onunla yapay tatlandırıcılı içecekler hakkında konuşmalısınız. Yeni yapılan bir çalışma, yapay tatlandırıcılı diyet içecekleri düzenli olarak tüketen gençlerin sağlıksız yemeye daha eğilimli olduklarını ve su içmekten şaşmayan gençlere göre günde 200 kalori daha fazla tüketebildiklerini belirtiyor. Ayrıca diyet içeceklerdeki kafein ve kimyasalların (özellikle sodyum ve potasyum benzoat) gençlerin hâlâ gelişmekte olan beyinlerine zarar verebileceğine dair kanıtlar mevcut. Çocuğunuzu limonlu ve taze meyveli maden suyu ya da soğuk bitki çayı gibi alternatif içeceklerle de tanıştırabilirsiniz.
Devamlı olarak hasta bakan kişinin işi fiziksel olarak zor. Ama işin psikolojik yanı, daha da zor olabilir. Yapılan bir araştırma, aile bireyine bakan kişilerin depresyon, anksiyete ve intihar gibi risklerinin daha fazla olduğunu gösterdi. Bu yüzden eğer siz de bir aile bireyine bakıyorsanız, kendi sağlığınızı da önemsemelisiniz. Bu çöküntülerin birçok belirtisi oluyor.
İşte kendinize nasıl dikkat edeceğinize dair birkaç öneri...
Şükür defteri oluşturun
Son zamanlarda yapılan bir çalışma, basit minnettarlıkların çok büyük değişikliklere sebep olduğunu gösterdi. Gün sonunda o gün gerçekleşen en az bir tane pozitif olayı hatırlamaya çalışın. Bunları bir şükür günlüğü yaparak bir deftere not edin.
Meditasyon yapın
DOMATES
Yaz domatesi gibisi yoktur. Tek lokmada hem tuzlu hem de tatlı hissi alırsınız. Ayrıca sağlığı koruyan likopen deposudur. Domateste bulunan likopenin güneş yanığına karşı koruma sağlayabileceğini gösteren araştırmalar da var.
Ne hazırlayabilirsiniz? Gazpacho
Domatesten yapılan bu soğuk çorba, salatalık, sarmısak ve zeytinyağı gibi ana malzemelerinden ötürü karoten, C vitamini ve polifenoller içerir. Faydalı olmasının yanı sıra bu çorba hayli lezzetli de...
BAKLA
Bu yaz fasulyesinin 150 gramı yetişkinler için günlük önerilen folik asit miktarının yüzde 40’ından fazlasını sağlar. Folik asit, vücudun kırmızı ve beyaz kan hücreleri yani alyuvar ve akyuvar üretimi için ihtiyaç duyduğu bir besin maddesidir.
Ne hazırlayabilirsiniz? Yeşil sote
Baklayı kabuğuyla birlikte biraz zeytinyağı döktüğünüz tavaya alın. Tuz ve biber ekleyin. Kuşkonmaz ve kabak gibi istediğiniz yeşil yaz sebzelerini ekleyin.
Sadece 25 gram!
Genelde yetişkinlerin şeker alımını günlük 25 gramla sınırlandırmaları önerilir. Bu herhangi sıradan bir gün için bile zordur. Ancak şunu unutmayın: tek bir dilim baklavada yaklaşık 16 gram şeker vardır. Bu da günlük önerilen şeker alımı dozunun yarısından fazla demek.
Son 15 dakikada yiyin
Teyzenizin kapısından içeri girer girmez tatlılara koşmayın. Unutmayın, bayramın asıl amacı aile ve arkadaşlarla bir arada olmak. Ziyaretiniz ortalama 1 saatse, ilk 45 dakikayı konuşmaya ve özlem gidermeye ayırın. Eğer bu süre içinde biri size tatlı uzatırsa onlara biraz sonra alacağınızı söyleyin. Zaten kalkmanıza yakın yiyeceğiniz için çok fazla yeme şansınız da olmayacak. Ayrıca birinin size verdiği şeyi tamamen bitirmeniz gerektiğini söyleyen bir kural yok. Pastanın tadına bakabilirsiniz ama koca bir dilimi yemek zorunda değilsiniz.
İçeceklere odaklanın
Anlık olarak enerji kaynağına ihtiyaç duyduğumuzda şekerli şeylere yönelme eğilimi gösteririz. Ancak bunun yerine güzel demlenmiş bir çay veya kahveyle başlayabilirsiniz. Kafein size ihtiyacınız olan enerjiyi anında sağlayacak. Ancak çok fazla tüketmemeye dikkat edin çünkü kafein içeren içeceklerin fazlası asabiyet ve susuzluğa neden olabilir.
Dünyada her dört insandan biri birtakım psikolojik problemler yaşıyor. Ancak, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre neredeyse insanların üçte ikisi destek almıyor. Her yıl tüm dünyada yaklaşık 1 milyon insan intihar ediyor. Ne yazık ki bu çok önemli rahatsızlıklar utanılacak bir şey olarak görülmeye devam ettiği sürece insanlar psikolojik destek merkezlerine gitmekten kaçınmayı sürdürecek. Bu krize parmak basmadığımız sürece çocuklarımızı etkileyecek çok daha büyük bedeller ödeyeceğiz. Bazı tahminlere göre anksiyete bozukluğu, depresyon, travma ve diğer psikolojik bozukluklar için 2030 yılına geldiğimizde dünya çapında 16 trilyon dolar para harcanacak.
Konuşmaya başlayın
Hepimiz hayatımızın bir bölümünde psikolojik sorunlarla baş etmek durumunda kalıyoruz. Kısa bir süre önce bir Amerikan radyo sunucusu, televizyon karakteri ve aynı zamanda yazar olan Charlemagne tha God, televizyon programıma konuk olmuştu. Bu başarılı ve karizmatik sunucunun ciddi boyutta anksiyete bozukluğuyla mücadele ettiğini öğrendiğimde epey şaşırdım. Charlemagne insanlar, umudun var olduğunu bilsinler istiyor. Eğer o, kitlesi önünde kendi mücadelesi hakkında konuşabiliyorsa hepimiz aile ve arkadaşlarımızla psikolojik sağlığımız hakkında konuşabiliriz. Bu konuyu açmak ve sevdiklerinize, onların yanında olduğunu belli etmeniz en önemli adım. Evet, bu konuları açmak başta çok doğal gelmeyebilir ancak emin olun ki işe yarayacaktır. Araştırmalara göre düzenli olarak aileleriyle yemek yiyen çocukların madde bağımlılığı yaşama ihtimalleri daha düşük. Bu yüzden ben de ‘National Night of Conversation’ı başlattım ve konuşmanın başlamasına yardımcı olmak için çözümler geliştirdim.
Eğer depresif, kaygılı, çaresiz veya sadece genel olarak stresli hissediyorsanız aile hekiminize gitmek harika bir başlangıç olacaktır. Kendisi size bir yol haritası geliştirmede yardım edebilir ve ihtiyacınız olan destekle ilgili yönlendirmede bulunabilir. Ayrıca bu konuyla ilgili proaktif olmalı ve etrafınızdaki insanlara yardımcı olmalısınız. Örneğin, bir psikolojik ilkyardım eğitimi almayı düşünebilirsiniz. Psikolojik ilkyardım eğitimi depresyon hatta intihar belirtilerini anlamayı ve ihtiyaç anında yardım etmeyi öğretir.
İşte benim reçetem: Arkadaş, aile bireyleriniz ve hatta doktorunuzla bu konuları konuşmaya başlayın. Herkes zihinsel sağlığıyla ilgili mücadele veren insanları anlama ve destek olmada bir rol oynayabilir ve oynamalıdır. Çekinmeyin, susmayın ve ihtiyacımız olan değişimin bir parçası olun.
Her yeri temiz tutun
Alerji semptomlarından kurtulmanın yolu alerjenlere maruz kalmayı minimuma indirmektir. Bu alerjen polen, küf, toz veya başka bir şey olabilir; eğer sizi kontrolsüzce hapşırtıp tıksırtıyorsa onlara maruz kalmamanız gerekiyor. Bu da kapsamlı bir temizlik gerektiriyor. Bir plan yapın ve uymaya çalışın. Haftada en az bir kere evi süpürün, toz alın ve çarşaflarınızı değiştirin. Mevsimsel alerjiniz varsa pencereniz açık uyumayın çünkü bu, evinize daha çok polen girmesine sebep olur. Temizliğinizi evden birkaç saat uzakta kalabileceğiniz zamanda yapmaya çalışın çünkü uçuşan taneciklerin çökelmesi için biraz zamana ihtiyaç vardır.
Reçetesiz ilaçları
kullanmayı deneyin
◊ Antihistaminikler: Bu ilaçlar reçetesiz veya reçeteli olarak ve tablet, burun spreyi, sıvı, göz damlası gibi birçok formda bulunabilir. İlk defa deniyorsanız uyku yaptığını bilmeli, araç kullanmamalısınız. Kısa süre etkili bu ilaçlar semptomları birkaç saat için hafifletir. Glokom, epilepsi, hipertiroidi, kalp hastalığı ve yüksek tansiyonunuz varsa sizin için uygun olmayabilir.
Farklı bölgelere kilo alırsınız
Besinleri enerjiye dönüştüren hücre içindeki yapılar olan mitokondri, 40 yaş civarında yavaşlar veya ölür. Böylece eskisi gibi kalori yakamaz ve kilo almaya başlayabilirsiniz. Mitokondri kaybını önlemek için günde 100 kaloriyi azaltın. Bunun kolay yolu olarak tavuğun derisini ayırabilir, kahvenizi sütsüz içebilir, sandvicinizde mayonez yerine hardal kullanabilirsiniz.
Her zamankinden fazla acıkırsınız
35 yaş civarında östrojen seviyeniz düşerek insülin direncine ve artan iştaha yol açar. En iyi savunma hızlı doyurup tok tutan çözülebilir liftir. 50 yaş altı kadınlar günde 25, üzerindekiler 21 gr lif tüketmeli. Erkeklerde bu miktarlar 38 ve 30 gr civarı olmalı. İşte basit bir formül: 1 kâse ezilmemiş yulaf (9 gr lif)+1 küçük kâse ahududu (8 gr lif)+1 küçük kâse kinoa (5 gr lif)=22 gr lif...
Bir kilo bile vermek imkânsız hale gelirKas, yağ hücrelerinden üç kat fazla kalori yakar. Bu da kas kaybının kilo alma ve vermede güçlüğe yol açması demek. Sırt ve omuzlar için ‘plank’ egzersizini deneyin. Basit ‘squat’ yani teknik çömelme hareketleri ise kalça kaslarını sıkılaştırmak için harika bir egzersiz. Spor arasında bol su içmeyi de ihmal etmeyin. Sadece 500 ml su, dinlenme metabolizmanızı yaklaşık bir saat artırmaya yardımcı olur.
Beslenme rutininize mutlaka lif katın.
1. Gün: Hedeflerinizi belirleyin.
Temiz beslenmenin ilk gününde önce hedeflerinizi belirlemelisiniz. Devam etmek zorlaştığında veya abur cubur krizine girdiğinizde geri dönüp bakmanız için neden temiz beslenmeye karar verdiğinizi bir kağıda yazın. Bu yeni beslenme planıyla gerçekten neyi başarmak istediğinizi ve bu hedefi tamamlamak için ne kadar süre öngördüğünüzü açık biçimde belirtin. Belki yavaş yavaş başlayıp ilk hafta önce sadece şekeri kesersiniz. Veya şok politikası uygulayarak tek seferde ilave şeker, işlenmiş ve paketlenmiş tüm gıdaları bırakırsınız. Bu yeni yaşam tarzına başlamadan önce nasıl bir yaklaşım sergileyeceğinize iyice düşünüp karar verirseniz uzun vadede bunu kontrol etmek daha kolay olur.
2. Gün: Sizle beraber temiz beslenecek bir arkadaş bulun.
Bu sağlık yolculuğunuzda size destek olması için bir arkadaşınızı arayın. Bunun gibi süreçlerde her zaman sizi destekleyecek birilerinin olması işinizi kolaylaştırır. Seçtiğiniz arkadaşınız da size eşlik etmesi için temiz beslenmeyi isteyen biri olabilir veya sizin sürecinizi takip edip hedeflerinize giden yolda yapmanız gerekenlere ne kadar uyduğunuzu kontrol etmeyi kabul etmiş biri de olabilir.
3. Gün: Beslenmenizden çıkaracağınız gıdaların listesini yapın.