TERÖR, çirkin ve acımasız yüzünü bu defa Kuzey Osetya’da gösterdi. 30 kadar gözü dönmüş silahlı-bombalı eylemci, bir ilköğretim okuluna baskın düzenleyerek çoğunluğu ilkokul çağında olan yüzlerce öğrenciyi velileriyle birlikte rehin aldı.
Bu insanlar ve çocuklar uzun saatler ve günler boyunca ölüm tehdidi altında korku dolu anlar yaşadılar. Gayri insani muamelelere maruz kaldılar. Susuzluktan idrarlarını içmek zorunda kalanlar bile oldu. Küçücük yavruların yalvaran bakışları, anne şefkatinin merhamet dileyen sözcükleri, teröristlerin taş yüreklerini yumuşatmaya yetmedi.
Sonuçta 156’sı çocuk olmak üzere 335 kişi bu gözü dönmüş canilerin kurşunlarına hedef olup hayatlarını kaybettiler. Gözü yaşlı analar çocuklarının kan-revan içindeki cesetlerine sarılıp acıların en büyüğü olan evlat acısıyla kavruldular. Anne-babalarını adını koyamadıkları bu anlamsız savaşta kaybeden çocuklar bir anda öksüzlüğün ve kimsesizliğin yalnızlığına gömüldüler. Günlerden beri dünyanın hemen her köşesinde bütün yürekler, bütün vicdanlar bu vahşetin acısıyla dağlanıyor.
* * *
Bu eylemin İslam inancına mensup bir grup tarafından yapılmış olduğunun açıklanması, elbette ki en başta İslam dünyasını üzmüş ve sarsmıştır. Esenlik ve barış dini olan İslam’ın adının böyle bir olaya karıştırılmış olması, en başta bu dinin mensuplarını isyana sevk etmiştir. Çünkü inandıkları din, bir ferdin canına kıyılmasını, bütün insanlığın canına kıyılmasıyla eş tutan bir dindir. Savaşta dahi olsa masum insanların, hele hele küçücük yavruların, kadınların canına kıyılmasına hiçbir şekilde izin vermeyen bir dindir.
Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmelerine son veren, bir çocuğun Allah sevgisi adına bile olsa kurban edilemeyeceğini söyleyen bir inanç sistemidir. ‘Küçüklerimize şefkat etmeyen bizden değildir’ diye buyuran, ‘çocuk kokusunu cennet kokusu’yla eş tutan muazzez peygamberin bütün insanlığa tebliğ ettiği şefkat ve merhamet dinidir.
Böyle bir eylemin İslam’a fatura edilmesi, elbette büyük bir haksızlıktır. İslam’ın terör üreten bir din olarak gösterilmesi, bunu böyle gösterenler için de, buna alet olanlar için de büyük bir talihsizliktir. Böyle bir önyargıdan hareketle İslam’a karşı küresel mücadele başlatılması gerektiğini savunanların ardındaki niyet ise hiç şüphe yok ki insanlığı medeniyetler çatışmasının içine sürükleme heveslerinin gizli tezahüründen ibarettir.
Bütün bu gerçekler bilinirken, Kuzey Osetya’daki bu kanlı eylemi gerçekleştirenlerin kimler olduğu dahi bilinmezken onların dinleri hakkında görüş bildirmek ve mensup oldukları dinle irtibatlandırmak son derece yanlıştır. ‘Tarihte soykırım, kan, şiddet uygulayanların müsebbibi dindir’ gibi bir görüşe saplanılırsa, bunun içinden çıkabilmek pek kolay olmaz. Zira, böyle olaylarda her dinden kötü örnekler bulmak mümkündür.
‘Gördüğü kardeşini sevmeyen, görmediği Allah’ı sevemez’ diyen İncil’e rağmen milyonlarca Yahudi’yi öldüren Hitler mi, yoksa Hıristiyanlık mı suçludur? ‘Fikir ve bilgilerle donatılsam bile şefkat ve iyilikseverliğim yoksa ben bir hiçim’ (Tevrat) diyen bir dinin mensubunun masum çocukların kemiklerini taşla kırması mı suçtur, yoksa Yahudilik mi?
Kuran-ı Kerim’de ‘Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir. Allah ise günahların birçoğunu bağışlıyor’ (Şûra, 30) denilmektedir. Bu ayette insan olarak neden olduğumuz sorunlara çözümler üretemediğimiz takdirde, birçok problemle karşı karşıya kalacağımıza işaret edilmektedir.
* * *
Hayranlık ve aşağılık duygusuna kapılarak her kim tarafından yapılırsa yapılsın, adaletsizlikler ve insan hakları ihlalleri de hoş görülmemeli ve desteklenmemelidir. İslamiyet adına bile bile yanlışı desteklemeye bizi mecbur kılan dini bir öğreti yoktur. Dinimizin bu çerçevede koyduğu ölçü açıktır:
‘Ey inananlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahitler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adil olun. Bu Allah’a karşı sorumluluk bilincine sahip olma keyfiyetine daha yakındır’ (Maide, 8).
‘Fitne kalmayıp, yalnız Allah’ın dini ortada kalıncaya kadar onlarla savaşın’ (Bakara, 193) ayeti, Müslümanlara, dünyada yaşayan herkesin Müslüman oluncaya kadar savaşılmasını değil, terör ve anarşiye (fitne) karşı sürekli mücadele etme sorumluluğunu yüklemektedir. Müslümanlara emredilen, hikmet ve güzel öğütle İslam’ın evrensel ilkelerini insanlara anlatmaktır. Hidayeti bahşedecek olan Yüce Allah’tır.
Başta bu güzel dinin mensupları olan bizlere ve hangi dinden ve inançtan olursa olsun bütün insanlığa düşen görev, artık bugün dünyanın her köşesine yayılmış olan terör olaylarına karşı müşterek bir sorumluluk ve duyarlılıkla karşı çıkıp, mazlum ve masum insanların yanında yer almak, bu belaya karşı güçlü bir ittifak oluşturmaktır. Bugün insanlığın önünde duran en önemli ve öncelikli mesele budur.
Kastamonu’nun Küre İlçesi’nde meydana gelen göçükte hayatlarını kaybeden işçilerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.
SORALIM ÖĞRENELİM
Anneme organ nakli yaptırdık. Yalnız organı aldığımız kişi erkek. Bunun dinimizce herhangi bir aksi durumu var mıdır?
Steven Demiroğlu/İNGİLTERE
Erkekten kadına, kadından erkeğe organ ve doku naklinin yapılmasında dinimizce bir sakınca yoktur.
Almanya’da gazetelerimiz namaz saatlerini yazarken sabahın vaktini imsak ve güneş olarak veriyorlar. Hangisine göre sabah namazını kılmalıyız.
Mehmet ÇAPÇI
Sabah namazı imsak, yani ikinci fecrin doğuşu ile güneşin doğuşu arasında kılınır. Öğle namazı güneşin tepe noktasını aşmasından sonra başlar ve yaklaşık üç saat boyunca herhangi bir vakitte kılınabilir. İkindi namazı, öğle namazının bitiminden sonra başlar ve gün batımından az öncesine kadar kılınabilir. Akşam namazı, güneş tam battıktan sonra başlar ve alacakaranlık sona erinceye kadar yaklaşık bir buçuk saat sonrasına kadar devam eder. Yatsı namazı, alacakaranlığın kaybolmasıyla birlikte başlar ve tan ağarana dek sürer; fakat gece yarısından önce kılınması tercih edilir.
Özel bir şirkette çalışıyorum ve iş pozisyonum nedeniyle cuma namazına gidemiyorum. Bir sakıncası var mı?
Şükrü Uygun/İSTANBUL
Cuma namazı, farz olan bir namazdır ve cemaatle kılınması gerekir. Eğer izin alamıyorsan ve cumaya gitmekle de işini kaybetme tehlikesi söz konusu ise öğle namazını kılınız. Fakat cumaya gitmek için çaba göstermelisiniz.