Peygamberimiz zamanında zekát bir vergi miydi, bundan kimler yararlanırdı?Mithat GÜNGÖR/ ERZURUMPeygamberimiz döneminde zekát, her türlü vergiyi içine alan bir kavramdı. Bu vergiler, tarım ürünlerinden, yeraltı işletmelerinden, ticari sermayelerden, otlaklarda otlayan evcil hayvan sürülerinden, altın ve gümüş tasarruflarından vb. alınıyordu. Başlangıçta bütün bu vergiler hükümete ödeniyordu. Fakat daha sonra Hz. Osman devrinde bürokrasiyi basitleştirmek amacıyla zekátın verilmesi Kuran’da belirtilen yerlere verilmek şartıyla mükelleflere bırakılmış, devlet aradan çekilmiştir. Peygamber ve 4 halife döneminde İslam devletinde zekáttan başka alınan vergi bulunmuyordu.Zekáttan yararlananlara gelince; Tevbe Suresi 60. Ayet’te zekáttan yararlanacakların listesi verilmektedir: Fakirler ve miskinler, zekátı toplayan memurlar. Bunlar zekát tahsilinde, muhasebesinde, zekáta müstahak olanlara sarf edilmesinde, denetiminde ve hesap tasfiyesinde çalışan kimselerdir. Zekáttan yararlandırılacak olanlardan birisi de kalpleri İslam’a ısındırılacak olanlardır. Bunlar çok çeşitlidir. A) Müslümanlara yardım etsinler diye gönülleri kazanılmak istenenler, B) Kötülüklerinden korunmak istenenlere verilen zekátlar, C) Müslümanlığa girmeleri istenenler, D) Kendileri aracılığıyla halklarının veya kabilelerinin İslam’a girmeleri arzu edilenler. Bu tasnif Ebu Ya’la El-Ferra tarafından yapılmıştır. Ayrıca azat edilmeleri için kölelere, borçlulara, Allah yolunda cihat edenlere de zekát verilir. Buradaki cihat tabiri, her çeşit iyilik ve yardımı içerir. Hamidullah’ın deyimiyle, savunma için askeri araç ve gereçlerin temini de bu kavramın içinde yer almaktadır. Son olarak, yolcular ve yolda kalanlar da zekát verilecek zümrenin içinde sayılmıştır.