Aynı safta kadınlı-erkekli namaz

İSTANBUL’da Subaşı Camii, geçen cuma erkeklerle aynı safta hem de başı açık kadınların namaz kılmalarına sahne oldu.

Namaz fotoğraflarının basında yayınlanması yeni bir tartışmayı gündeme taşıdı. Kadınların, erkeklerle aynı safta hem de başları açık olarak namaz kılmaları caiz midir? Önce şu hususu hemen ifade edelim ki, kadınların camiye gelmeleri sevindirici bir olaydır.

İslam dini, erkeklere mahsus bir din değildir. O, kadın erkek herkesin dinidir. Kadını zamanla bir fitne unsuru görerek, toplumdaki bütün olumsuzlukları onların üstüne yıkan anlayış, kadını sadece camiden, cemaatten değil tüm toplum hayatından soyutlayarak evinin en ücra köşesine hapsetmiştir. Basından izlediğimiz görüntüler, en iyi niyetle bu zihniyete karşı bir reaksiyon olarak değerlendirilebilir. Ancak kadınların erkeklerle aynı safta, omuz omuza namaz kılmalarını onaylamak mümkün değildir.

* * *

Çünkü namaz, Yüce Yaratıcı’yla doğrudan sohbet halidir. Namaz, özü bakımından üç öğeden oluşur. İlk önce Allah’ın huzurunda kendi hiçliğini hissetmek, ardından uygun düşen sözlerle ilahi yüceliği kabullenmek ve son olarak da gerekli saygı duruşunu bedeni ve bütün organlarıyla onaylamaktır.

Namaz sadece bir şekilden ibaret değildir. Onun bir ruhu vardır. O da gönül huzuruyla manevi yükselişe ermektir. Bir gönül adamının dediği gibi:

"Fikretmededir heybetini beyt-i Hüda’nın

Beyhude değil titrediği kıble nümanın."

Yani, "Namaza durunca Allah’ın evinin büyüklüğünü düşünmek gerek. Nitekim pusula Kábe’yi gösterirken boşuna titremektedir".

İbadetin ruhunu alıp götürecek davranışlardan kaçınılmalıdır. Kalbimiz temiz, niyetimiz halis demekle olmaz. Merhum Hamidullah’ın dediği gibi: "İslam, günah eğilimlerini azaltacak çareleri belirler ve kurallar koyar. Herkesten günaha girmeye karşı kendisini dirençli kılacak olan bireysel ahlakını geliştirmesini beklemek kolaydır. Fakat insanların büyük bir kısmını oluşturan zayıf iradeli kimseleri, peşinen kaybedilmiş bir savaşa sürükleyecek olan fırsatları azaltmak daha akıllıca bir davranış olmaz mı?"

Kuran’da ve sünnette ibadet etmenin önemi, şekli, ölçüsü bildirilmiştir. Peygamberimiz en güzel bir şekilde uygulayarak bizlere örnek olmuştur. Bizler de Allah’ın elçisini örnek alarak ibadetlerimizi eksiksiz yerine getirmeye çalışmalıyız. Bilindiği üzere Hz. Peygamber zamanında cemaatle namaz kılınırken, önde erkekler arkada kadınlar yer alırdı. Hem manevi huzurun bozulmaması hem de bir kaos yaşanmaması için kadınlar, erkeklerin arkasında olmasa da ayrı bölümlerde namaz kılmalıdırlar. Başkanlığım döneminde de bu konuda gerekli açıklamaları yapmıştım ve Sultanahmet gibi bazı büyük camilerde yan taraflar iple ayrılarak kadınlara özel bölüm açılmıştı.

Kadınların başı açık namaz kılmasına gelince; Kuran’da genel olarak örtünmenin gerekliliği yer aldığından ve bu konuda hiçbir görüş ayrılığı bulunmadığından, ibadet esnasında ve özellikle de namazda kadının nasıl bir kıyafet giyeceği üzerinde durulmamıştır. Ümmü Seleme’nin Peygamberimizden sorup öğrendiğine göre kadınların namaz kıyafetleri başlıca başörtüsü, entari ve etekten ibarettir.

Şayet giyilen entari ayak topuklarını örtecek uzunlukta ise sadece başörtüsü ve entariyle namaz kılınabilir. Hz. Aişe’nin rivayet ettiği bir hadiste, "Allah ergenlik çağına girmiş bir kızın başörtüsüz namazını kabul etmez" denilmektedir. Bu iki örneğin dışında hadis ve fıkıh kitaplarında birçok hükümler bulunmaktadır. İslam alimlerinin tamamına yakını, geçerli bir mazeret olmadıkça başı açık namaz kılmanın caiz olmadığını ifade etmişlerdir. Bu hükmün kişinin tek başına kaldığı durumlar için de geçerli olduğunu söylemektedirler.

* * *

Bilindiği gibi sinagoglarda da kadınlar üst tarafta ve başları kapalı olarak ibadete alınırlar. Kudüs ziyaretimde bana, "Başı açık kadınları sinagoga alamayız" demişlerdi, nitekim başı açık bir kadını da almadılar. Bu Vatikan’da da böyledir. Papa’yı ziyaretimde de aynı şeye şahit oldum; başı açık, kıyafeti uygun olmayan kadın Papa’nın huzuruna alınmıyordu.

Hanefi, Şafii ve Hanbeli ekolleri, avret olarak nitelenen yerlerin el, yüz hariç örtünmesinin namazın sahihlik şartı olduğunu kabul etmişlerdir. Tıpkı abdest gibi.

Bu noktadan hareketle kadınların namazda başlarını örtmeleri gerekmektedir. Maliki mezhebinde ise iki görüş vardır: Birinde namaz sahih olmaz, diğer görüşte ise namaz sahih olur ama bu şekilde kılan günah işlemiş olur.

Bu deliller muvacehesinde umarız ki böyle namaz kılanlar bu hatalarını tamir eder, ibadetlerini kurallara uygun yerine getirirler.

SORALIM ÖĞRENELİM

Hisse senedinden elde edilen gelir, faiz sayılır mı?

Muhsin DALGIÇ/DENİZLİ

Hisse senedi, herhangi bir şirkette pay sahipliği olunduğunun belgesidir. Kár ve zarara ortaklık söz konusu olduğundan kazancından elde edilen gelir faiz sayılmaz.

Bir arkadaşım bir yıldan beri benimle dargın, bu doğru mu?

İlhami/ADANA

Bütün Müslümanlar kardeştir. Kardeşlerin birbirleriyle dargın durması hiç uygun değildir. Peygamberimiz, "Bir Müslüman’ın din kardeşiyle dargın durması helal olmaz" buyurmuştur. Ebu Davud’un rivayet ettiği bir hadiste de şöyle denilmektedir: "Bir kimse Müslüman kardeşiyle bir sene küs durursa onun kanını dökmüş gibi günah işlemiş olur." Siz, arkadaşınızla barışma yollarını arayınız.

Boza içmek dinimizce sakıncalı mı?

D.Can KARACA/ANKARA

Bozanın sarhoş edici bir özelliği bulunmadığından içilmesinde bir sakınca yoktur.

Cuma namazını kaçırdım. İkindi namazından önce öğle namazını kılmalı mıyım?

Mustafa TURALI

Cuma namazı, öğle namazının yerine kılınan bir namazdır. Herhangi bir sebeple cuma namazını kılamayan kimse, öğle namazını kılmakla yükümlüdür.

Yüzüstü yatmanın günah olmadığını, fakat Allah sevmediği için işlerimin rast gitmeyeceğini söylüyorlar. Bu doğru mu?

Fatih UYSAL


Böyle bir şey yoktur.

Kurbanı gayrimüslime kestirebilir miyiz?

Şadi/ALMANYA

Kuran’da açıkça ifade edildiği üzere kitap ehlinin usulüne uygun kestikleri helaldir. Ancak imkán varsa kurbanı Müslüman’ın kesmesi uygun olur.
Yazarın Tüm Yazıları