Paylaş
Epey bir süre önce artık eskiliğinden bolca huylanmaya başladığım evimi değiştirmeye karar vermiştim. Ama nasıl olsa bir acelem yok, taşınma gibi maddi manevi insanı hırpalayan bir sürece gireceksem bari değsin, içime sinen bir şey olsun diye geniş geniş bakıyordum. Bu geniş bakmaların sonucunda istediğim sonuca ulaşamadığım gibi, kafamdaki makul kirayla reel kiralık ev fiyatları arasındaki uçurumun giderek açıldığına, bütçemi yukarı iteledikçe fiyatların da yukarı gittiğine, ben kovaladıkça onların kaçtığına şahit oldum. O yüzden son dönem gündemde kendine geniş yer bulan “İstanbul’da konut kiraları sapıttı” haberleri benim için pek yeni haber olmadı.
Önceleri kafamda koyduğum fiyat, ihtiyacımı karşılayan evlerin 1.000 lira altında kalıyordu. Bir süre sonra ben kafamdaki rakamı güncelleyip o 1.000 lirayı ekledim. Ancak aynı şekilde ev fiyatları da yukarı gitti. Kendimi aslında “Bu rakamın üzerine 2.000 daha ekleyebilsem oluyormuş” derken buldum. Ben daha ekler miyim ekleyemez miyim, işte şuradan şuradan kessem, sadece evde otursam falan derken hatta daha cümlemi bitirmeden hop fiyatlar daha da yukarı gitti.
Şimdi geldiğimiz noktada, benim kafamda ilk koyduğum fiyata yarı bodrum, 1+1 öneriyorlar. Aralarda da “Pahalı ama en azından düzgün ev” dediğin evler düşerse de senin görmenle o evlerin tutulması arasında 22 dakika falan geçiyor.
Denemediyseniz deneyin, siz de göreceksiniz. Bu ay 2.500’e baktığınız ev, önümüzdeki ay 3.000, ondan sonraki ayda 3.500’e gidecek. Böylesi ani uçuşlu grafikleri bir kripto para borsasında, bir de İstanbul emlak piyasasında görebilirsiniz.
Bütün bu ev bakma, kira grafiği takip etme süreçlerinde öğrendiğim hayat dersleri şöyle:
- Bir ev size makul gibi görünüyor, bütçenize de uygun gibiyse öyle biraz düşüneyim falan demeyin. Siz düşünürken ev gider.
- Benim gibi köpek sahibiyseniz emlakçılar fiks olarak “Cinsi ne” diye soruyor. Aslında sormak istedikleri şey: “Golden mı değil mi?” Sarı reisler az havladıkları ve sorunsuz bellendikleri için kabul edilebilir bulunuyorlar.
- Ekspat kardeşlerimiz bize çılgınca gelen kiraları kur meselesinden mütevellit güle oynaya verdikleri için tutamadığımız her evi tutacak bir ekspat var.
- Süreçten çok sıkılıp ‘‘Gider şu karşıdaki AVM’den güzel bir çadır alırım, bu iş de huzur içinde çözülür’’ diyeceğiniz anlar olacak. Teorik olarak mantıklı ama şehrimizin bir inşaatlar şehri olduğunu unutmayın. O çadırı kurduğunuz yere de üç vakte bina dikerler, hem de sizin ev tutamayacağınız türden bina dikerler. Bu tip fikirleri ve sinir krizlerini kafanıza her geldiğinde de hızlıca atmaya çalışın.
- Kentsel dönüşüme gireceğini bildiği evi yine de bu bilgiyi vermeden “Bir yıl da olsa kira geliri gelir işte, ne güzel” diye kiraya vermeye kalkışan çakal ev sahibi ve emlakçı kardeşlerimiz oluyor. Bunlara dikkat edin. Hoş, bizim memlekette dolandırılmayacağım diye dikkat etmenin sonu yok. Ama emlak ve taksi sektörlerinden dolandırılmadan çıkmak, dolandırılma bütçenizde ciddi bir düşüş yaratacaktır yine de.
Ayrıca ne kadar moral verir bilemem ama sonsuza kadar sürecekmiş gibi gözüken ev arama yolculuğunuzda yalnız olmadığınızı da bilin.
Hepimiz aynı emlakçıdayız.
Paylaş