Paylaş
Yılbaşından az önce bir gün, sabahın erken saatleri arkadaşla SGK’nın önünden geçiyoruz. Kapıda deli gibi kuyruk var, uzandıkça uzanıyor. “Yazık insanlara ya sabahın bu saatinde” dedi. “EYT’li onlar, eksik prim kapatmak istiyorlar yıl dönmeden” dedim. Bir celallendi, “Haaa ben de normal yaşlı emekliler mağdur oluyorlar sabah sabah diye üzülüyorum, bunlar genç zaten hepsi o zaman. Beklesinler, üç sene daha bekleyebilirler burada, bir şey olmaz; vakitleri de var fizikleri de” diye saydırdı.
Ben bazı konular için bunlar sosyal medyada kavga çıkarıyor ama normal insan hayatında bu kadar karşılığı yok diye düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla EYT konusu bunlardan biri değil. Toplumumuz içinde husumet yaratan konular arasına olanca hızıyla eklenmiş bile.
Berbere giriyorum. Berber emekli olmuş. Müşteri saydırıyor: “Hah bir de size bakacağız yani şimdi.” Berber korkmuş, “Hocam vallaha başvurmayacağım, ben korktum sizden. İşimin başındayım” diyor.
Müşterilerin sakinleşesi yok: “Yok bir de çalışmasaydın. 40 yaşında emekli mi olunur, çalıştığınızdan daha uzun süre maaş alın bir de, oh ne âlâ...”
““Beklesinler, üç sene daha bekleyebilirler burada, bir şey olmaz; vakitleri de var fizikleri de.””
Akşam arkadaşlarımla yemeğe gidiyoruz. Masadaki 10 kişiden 6’sı 40’larının ilk yarısında. Beşimiz emekliliğe hak kazanmış. Ben kazanmamışım bir tek, o da prim günüm tutmadığından. Kazananlar şaşkın. “Bizim böyle bir beklentimiz yoktu ama durduk yere emekli olduk, hadi bakalım” diyorlar. Bir arkadaşımız çalışmaya başladığı günden beri emeklilik için gün sayıyordu. Yıllardır da “Son 1.000 günüm, son 642 günüm” gibisinden tek tek sayıyordu şafağını. O çok mutlu. Ama onun da çeşitli WhatsApp gruplarına attığı coşku dolu mesajlar bir süre sonra geri tepmiş. Her bir grupta ayrı ayrı laf yemiş, terslenmiş, özetle “Git emekliliğini uzakta kutla, biz senden 1-2 sene sonra girdik diye zibilyon gün daha çalışmamız lazım” demişler.
Size iyi forumlar...
Bu masadan kalkınca arkadaş arası grubumuza bir mesaj düşüyor: “Gençler, aranızda emekli olan var mı? Varsa bir süre bu gruba girmesin, ağır konuşacağım.” Emeklilerimizse 1-2 gündür yedikleri dayaktan tecrübeli. “Biz ne gideceğiz, asıl sen git, Twitter’da İlker Canikligil ile beraber kutlu davanın peşine düş” diye defanstan uzun toplarla çıkmaya başlıyorlar. Ben hemen “Benim girişim tutuyor, primim eksik, genel olarak durumun çok da adil bir şekilde çözüldüğünü düşünmüyorum. Size iyi forumlar, hayırlı günler” deyip, konuyla ilgili söyleyebileceğim her şeyi söyleyip çekiliyorum. Neme lazım, birbirlerini döverken benim de üzerimden geçerler falan.
İşin uç noktasını ise ertesi gün eşiyle emeklilik yüzünden kavga ettiğini, iki gündür konuşmadıklarını söyleyen bir diğer arkadaşım koyuyor. Eşi emekli piyangosunu tutturmuş, bu 5 ayla kaçırmış. Şakalaşırken iş ciddiye binmiş. Eşi demiş ki: “25 yıldır çalışıyorum, hakkımdır.” Bu demiş: “Sen çalışırken biz damda güneşleniyor muyduk? Herkes çalışıyor,
hayret bir şey.” Bir yuva temelinden titremiş uzadıkça mesele.
İşin sonu boşanmalara ve ‘evlilikte emekliliğe takılanlar’ örgütlenmesine gider mi acep?
Paylaş