Paylaş
Şehir dışından gelen tanışımla oturduk. “Siz bu scooter’larla kavga etmeden nasıl yaşıyorsunuz? Kaldırımda arkamdan geliyor, bir de çekil diye bağırıyor” diye şikâyet etti. Ondan kaçarken kaldırımın diğer istikametinden gelen normal motorun altında kalıyormuş. “Hoşgeldin” dedim. Bu taşıtlara duyduğum nefretin nedenlerini sıraladım. Size daha önce yazmıştım. Ama yine yazacağım çünkü öyle bir kerede üzerimden atabilecek, hırsımı alabilecek kadar az nefret etmiyorum.
1) Bir taşıt olmalarına rağmen üzerlerine binenleri taşıt olmadıklarına ikna etmişler. Yolda değil, yaya yolunda fink atıyorlar. Çok seyrek olarak yolda gittiklerini gördüğüm de oluyor, onda da ya ters yöndeler ya da canlarını sokakta bulmuş gibi makas denemeleri içindeler. Bunu sürenlerin ezici bir çoğunluğunun trafik bilgisi yok. Yine hatırı sayılır bir kısmının ehliyeti dahi olmadığına da eminim.
2) Bu kentin trafik görgüsü zaten yerlerde. İhtiyacımız olan son şey yolda daha fazla usturupsuzluk görmek.
Bizim gibi kentte kendisinden başkalarının da yaşadığı fikrini henüz tam kafada oturtamamış toplumlar için uygun değiller. Öyle olsalar kaldırımlara engelli geçişleri dahil her türlü alanı tamamen kapatacak şekilde terk etmezdi bunları kullanıcıları. Yaya geçemiyor, bebek arabası geçemiyor, hiçbir şey geçemiyor. Adamcağız dükkânının önündeki direğe rica mahiyetinde yazı asmış “Lütfen buraya scooter bağlamayın” diye. Yazının altına dört tane bağlamışlar.
3) Anlamsız hız yapabiliyor bu alet. Kültürümüzde bir şey anlamsız hız yapabiliyorsa o hızı mutlaka yapmalıyız gibi bir bakış açısı olduğundan ağır yaralanmalı kazalara karışmaları an meselesi. Hafif yaralanmalılarına çoktan karıştılar bile.
4) Kilitle bağlanmayanları ve aynı firmaların mobiletimsi taşıtları çıktı. Bunlar daha da güzel, kafana göre yolun ortasına falan atıp gidiyorsun. Elektrikli oldukları için çocuk parkının içinden falan geçebileceklerini düşünüyorlar ve dahi geçiyorlar. Bizim çünkü bu parka taşıt girmesin derken sorunumuz karbon salımıydı, çoluğa çocuğa çarpar endişesi değil.
5) Firmaları da densiz, kuralsız, ayarsız. Hiçbirinin milletin altına çektikleri bu taşıta getirilen kısıtlamaları falan denetlediği yok. Varsa yoksa oraya buraya konuk olup çalışanlarımız bizde çalışmayı çok seviyor temalı boş konuşmalar yapsınlar. Senin kullanıcıların bu aleti metro istasyonunun içine sokup da orada nasıl biniyor, sen onu desene bana çalışanlarım beni çok seviyoru anlatana kadar.
Hayır, zaten hareket etmemeye yeminli insanlarız. Aman her şeye tekerlek takılsın. Tekerleksiz, motorsuz hiçbir alan kalmasın. Babası kamyon gibi ciple gezsin. Çocuğu elektrikli scooter’dan inmesin. Dayısı motoruyla hız rekoru denesin. Sonra vay efendim niye nefret ediyorsun?
Etmeyelim de taşa mı dönelim?
Paylaş