Paylaş
İnternet dediğin yerle taksi koltuğu birbirine inanılmaz benziyor. İnsanların aynı zırvalıkları tekrar tekrar söylediği, hiç “Ben ne konuşuyorum, bu söylediğimin aslı astarı var mı?” diye düşünmediği ortamlar ikisi de. Nitekim öndeki şoför kaldırımda köpek gezdirenlere bakıp “Bu hayvanseverler insan sevmiyor abi” deyince kaşımı daha önce yüzlerce kez olduğu gibi kaldırmak zorunda kalıyorum. “Bizim bir arkadaşın karısı” diyor “Kediyi kocasından çok seviyordu, adam ‘Ya ben ya kedi’ dedi, boşadı kadın bunu.”
Dayanamayıp “Başkan” diyorum; “Uç örnekler bunlar. Kaldı ki kediyi kendine rakip gören adamı da boşarlar yani...”
Aslında hayvanlarla dostluk kuran insanların, insanlarla ilişki kurmakta sorun yaşadığına, bu yöndeki becerilerinin eksik olduğuna dair de bir araştırma mevcut değil. Tersine, veriler hayvanların ‘sosyalleşmeyi kolaylaştırıcı’ etkileri olduğunu gösteriyor. Bunun doğruluğuna bütün köpek sahipleri kefil olabilir. Tabii bu konuyu uzun uzadıya taksici bireyle tartışıp ortamı bir panele çevirmeye niyetim yok. Eve döndüğümde köpeğe şöyle bir bakıyorum. “Ya” diyorum, “İnsan sevmiyormuşum, o yüzden senle iyi anlaşıyormuşuz.” Bön bön bakıyor ve lisanı münasiple “Bırak şimdi onu bunu da iki top at neşemizi bulalım” çekiyor bana beden diliyle.
Onun yine kafasını çok takmadığı ama benim hem internetten hem de böyle şeylere kafa yormayı seven arkadaşlarımdan çok sık duyduğum bir şey daha var: “Sizin bu hayvanlarla kurduğunuz ilişki aslında bir tahakküm, bir iktidar ilişkisi.”
Bu beni ‘insan sevmiyorsunuz’ argümanının tersine biraz geren bir husus. Ara ara dönüp köpeğe bakıyorum, “Allah’ını seversen söyle, tahakküm kuruyor muyum” diyorum. Köpekte yine tık yok. Hasılı bana sorarsanız ya da mesela siz değil de bir taksici sorarsa, insanlarla hayvanlar arasındaki tüm ilişkileri iktidar gibi bir gerekçeyle okuyup geçmek bence çok sağlıklı değil. ‘İnsan sevmiyorlar ondan kedi köpek bakıyorlar’ da ha keza aynı kategoride. Bu ilişkiler tek bir nedensel etkene indirgenemeyecek kadar çeşitli ve değişken.
Şimdi aslında bütün bu kafamdakileri durak durak dolaşıp bütün taksici abilere, internetin köşesine bucağına ve bu yazıyı sonsuza kadar uzatarak size anlatmaya devam edebilirdim.
Lakin kaynak sıkıntım var. Daha doğrusu yoktu ama az önce ben bu yazıyı yazarken oluşmuş. Anlattıklarıma dayanak olarak İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Biz ve Onlar, Hayvanlarla Bağımızı Anlamak’ isimli kitaptan faydalanıyordum. Dur biraz daha faydalanayım diye içeriden almaya gittiğimde benim köpeğin de aynı kaynaktan farklı bir amaçla faydalandığını gördüm. Yemiş yarısını kitabın. Şimdi üzerinde tahakküm kurmadan yaptığının yanlış olduğunu ona anlatmaya çalışacağım. Başarı ihtimali düşük bir sınav ama olsun, kazanmak için sevmedik sonuçta.
Paylaş