Paylaş
Rahmetli Bülent Ecevit’in hem siyasi ikizi hem de halefi olarak Rahşan Ecevit kabul edildiğine göre, Hayrünnisa Gül, neden Abdullah Gül’ün yerine geçmesin ki? Böyle bir şey olursa, cumhurbaşkanı yemini etmek için TBMM’ye geldiğinde başını açmak zorunda kalır ve türbana takanların sorunları da ortadan kalkmaz mı?
Böyle bir durumda CHP ne tavır takınır acaba?
Hem kadın-erkek eşitliğini parti olarak savunurken, hem de “kadın cumhurbaşkanını” da boykot etmeyi sürdürürler mi?
Veya Hayrünnisa Gül cumhurbaşkanı olursa eşi eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya davetlerini kadınsız yapmasını protesto etmek için “erkeksiz resepsiyonlar” mı düzenler?
Dünyadaki örnekler
Bakın dünyadaki karı-kocaların siyasi ortaklıklarına dayalı serüvenlerine.
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin eşi Cecilia’dan olaylı ayrılmasının yankılanması dünya medyasında sürerken görev süresi biten Arjantin Cumhurbaşkanı Nestor Kirchner’in yerine eşi Cristina Fernandez de Kirchner’in seçilmesi, zirvelerdeki karı-koca ilişkilerini gündemde tutacak.
BBC bunlara diğer örnekler olarak 1980’de darbeyle devrilenFilipinler’in Ferdinand-İmelda Marcos’larını ve şimdi Beyaz Saray üzerindeki iddialarını kadın üzerinden sürdürenAmerika’nın Bill-Hillary Clinton’larını göstermişti.
Tabii bu arada Arjantin’in Juan-Eva Peron’larını da unutmamak gerekiyor. Eva’nın 1952’deki ölümü ertesinde bir darbe ile devrilen ve İspanya’da sürgün hayatı yaşayan Juan Peron, 1970’lerde ülkesine dönmüş ve yeniden başkan olmuştu. O dönemde evlendiği yeni eşi Isabel, Peron’un ölümü (1974) ertesinde Arjantin’e başkan oldu ama iki yıl sonra bir askeri darbeyle devrildi.
Rakip karı-kocalar
Ayrıca Peru’nun eski Cumhurbaşkanı Alberto Fujimori’yi yolsuzluklara karışmakla suçlayan eşi Susana Higuchi’nin ayrılıp siyasete atılması ve eşine rakip olması da var listede. Ancak Peru’nun 1995 başkanlık seçimlerinde eşinin rakip olarak adaylığını koyması üzerine, Alberto Fujimori bir yasa ile başkanların akrabalarının kamu görevlerine aday olmalarını yasaklamıştı. Bunun üzerine Susana, resmen ayrıldı ve 2000 yılı seçimlerinde milletvekili seçildi.
Bu arada Sarkozy’ye yenilen Fransız sosyalist lider ve başkan adayı Segolene Royal’in de dört çocuğunun babası ve 27 yıllık hayat arkadaşı Sosyalist Parti Başkanı Francois Hollande’dan, seçim yenilgisi ertesinde ihanete uğradığı için ayrıldığı hala hatırlarda.
Neyse… Bütün bunlar dünyadan örnekler.
Burası Türkiye.
Burada kadın kadınlığı, erkek erkekliğini bilmek zorunda.
Hasan Cemal’in Barzani ile çok önemli görüşmesi...
Terörle mücadele ve Irak’a sınırlar ötesi müdahale konusu tüm karmaşıklığı ile devam ediyor. Bu arada Hasan Cemal’in bir gazeteci olarak Barzani ile görüşmesini, herhalde siyasetçiler ve diplomatlar ibretle izlemektedirler.
Barzani’nin Hasan Cemal’e söyledikleri, bu sorunun kilit cümlelerini içeriyor. Milliyet’ten alarak aynen aktaralım:
- “PKK geçen yıl da ateşkes ilan etti. Biz de bunun için baskı yapmıştık. Asker ise böyle bir ateşkes ilan edilmemiş gibi davrandı, algısı bu oldu. Barışçı çözüm için bir niyet, bir siyasal irade olursa, yol açılır barışçı çözüme doğru…" Barzani'nin bir eleştirisi daha var Ankara'ya yönelik: "Benimle konuşmuyorsun Türkiye olarak. Beni muhatap almıyorsun. Benimle diyalog kurmuyorsun. Sonra da benden bir şey istiyorsun PKK'ya karşı… Bu nasıl iş?.. Bu arada biz de Türkiye'den güvence istiyoruz, bütün bu askeri önlemler bize karşı değildir diye…" Mesud Barzani, anayasal olarak Irak'ın bir parçası olduklarını belirtiyor. TBMM'den çıkan tezkerenin bu noktayı göz ardı ettiğini söylüyor, soruyor: "Türkiye'nin, Irak'ın Kürdistan bölgesine yönelik düşmanlığı nedir, söyler misiniz? Yoksa esas mesele PKK değil de biz miyiz Ankara'dakilerin gözünde?..”
Paylaş