Parti kurmak turşu kurmaya parti kapatmak da musluk kapatmaya benzemez

Özel yaşamda da “pire için yorgan yakmak” açısından ele alınacak böyle tepkisel kararlar sonucu ailelerin dağıldığını, ortaklıkların bozulduğunu, dostlukların düşmanlıklara dönüştüğünü sık sık görmüyor muyuz?

Düşünün ki bir ay önceki terör eylemlerine karşı duyulan toplumsal öfke devlet katında da tepkisel kararlara dayansaydı, şu an Türk-Amerikan ittifakı sona ermiş ve Türkiye Irak topraklarındaki sonu belli olmayan bir sıcak savaşın içine girmiş durumda olurdu.

DTP’nin kapatılması konulu istemin de, aynı açıdan tartışılması gerekiyor.

Neticede hemen hepimiz DTP’nin söylemleri ile PKK’ya adeta destek vermesini her açıdan eleştiriyoruz. DTP sözcüleri önümüzdeki tarihi fırsatı adeta bilinçle ıskalıyorlar.

Ancak aynı anda DTP’deki sertleşmenin belirli bir siyasete Türkiye Cumhuriyeti’ni�yönlendirmek amacını taşıdığı ve bu sertleşmenin kaynağının demokratik ve meşru siyaset zemini dışından geldiğini de, çoğumuz hissediyoruz.

Tıpkı PKK’nın terör eylemleri ile Türkiye’yi Irak topraklarına çekmeyi planlaması gibi bir durum gündemde olabilir.

Bu meseleyi İlter Türkmen’in Hürriyet’teki gözlemi ile noktalayalım:

- 1980’den beri şu veya bu şekilde DTP çizgisinde olan altı parti kapatılmış, fakat bu kapatmaların hiçbiri terörle mücadeleye katkıda bulunmamıştır.

 Migren cinsiyet, sınıf, ırk farkı gözetmeksizin insanları birleştirir…

 Kanuni de “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” demiş ya.

Gerçekten de, sağlığınız bozulunca hiçbir konunun önemi kalmaz.

“Migren”le ilgili yeni bir varsayımın tıp otoriteleri tarafından gündeme getirildiğini okuyunca, geçmişte çektiğim baş ağrılarımı hatırladım.

Amerikan tıp dergisi  “Neurology”de yayınlanan bir araştırmaya göre migreni olanların beyinlerindeki “korteks”te kalınlaşmalar saptanmış. Ama bu kalınlaşma migrenden mi kaynaklanıyor yoksa kalınlaşma mı migrenin sebebidir anlaşılamamış.

Dahilerin hastalığı mı?

Düşünün ki yeryüzündeki insanlar yüzde 12-28 arasındaki oranda, yaşamlarının bir döneminde migren ağrıları çekerler. Yunanca’daki “hemicrania”dan gelen bu “yarım baş ağrısı”nın sebepleri de tam bilinmez.

Kimine göre genlerle taşınan kalıtımsal bir sorundur bu. Örneğin yumurta ikizlerinde yüzde 65 oranında migren kardeşliği de görülür. Bazıları alınan besinlere bağlar migreni. Kırmızı şarap, çikolata, lahana falan yemezler. Bir teoriye göre uykusuzluk, bir başka teoriye göre iklim değişiklikleri, bir başka teoriye göre de ruh hallerindeki gerginlikler migreni ateşler.

Migren yaygın bir hastalıktır. Ama her migrenlinin migreni, onun bir nevi özelidir. Migren kriz gelince migrenli içine döner, sessiz, karanlık mekanlara sığınır. Işık korkusu, ses korkusu, mide bulantısı, göz yaşlanması, burun akması, o dayanılmaz baş ağrısının mütemmim cüzleridir.

Bazı migrenliler kendilerinin ancak dahilerde ve önemli kişilerde görülen bir hastalığın sahipleri olduğunu düşünürler. Çünkü Van Gogh, Claude Monet gibi ressamların, Sezar, Napolyon gibi asker-liderlerin, Virginia Wolfe, Lewis Carroll gibi yazarların yanında Elvis Presley ve John F. Kennedy’nin de ünlü migrenliler arasında bulunduğunu herkes bilir.

Baş ağrısı bu hastalığın semptomudur

Migren bir hastalık, onun baş ağrısı ise bu hastalığın semptomudur.

Ben de 25 yıl önce aynen migreninkine benzer yarım baş ağrıları çekiyordum ve bu yüzden tıp kitapları okuyup kendimi baş ağrısı uzmanı olmuş gibi görüyordum.

TRT’de bir canlı yayın sırasında baş ağrısı gelip saplandı. Kamera bana dönük olmadığı zaman gözyaşı döküp kıvranıyor, beni gösterince de güler yüzle söyleşiyi sürdürüyordum. Karşımda o zaman Çalışma Bakanlığı Müsteşarı olan Çetin Zilan vardı. Baktım o da aynı durumda, meğer onun da migreni varmış ve stüdyoda ışıklar yanınca onun da krizi patlamış.

Neyse artık biliyorum ki her baş ağrısı aynı değildir. Yarım baş ağrısı için kullandığınız damar daraltıcı ilaçlar (Vazodilatörler), diğer tür baş ağrılarını artırabilir.

Bu yazıyı migreni olanların bir solukta okuyacağına eminim.

Ve migrenlilerin cinsiyet, ırk, sınıf ve renk farkı olmayan global bir kitle oluşturduklarını da çok iyi biliyorum.