Paylaş
Biliyorsunuz. Amerika federal bir sisteme sahip. Bu yüzden “eyaletler” büyük ağırlığa sahip. Örneğin anayasada değişiklik yapıldığı zaman bunun bütün eyalet yasama organları tarafından da onaylanması gerekiyor.
Yani bu ülkede hem dikey, hem de yatay kuvvetler ayrılığı var. Dikey kuvvetler ayrılığının içeriğinde yasama, yürütme, yargı bulunmakta. Yatay kuvvetler ayrılığı ise, eyaletlerin özerkliğine dayanıyor.
Bu açıdan Amerika’nın kurucu babaları federal istemin bölünme getireceğinden ürkmek yerine, bu sistemin demokrasiyi güçlendireceğini düşünerek, hareket etmişler.
Yani bizden farklı bir siyaset ve devlet felsefesi var.
Ama “insan” öğesine gelince bizden çok farklı değil Amerikalılar. Hatta biz Türklerle Amerikalılar arasındaki benzerlikler oldukça fazla.
Amerikan mozaiği
Birincisi dünyanın her coğrafyasından kopup gelen göçmenler tarafından oluşan Amerikan ulusu, rengarenk ve çok çeşitli bir insanlar topluluğu.
Hep “Anadolu mozaiği” deriz ya.
Amerikan toplumu için bu “mozaik” kavramı yetersiz kalır.
Daha ötesi var mı? San Francisco’da hiç Çin’i görmemiş ama İngilizce bilmeyen Çinliler bile vardır. New York’ta Amerika doğumlu taksi şoförüne rastladığınızda şaşırırsınız.
İkincisi, Amerika’da sınıf atlamak kolaydır.Yerleşik şirketlerin yönetiminde üst kata geçmek için, en karanlık mücadeleler verilir. Ama aynı anda üniversite bitirmemiş yetenekler, bir buluşları ile o şirketleri solda sıfır bırakan dev şirketler kurup, kendi hanedanlarını başlatabilirler.
Bıkkınlık işareti mi?
Üçüncüsü, Amerikan seçmenleri de bıkar ve sıkılırlar.
Geçmiş seçimlerde baş tacı ettikleri politikacıları, bir anda sandıklara gömerler ve hatta Nixon’a yapıldığı gibi, başkanlıktan bile istifa ettirirler.
İşte başkanlık seçimine hazırlanan partilerin aday belirlemek için yaptıkları ön seçimlerin ilkinde, Iowa eyaletinde, Amerikalılar yerleşik adaylar yerine Demokrat Parti’de siyah derili Senatör Barack Obama’yı, Cumhuriyetçi Parti’de de Arkansas eyaletinin eski valisi ve din adamı Mike Huckabee’yi birinci sıraya oturttular.
Tabii ki bu ilk önseçim. 8 Ocak’ta New Hempshire, 15 Ocak’ta Michigan, sonra Nevada, Carolina, Florida ön seçimleri var. Şubat’ta da aralarında California, New York ve New Jersey’in bulunacağı 20 eyalette daha ön seçimler yapılacak.
Çikolata renkli başkan mı?
Ama Iowa’da Amerikan seçmeni bir işaret verdi sanki.
Nasıl bizim seçmenler 2002 seçimlerinde yerleşik partileri ve adayları barajın altına ittiyse, Amerikalılar da Iowa’da favori ve yerleşik isimleri (örneğin Hillary Clinton, John McCain) iki partide de alt sıralara ittiler.
Müstakbel Amerikan başkanı bir siyah derili mi, yoksa bir papaz mı olur, bilemeyiz.
Senatör Obama başkan olursa sevgili Sezen Cumhur Önal, Michael Jackson’dan “çikolata renkli şarkıcı” diye söz ettiği gibi ondan da “çikolata renkli başkan” diye mi söz eder acaba?
İngilizce öğretmenleri için tercüman gerekiyormuş
Hafta içinde Milli Eğitim Bakanlığı Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü ile British Council arasında Anadolu otelcilik ve turizm meslek liselerindeki İngilizce öğretmenlerinin eğitimine ilişkin protokol imzalandı. Bakan Çelik törende yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
- Turizm ve otelcilik liselerindeki gençler Steinbeck’in, Dickens’ın romanlarına edebi analizler yapmak için İngilizce öğrenmiyorlar. Mesleki İngilizce dediğimiz kavramı aslında her tür meslekte yerleştirmek lazım.
Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürü Sadettin Sabaz da birkaç hafta önce İngiltere’den gelen dil uzmanlarının İngilizce öğretmenleriyle tercüman aracılığıyla konuştuklarını anlattı.
Bu anlatılanlar bana arkadaşım Güney Kore eski Basın Ataşesi Mr. Song’u hatırlattı. Song da hayata orta okulda İngilizce öğretmeni olarak başlamış. Kore Savaşı’nda Song’un köyüne gelen Amerikan askerleri ondan yol sormuşlar. Onlara sahip olduğu İngilizce’yle yolu tarif edemeyince, İngilizce bilmeden İngilizce öğretmenliği yaptığını anlayıp, istifa etmiş ve üniversiteye gitmiş.
Belki bu durumlar doğaldır. Bir yakınım yüzme bilmezdi ama rıhtımda durup, denizdekilere nasıl kulaç atılacağını anlatırdı.
Paylaş