Paylaş
Cemil Çiçek tarihi bir iş yapıyor .
Tüm gücüyle, seyirci kalmaya alışmış olan toplumumuzu, yeni Anayasa'ya katılmaya, görüş verdirtmeye çabalıyor.
Rıfat Hisarcıklıoğlu, tüm odalarını, yan kuruluşlarını, etkili olduğu çevreleri ayaklandırıyor. TÜSİAD, somut öneriyle ortaya çıkıyor. “İstanbul Politikalar Merkezi” 100 öneriyi bir araya getiriyor.
Sonra dönüp muhalefete bakıyorum , orada ise bir ilgisizlik görüyorum.
Hasan Cemal gibi hissetmek istemiyorum. Yeni anayasa hazırlanma çalışmalarını konusundaki heyecanını kaybetmeye başladığını yazdı. Ben henüz kaybetmedim ve kaybetmek de istemiyorum.
Yeni anayasayı ülkemizin önündeki tüm engellerin aşılabileceği bir fırsat olarak görüyorum. Çözemediğimiz sorunların üstesinden gelebileceğimiz yolun temizlenmesi şeklinde değerlendiriyorum. Bu engeller, zincirler bir defa kalksın, sonrası çok daha kolaylaşacak .
Artık yeni bir Türkiye yaratma zamanıdır.
Eski kısıtlamaların, yasakların kalkması, toplumun tüm kesimlerinin birbiriyle barışarak yaşayacakları bir ortam bulma zamanıdır .
Anayasa'yı Ak Parti’ninmiş gibi değerlendirmek, "onlar ne derlerse kötüdür/iyidir" varsayımıyla hareket etmememiz gerekmektedir. Eğer muhalefet-iktidar kavgasına dönüştürürsek hiçbir yere de varamayız.
Aynı şekilde, Ak Parti de kendi anayasasını yapmaya çalışmamalıdır. Uzlaşı aramak ve tüm kesimlerin katılacakları bir anayasa ile ortaya çıkmalarını gerekmektedir. Eğer bunu başarabilirlerse, işte o zaman gerçekten tarihi bir görev yapmış olacaklardır.
Eğer yeni bir anayasa konusunda anlaşmaya varamazsak , meheldir bizlere...Ayıptır bizlere. Demek ki , demokrasiden uzak, Kürt sorununu çözmeden yaşamak istiyormuşuz, demek ki, ucube bir anayasa ile yolumuza devam etmeyi içimize sindirebiliyormuşuz sonucu çıkacaktır.
*
AMA'SIZ, FAKAT'SIZ BİR ANAYASA İSTİYORUM...
Eski T.C Devleti 'nin en sevdiği yasa, içinde tuzaklar bulunan, demokratmış gibi görünen , ancak aynı cümlenin içinde bol "ama bizim koşullarımız" veya "fakat bazı hallerde uygulanmaz" kelimelerinin serpiştirildiği cümlelerle dolu olanıdır.
Anayasamız da böyledir.
Yeni anayasamız ise , eskisinden çok farklı olmalıdır.
- Muğlaklıklardan kurtarılmış, tüm gücüyle demokrasiye vurgu yapan bir anayasa...
- Atatürk milliyetçiliği-devrim ve ilkeleri yerine, kişilerin özgürlüğünü ön plana çıkaran ve değiştirilemez maddelerden kurtarılmış bir anayasa ...
- Türklük vurgusunun kaldırıldığı , Kürt sorununun çözümünü imkansızlaştıran maddelerin silindiği, Kürtçe eğitim ve yerel yönetimlerin önünü açan bir anayasa...
- Toplumu bölen ve bugüne kadar sadece çatışma yaratmış olan yasakların kaldırıldığı, herkesin istediği gibi giyinip yaşayabileceği bir ortam yaratan bir anayasa...
- Kendi özgürlüğünün sınırlarını bilen, başkalarının zorlanmasını engelleyen bir anayasa...
- Kimsenin dinine karışmayan, ancak din'in de yönetime el koyması kapısını kapatan bir anayasa...
İşte benim rüyam böyle bir anayasa görebilmek .
Kısa, net yazılmış ve herkese eşit davranan bir anayasa düşlüyorum.
Üstelik, böyle bir anayasa değişikliğinin de ancak bugünkü meclisten çıkabileceğine inanıyorum. İlerde yine koalisyonlu dönemlere girdiğimiz de, bu fırsatı kaçıracağız. Çocuklarımıza sağlam bir miras bırakamayacağız .
AK PARTİ DE BU ANAYASAYA KENDİ DÜNYASINI SOKUŞTURMAMALI...
Bir tavsiye de Ak Parti 'ye...
Nasıl geçmişte katıksız-kemiksiz laik bir anayasa yapılmışsa, sizler de aynı tuzağa düşmemelisiniz.
Nasıl tepeden bakan, toplumu bir koyun sürüsünden farksız görenbir yaklaşım var idiyse, şimdi sizler de aynı hataları yapmamalısınız.
İnsanoğlu kapılıp gidebilir.
"Fırsat bu fırsattır" deyip, yeni anayasayı dini unsurlarla doldurmaya kalkabilir. Bu imkanın bir daha ele geçmeyeceğini düşünüp, Türkiye ' yi bir uçtan öbür uça çekmeye çalışabilir.
Yaşananlardan ders alıp , bu oyuna gelmemek gerekir.
Bırakın artık normal bir ülke olalım. Kimsenin kimseye tahakküm etmediği , herkesin rahat ettiği bir toplum yaratalım.
Unutmayın, sizler bugün bir uca iterseniz , saatin pandülü birgün yine geri döner...
Paylaş