Paylaş
Bazı olaylar vardır, hiç ilginiz olmasa dahi başınıza tuğla düşürür. İstediğiniz kadar günahsız olun, yine de fatura size çıkar . Sizi çok zor durumda bırakır, hatta büyük bedel ödemenize yol açar.
Bazı olaylar vardır ki, konu ne olursa olsun, her türlü gelişme sizin lehinize sonuçlanır. Prim sağlar ve tam aksine gücünüze güç katar.
İşte şu anda böyle bir durumla karşı karşıyayız.
Wikileaks belgelerinin şu ana kadar sızan bölümü, muhalefet ne kadar üstüne giderse gitsin, yine de Erdoğan için – özellikle kendi oy tabanı açısından – olumlu bir portre çiziyor. Eğer önümüzdeki dönemlerde işleri karıştıracak başka belgeler çıkmadığı taktirde, önümüzdeki seçimlerde Başbakan’ın oy oranına katkıda bulunacak gibi görünüyor.
ERDOĞAN’ A YOLSUZLUK SUÇLAMASI TUTMUYOR...
Başbakan’ın lehine gelişen en önemli unsur, belgelerde sözü edilen “ İsviçre bankalarındaki sekiz ayrı hesap” konusu.
Erdoğan için kamuoyunda istenilen eleştiri yapılabiliyor, ancak hiç tutmayan yolsuzluk iddiaları. Başbakan’ın yolsuzluklara karışmamış bir lider imajı var. İddialarda bulunulsa dahi tutmuyor.
İşte böyle bir konumda bulunan Erdoğan hakkında, Amerikan belgelerinde İsviçre'deki hesaplardan söz edilmesi, kamuoyunda tam aksine ters etki yaptı. Amerikalıların yapılan dedikoduları dahi, hiç kontrol etmeden Washington’a yolladıkları, sırf Başbakan’ı yıpratmak için böyle hareket ettikleri izlenimi doğdu.
BAŞBAKAN , BAŞKALDIRDIĞI İÇİN CEZALANDIRILIYOR...
Belgelerin ayrıntılarını bırakıp genelinin bir analizini yaparsak, kamuoyundaki diğer bir izlenim, “ Başkaldıran Başbakan’ ın Amerika tarafından taşlanması” şeklinde. Şimdiye kadar boyun eğen Türkiye’nin tutumunu değiştirmiş ve devlere karşı çıkmış olan Türkiye’nin Washington tarafından cezalandırılması gibi görülüyor.
Bu da, Başbakan açısından son derece önemli.
Kamuoyunun önemli bir kesimindeki Erdoğan efsanesini daha da yaygınlaştıracaktır.
Bağımsız hareket eden...
Korkmayan...
Süper güce kafa tutan...
Etrafındakileri korkutan bir lider.
Tahmin edebileceğiniz gibi, bunlar içeride seçim kazandıracak unsurlar olmasa dahi, hiç değilse oy kaybını önler, hatta kararsızları etkiler.
Koşullar şimdiki durumda, Başbakan’dan yana gelişiyor.
BUNLARI YAN CEBİME KOYUN...
Son günlerde moda oldu.
Wikileaks Belgelerindeki çeşitli bilgiler konusunda bir küçümseme veya önemsememe kampanyası yürütülüyor.
Örneğin, Aliyev’ in Türkiye ve Erdoğan hakkındaki sözleri.
Azerbaycan lideri, bizimle kucaklaşıp “Kardeşiz bizler kardeş...” derken, meğer Amerikalılara özel görüşmelerinde gizlice bizi çekiştirip “Bu Türklerin enerji koridoru olmalarını istemediğini ” söylüyormuş.
Yere göğe koyamadığımız Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat' ta, Türkiye konusundaki değerlendirmelerinde – bana sorarsanız doğru bir değerlendirme yapıp – bölgede en etkili ülkenin Türkiye değil, İran olduğunu söylemiş.
Bunun gibi daha çok örnekler var.
Tabii ardından hemen yalanlamalar geldi.
Cumhurbaşkanı Gül bile “Ben de Aliyev’ in böyle birşey söylediğine inanmam” diye arka çıktı. Ne yapsın ki... Aksini söylese bu defa daha büyük bir kriz çıkacak.
Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün Davutoğlu hakkındaki sözleri de, yalanlandı.
Ancak emin olun, istedikleri kadar görmezden gelinsin, istendiği kadar önem verilmiyormuş izlenimi verilsin, her ülke ve her ilgili kişi kafasının kenarına küçük bir not düşüyor. Bu notlar ileride kullanılacaktır. Açıkça yüzüne karşı söylenmese dahi, dost geçinen ve ya böyle bir izlenim verenin gerçekten ne düşündüğü hafızalara yazılıp değerlendirilecektir.
Wikileaks Belgeleri, zaten bu nedenle ilginç ve önemli. Komşunuzun, sizin hakkınızda gerçekten ne düşündüğünü öğrenmenin nasıl dayanılmaz bir keyfi varsa, işte hepimiz bunu hissediyoruz.
Bu belgeler daha çok ülkenin ve daha nice liderin maskesini düşürecek. Hepimize, Dış İlişkilerde hiçbir zaman dostluk ve kardeşlik diye bir şeyin bulunmadığını ve sadece çıkar hesabının bulunduğunu gösterecek. Bundan böyle artık, kucaklaşıp öpüşen liderlere inanılmaması gerektiğini de öğretecek.
Diyorum ya, Wikileaks gerçekleri çırılçıplak önümüze serecek.
Paylaş