PaylaÅŸ
Bu kadar ülke lideri bir araya gelince, hele konu Nükleer  oldu mu, ister istemez gözler İran’a dönüyor.
Tahran yönetimi burada değil. Onlar da kendi zirverelerini düzenlediler, ancak dünyanın nabzı Washington’da atıyor.
Obama yönetimi bu zirve sırasında, İran’ın nükleer politikalarını durdurmak, hiç değilse yavaşlatabilecek bir koalisyon oluşturmak istiyor.
Ne olursa olsun, böylesine bir zirve topladınız mı, hemen her konu tartışılır.ÂBu defa da aynı durumla karşı karşıyayız. Washington, kaynayan kazana benziyor.
Gelen liderler arasında en çok arananlardan biri de, TürkiyeÂBaÅŸbakanı Recep Tayyip ErdoÄŸan.
Nedeni de basit.
-       ÂÄ°ran denince, hemen akla Türkiye geliyor. Ankara’nın Ä°ran yönetimiyle iliÅŸkisi, Washington açısından hem çok önemli, hem soru iÅŸaretleriyle dolu. Ä°ÅŸte bundan dolayı, ErdoÄŸan’ın neler söyleyeceÄŸi ve nasıl bir tutum takınacağı merak ediliyor.
-       ÂErdoÄŸan’ın buradaki varlığını en çok ilginçleÅŸtiren diÄŸer bir sorun da, ErmenistanÂile imzalanan protokollerin akibeti. Obama yönetimi bu protokollerinÂiptal edilmesini istemiyor. Bu belgeleri, tarihi bir anlaÅŸma sürecinin baÅŸlangıcı olarakÂgörüyorlar. Oyunu bozanın da, Türkiye olduÄŸuna inanıyorlar. Washington’da bir çıkış yolu bulunabilecek mi, yoksa atılan adımlar boÅŸluÄŸa mı düşecek, belli olacak. Bu açıdan, ErdoÄŸan’ın temasları çok önemli.
-       ÂYine burada tartışılacak diÄŸer bir konu, Türkiye’nin Ä°srail ile giderek keskinleÅŸen demeç savaşı. ErdoÄŸan, hedef olarak Netenyahu-Lieberman koalisyonunu seçmiÅŸ durumda. Her fırsatta da vuruyor. Cevap verme görevi de Lieberman’ın omuzlarında. Türk BaÅŸbakan’ının, bu konuda ikiÂavantajı var. Biri Netenyahu hükümetinin uyguladığı Filistin politikasının, Washington dahil, uluslararası camiada destek görmemesi. Hele dışiÅŸleri bakanı Lieberman’ı seven ve destekleyen de yok.
İki günde bütün bu sorunlar tabii ki çözümlenemeyecek. Ancak ne olursa olsun, Türkiye’nin Başbakanlık düzeyinde temsil edilmesi çok iyi oldu. Erdoğan katılmasaydı, Türkiye burada sadece dışişleri düzeyinde temsil edilseydi, kaybeden biz olacaktık.
                                  Â*                                Â*                                Â*
Â
CEPHE AÇTIKÇA, OBAMA’YA İHTİYAÇ ARTACAK...
Siyasetin en temel ilkelerinden biridir. Fazla cephe açmamaya çalışırsınız. Her cephede bir başka savaş vermemek için, siyasetçiler dikkatli davranırlar. Zira, açılan her cephe, hem liderin, hem de partinin tüm enerjisini alır. Kadroları zorlar, insanları yorar.
Başbakan Erdoğan ise, bu yaklaşımı hiç benimsemiyor. Tam aksine, sürekli farklı alanlarda kavga veriyor.
Son bir yıldır bakın kaç taşı çevirdi, hangi alanlarda cephe açtı:
-       ÂDoÄŸan Yayın Holding’e yönelik sert eleÅŸtirilerle baÅŸladı ve eleÅŸtiri yapan veya farklı görüş veren medyaya meydan okuyan bir BaÅŸbakan kimliÄŸiyle karşımıza çıktı.
-       ÂKürt açılımıyla,Âhem muhalefet, hem de milliyetçi kitleleri karşısına aldı. Bir süre sonra, çeÅŸitli nedenlerle açılım durunca, Kürtlerin sempatisini de kaybetti.
-       ÂErmeni Açılımıyla, yine muhalefet ve milliyetçi kesimleri, ardından da Azerileri karşısına aldı. Washington ile gerilim yaÅŸamaya baÅŸladı.
-       ÂAlevi Açılımıyla kimseleri tatmin edemedi.
-       ÂÖnce Ergenekon ve Balyoz operasyonları sonra, ordu mensuplarını ve komuta kadrolarını çok yakından ilgilendiren kararlarla TSK’yı tümüyle karşısına aldı.
-       ÂÄ°srail’in, Netenyahu-Lieberman koalisyonuna karşı sert bir tutum takındı ve ÅŸimdiye kadar görülmemiÅŸ bir cephe açtı.
-       ÂÄ°ran’ın nükleer politikasını eleÅŸtiren baÅŸta Amerika olmak üzere batı dünyasına katılmadı. Tahran’a anlayış gösterip tepki topladı.
-       ÂAnayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi teklifiyle bu defa hem yargıyı karşısına aldı, hem de muhalefetin kenetlenmesini saÄŸladı.
-       ÂAvrupa BirliÄŸini, Türkiye’ye karşı çifte stardart  kullanmak ve tam üyelik sürecini engellemekle suçladı.
Bu cephelerin bir bölümünde haklı, diğer bazı bölümlerinde ise haksız görüldü. Kimi yaklaşımı alkış aldı, kimi sert tepkiyle karşılandı.
Ancak ne olursa olsun, bütün bu cepheler, iktidar partisini de belirli oranlarda hırpaladı. Kamuoyunu yordu. Kavga ortamı, insanları bıktırdı.
İşte Washington’da Türkiye’yi yakından izleyen çevrelerin sordukları soru, şöyle renk değiştirmeye başlamış durumda: AK Parti bu kadar cephe açınca, hiç değilse bazılarında kendini güvenceye almak için, Obama’nın desteğine muhtaç kalacaktır.
BaÅŸkan Obama’nın gündeminin içinde Türkiye var da, ErdoÄŸan’ın buraya geliÅŸinde cebinde neler getireceÄŸi bilinmiyor. AncakÂAnkara’nın rahat bir nefes alabilmek için Washington’a ihtiyacı olduÄŸu ileri sürülüyor.
PaylaÅŸ