Paylaş
Saygı Öztürk’ün yeni bir kitabı yayınlandı.
“SINIR ÖTESİ SAVAŞIN KURMAY GÜNLÜĞÜ” sonderece ilginç tanıklarla dolu. 92-97 döneminde, askeri harekatlarda yaşanan olaylar, adetaGenelkurmay arşivlerindeki raporlardan alıntılar yapılarak yansıtılmış. Çok çarpıcı sahnelerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Bir harekatta, Rus Ruleti oynar gibi, insan yaşamının nasıl pamuk ipliğine bağlı olduğunu görüyorsunuz. PKK’nın, Kuzey Irak’ı nasıl kullandığı da öğreniliyor. Doğan Kitap tarafından yayınlanan bu kitabı, özellikle şu sıralarda Kuzey Irak operasyonu olasılığı konuşulurken ilgiyle okuyorsunuz.
Ben bitirdiğimde, kendi kendime “Biz bu kafayla, PKK’yı durduramayız” dedim. Kısa yoldan çözüm arıyoruz. Olaya sadece güvenlik açısından bakıyoruz ve tüm sorumluluğu Türk Silahlı Kuvvetlerine bırakıyoruz. Devlet kurumları arasındaki koordinasyonsuzluk, işin tuzu biberi oluyor. Öztürk’ün kitabına konuşan komutanların da, benim yukarıda değindiğim noktaların önemli bir bölümünü paylaştıkları anlaşılıyor.
Ayrıca, kısa bir süre önce Eğirdir Komando Eğitim Merkezindeki brifingdeK.K.K Orgeneral İlker Başbuğ’da son derece önemli saydığım aynı noktaya değindi.
Bu ortak görüşleri şöyle özetleyebilirim:
Şimdi seçimler yaklaşıyor ya, bir Kuzey Irak Harekatı fırtınası estiriliyor. Aslında, “Dostlar alışverişte görsün” örneğindeki gibi bir tutum ile karşı karşıyayız. Kimse işin temeline inmiyor. Kimse bu olayı büyük resme bakarak ve bir bütün olarak ele almıyor. Şurasından burasından tutuluyor.
Seçim sonrasında tek ümidiniz, TC Devletinin sığlıktan kurtulup, PKK terörüne karşı topyekün bir politika oluşturmasıdır.
Saygı Öztürk’ün kitabındaki verilere göre, Türkiye 1992-1997 arasındaki Kuzey Irak’a yönelik binlerce asker, yüzlerce tank ve ağır donanımla 4 büyük harekat yaptı.
SONUÇ:
Dört büyük operasyonun bilançosu şöyle:
PKK’nın kaybı: 5701 ölü, 1697 yaralı.
TSK’nın kaybı: 237 şehit, 739 yaralı.
Bugün PKK, kadrolarını yine aynı düzeye çıkarttı.
* * *
PKK, MECLİSTE KAVGA ÇIKSIN İSTİYOR
PKK yöneticileri fütursuzca davranıyorlar. Eylemlerine, genel yaklaşımlarına baktığınız zaman, ülkede kavga çıkarmak için ellerinden geleni ardına bırakmıyorlar.
Seçim öncesindeki suikast girişimleri, seçim sonrası DTP’yi nelerin beklediğinin bir işareti. PKK açıkça, TBMM’de milliyetçi hisleri köpürtmeye ve DTP’lilerin üstüne yürümelerini sağlamaya çalışıyor. Cinayet işledikçe, Türk toplumunun daha fazla tehki göstermesini, hatta TBMM’nin etrafını çevirip bağımsız DTP’lileri içeri sokmamak için ayaklanmasını istiyor. DTP’li milletvekillerini sanki birer kobay gibi görüyor. Zaten hiçbir zaman, etkinbir statüye kavuşmalarını ve örgütün önüne geçmelerini arzulamadığı için, vur abalıya gidiyor. Seçim sonrasında nelerin yaşanabileceğini şimdiden görebiliyorum. PKK vurdukça sokakta sürtüşmeler artacak, çatışmalar meclise taşınacak ve her DTP milletvekili söz aldığında kıyametler kopacak.
PKK işte bunu istiyor. Doğrusu, bizde bu tuzağa kolaylıkla düşeceğiz gibi görünüyor.
Paylaş