Paylaş
Başbakan, sesini yükseltmeye başladı.
Gecikmiş adaletten şikayet edişi, yargının incelemelerini bir an önce tamamlaması gereğine sık sık işaret eder oluşu, Ak Parti'li bazı kesimlerle konuşurkenki huzursuzluklarını hiç saklamamaları...
En son, bütün bu polis operasyonunun başındaki Ali Fuat Yılmazer'in görevden alınışı, bu rahatsızlıkların en belirgin işaretleridir.
Doğrusu, sadece bu kadarla da kalınmamalı.
Tümüyle yanlış olsa dahi, bütün bu operasyonların siyasi iktidar tarafından manipüle edildiği şeklindeki, içerideki algılama artık dışarı da giderek yansıyor.
Avrupa Parlamento'sunun son kararını ve uyarılarını ciddiye almayabilirsiniz. Yaptırım gücü olmadığını, kötü niyetli olduklarını, Türkiye'yi tanımadıklarını da iddia edebilirsiniz. Ancak AP'nin şimdiye kadar böylesine sert bir karar almasını ve bunun uluslararası kamuoyundaki, genel Ak Parti iktidarının görüntüsüne ne büyük zarar verdireceğini reddemezsiniz. Yıllardır bu işi izliyorum. Göreceksiniz, bu algılamayı silmek bundan sonra çok zor olacak . Hatta yıllar alacak ve tarih -belki de abartılı şekilde- bu yaşananları, Ak Parti iktidarına fatura edecek.
Polis ve yargının sahnelediği son dram bir leke gibi kalacak.
Kimse, alelacele yazılmış ve çelişki dolu yasaları incelemeyecek. Uluslararası kamuoyu, demokrasi yıldızı olarak nitelediği bir iktidarı, şimdi despotlukla damgalayacak.
Ne gerek var bunlara?
Seçimleri kolaylıkla alacağı görülen bu iktidarın, bence şimdi asıl yapması gereken, sesini daha da yükseltmesi ve "yeter” demesi.
Artık beklemeye tahammül kalmıyor.
* * *
ÜZMEZ' E, MEDYA KAPILARINI KAPAMALI...
Hüseyin Üzmez, yasalarımızdaki boşluklar ve uygulamalardaki karmaşadan yararlanarak tahliye oldu. Şimdi Yargıtay' ın vereceği kararı bekleyecek.
İstatistiklerdeki, tutuklu gazeteciler listesinde bir kişi azaldı!
Ne mutlu bir gelişme değil mi?
Bu konuda söylenecek hiçbir şey yok.
Beni asıl çıldırtan, Hüseyin Üzmez'in dışarı adımını atar atmaz "... Artık bol bol gazete ve TV' lerde konuşacağını" açıklaması oldu.
İnanamadım.
İnsanın biraz utanması, arlanması olur ve kamuoyu önüne çıkmamaya çalışır, değil mi?
Hayır, tam tersine...
Bey, " Hazır olun" diyor.
Neden biliyor musunuz? Bizim reyting arsızlığımızdan dolayı. Böylesine laflar edebilmesinin üzgünüm ki, tek nedeni bu. Bu kötülüğün, ilkesizliğin altında hepimizin imzası var. Üzmez, yine aynı duruma geri dönüleceğini ümit ediyor.
HAYIR, hadi gelin bir defalığına çok basit bir etik gösterisine girelim ve hem yazılı, hem de görsel medyayı Hüseyin Üzmez' e kapatalım.
* * *
KADDAFİ ALTTAN ALIYOR...
TRT TÜRK, iyi iş yaptı.
Sorular biraz daha dişli olsa, daha da manşetlere çıkar, uluslararası medyaya daha da fazla yansırdı. Ancak TRT olunca iş zorlaşıyor. İşin içine sadece gazetecilik değil, devlet siyaseti de karışıyor.
Yine de, Mehmet Akif Ersoy’u söyleşiyi gerçekleştirebildiği için tebrik etmek lazım.
Bazı gazetelerde, Kaddafi' nin yine Türkiye' yi yerden yere vurduğundan söz ediliyor.
Ben öyle okumadım.
Libya liderinin daha önceki söyleşilerinde, Türkiye' den söz açılınca nasıl insafsızca konuştuğunu, Kürtleri kışkırtmak için neler neler söylediğini çok iyi bilirim. Hiç sağı solu yoktur.
Bu defa aksine, yine de dikkatli davranmış.
Erdoğan 'ın eleştirilerini bile alttan alıp yanıtlıyor.
" Yanlış anlama..." diyor.
Galiba şimdilik, fazla toz toprak kaldırmamaya çalışıyor. İleride bunun acısını çıkarır mı bilinmez, ancak oradaki Türk mevcudiyetine ihtiyaç duyduğu da apaçık ortada. Hiç değilse, şu aşamada, karşısına bir de Türkiye' yi almak istemiyor.
Bu arada, muhalefet tepki gösterdi. Ancak, Ankara' nın krizin ilk aşamasında sert tepki göstermemesi yerine oldu. Hem vatandaşlarımızı salimen çıkarabildik, hem de milyarlarca dolarlık yatırım tehlikeye atılmadı.
Bu tutumumuzdan dolayı , Washington rahatsızmış!
Acaba kendileri ne yapıyorlar?
Şimdi kalkıp, Türk hükümetini yeterince sert davranmamak, askeri müdaheleye karşı çıkmakla suçlamak ayıp olmuyor mu?
Paylaş