Paylaş
Bazı yargı kararları vardır, "Oooh, cezasını buldu..." dedirtir.
Bazı yargı kararları vardır , "Ooooo, bu kadarı da olmaz..." dedirtir.
Yargımıza olan tüm saygıma rağmen, kusura bakmasınlar, ancak Hrant Dink davasıyla ilgili kararın nasıl bir tepki topladığını herkes gördü. Kamuoyundan yansıyan bu çığlığı dikkate almak gerekir.
Yargı, bu cinayetin bir gurup tarafından planlanıp uygulandığı iddiasını reddetti! Meğer, pişpirik oynayan iki çocuk "Hadi gel İstanbul'a gidip şu Ermeni’yi öldürelim" demiş. Ellerini kollarını sallayıp Agos Gazetesi’nin önünde Hrant ile karşılaşınca biri tetiği çekivermiş...
Vah...vah...vah.
Mahkemenin vardığı bu sonuca kargaların dahi güldüğünden eminim.
Nasıl gülmesinler ki?
Dava öncesinde ve sürecinde, devletin Hrant'ın öldürüleceğini bildiği anlaşılmadı mı?
Hazırlıkları, nereden silah alındığını, nerede deneme yapıldığını, tetiği kimin çekebileceği ve kimin azmettirici olduğunu; jandarması, emniyet amirleri, hatta vali biliyormuş. Hrant'ı bile uyarmışlar, ancak korumamışlar.
Buna insaf denmez de ne denir ?
Öğrencileri, afiş astılar diye tutuklayan ve aylarca süründüren, 3 kişiyi bir araya getiren eylemlere terör örgütü damgası vuran yargı, şimdi birden bire Hrant cinayetinde bir örgütlenmenin söz konusu olmadığına karar verince ne diyebilirsiniz ki?
Yargının bu kararını ancak Yargıtay değiştirebilir ve vicdanları rahatlatabilir.
Diğer harekete geçmesi gereken ise devletin ta kendisidir.
Devlet suçluları veya sorumluluklarını yerine getirememiş ve Hrant Dink'in öldürülmesinde payları olan memurları için mutlaka bir inceleme başlatmalıdır.
Daha da ötesi bu insanlar, ki ifadelerden ve telefon kayıtlarından sorumlulukları olduğu anlaşılanlar var, yargılanmalıdır!
Hrant Dink'in kanı yerde bırakılmamalıdır.
Hrant bunu hakketmemiştir.
Yoksa onu, Ermeni olduğu için mi böyle bir muameleye layık görüyoruz?
ABD'NİN BÖLGEDEKİ YENİ DENETÇİSİ TÜRKİYE Mİ?
GIF (Global İlişkiler Forumu) iki yıl önce (2009) kuruldu. Siyaset, iş, bilim ve sanat çevrelerinden oluşan son derece saygın bir düşünce kuruluşu. En önemlisi, hazırladıkları raporları ideolojik açıdan değil, tamamen tarafsız bir yaklaşımla ortaya koymaları.
Son rapor, Füsun Türkmen ve Yavuz Canevi'nin eş başkanlıklarında ve Gözde Küçük'ün proje direktörlüğünde, konunun uzmanları (Hanzade Boyner, Gökhan Çetinsaya, Memduh Karakullukçu, Sönmez Köksal, Umran S.İnan, Sami Kohen, Özdem Sanberk ) tarafından hazırlandı. Konusu, Türk-ABD ilişkileri. El kitabı gibi dünden bugüne gelişmeleri inceliyor.
Bu raporu tavsiye ederim, zira içinde bulunduğumuz bölgenin nereye gittiği hiç belli değil. Tam bir karmaşa yaşanıyor. “Arap baharı” yok oldu. Yerine sert bir kış geldi. Amerika Irak'tan çıktı. İran'ın iştahı arttı. Suriye'de Esad durumunu sağlamlaştırıyormuş gibi görünüyor.
Bölgede ayakta duran, istikrar içinde hayatını sürdüren tek ülke Türkiye...
Raporun açıklandığı toplantıda çok çarpıcı izlenimler paylaşıldı. Bunların başında da Washington'un son dönemlerde Türkiye'ye sıcak yaklaşımı, ilişkilerin şimdiye kadar görülmemiş oranda olumlu gelişmesi geliyor.
ABD'nin Tükiye'ye bakışı giderek Orta Doğu ağırlıklı şekilde gelişiyor. Sanki Washington’un Orta Doğu’nun gözetimini Türkiye'ye bırakmak ve kendi dikkatini daha çok Uzak Doğu'ya kaydırmak istiyormuş gibi bir duruşu var. Baksanıza, önce Başkan Yardımcısı Biden geldi, arkasından Savunma Bakanı Panetta. Başkan Obama sık sık Erdoğan'ı arıyor ve bölgeyi konuşuyor.
Birşeyler oluyor da, acaba ne oluyor ?
Sorulan soru şu: Türkiye, bölgede ABD' nin yeni gözetimcisi veya denetleyicisi konumuna mı sokulmak isteniyor?
Somut birşey yok , Sadece bir izlenimden söz ediyoruz.
Aslında haklı bir izlenim.
Ancak bir başka açıdan baktığımızda, bizim de Orta Doğu ile eskiye oranla çok daha fazla ilgilendiğimiz bir gerçek . Böyle bir izlenimin doğmasındaki etkenleri şöyle sıralayabiliriz:
- Ak Parti'nin kimliği (İslam ülkeleriyle dayanışma)
- Davutoğlu'nun kişisel yaklaşımı (Türkiye'nin küresel rol oynaması)
- Arap halklarının ayaklanması
- Türkiye'nin AB seçeneğinin gündemden çıkması
Bütün bu gelişmeler, Türkiye'ye bakışları ve Türkiye’nin konumunu etkiliyor. Bölgedeki varlığı giderek değişik yorumlara neden oluyor.
GİF çalışmalarıyla kendinden çok söz ettirecek bir kuruluş. Eğer hem GİF'i tanımak hem de değindiğim rapora ulaşmak isterseniz şu adrese bir göz atın : www.gif.org.tr
Paylaş