GS için yeni bir dönem başlıyor…

Bu akşam büyük bir coşku yaşayacağız. Sadece GS değil, tüm Türkiye’nin gurur duyacağı bir stad açılacak. İlk gece çok kargaşa yaşanabilir, hiçbir şey gerektiği gibi hazır olmayabilir, ancak önemli değil. Önemli olan o keyfi tadabilmek.

Haberin Devamı

HAYIRLI OLSUN CİMBOM...
 
Bugün Galatasaray'lılar için son derece önemli bir gün.
 
Gitmeyenler bilemez. Öylesine şahane bir stada kavuşuluyor ki gözlerinize inanamazsınız. İçeri girdiğinizde, tribünlerdeki binlerce taraftarla, sanki kucak kucağa maçı seyrettiğinizi sanıyorsunuz.
 
Ali Sami Yen' in yeri bambaşka. Oraya ilk defa 15-16 yaşındayken gitmiştim. Hala kapalının sağ tarafında kendimi görür gibi oluyorum. Ancak, gelinilen noktada artık Galatasaray'ı taşıyamaz duruma girmişti. Tuvaletlerinden koltuklarına, girişinden çıkışına kadar kullanılması imkansızlaşmıştı. Karnınız açsa, sokaktaki sucuk ekmek veya köfte ekmekten başka birşey bulamıyordunuz.
 
Ali Sami Yen, bundan böyle anılarımızda yaşayacak.
 
Türk Telekom Arena ise, muhteşem bir şey.
 
Dünyanın çok yerinde stad dolaştım; böylesine güzelini görmedim, dersem abarttım sanmayın.
 
Herşeyin başında, Türk Telekom Arena sadece bir futbol stadı değil; bir eğlence merkezi.
 
Restoranları, locaları ve tüm konforuyla, bambaşka birşey.
 
Her GS’linin hiç değilse bir defa gelmesi, görmesi gerekiyor. Bir defa gidince, emin olun bırakamayacaksınız.
 
Bu gece GS için yepyeni bir dönem açılıyor.
 
Bundan böyle çok farklı bir GS ile karşı karşıyayız.

Haberin Devamı

İLK TAŞI KOYANLARIN LİSTESİ EPEY UZUN...
 
Bu stadın tamamlanmasında çok kişinin emeği var.
 
Eğer listenin en önünde gelenleri saymamız gerekirse, ilk fikri ortaya atanın, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül olduğunu görüyorsunuz. O dönemi hatırlayın; Sarıgül elinde projelerle her kapıyı çaldı. Kimi ciddiye almadı, kimi ise Özhan Canaydın gibi, kucakladı.
 
Canaydın' ın ruhunu şad etmemiz gerekiyor. Hastalanma pahasına elinden geleni yaptı, ne yazık ki bugünkü açılışa kadar dayanamadı.
 
Daha kimler kimler var...
 
Liste çok uzun.
 
Işın Çelebi de kahramanların arasındaki diğer bir isim.
 
Hepsine teşekkür borcumuz var.

ERDOĞAN GS'LİLERİN KALBİNİ ÇALDI...
 
İsterseniz koyu bir Kemalist olun.
 
İsterseniz  koyu bir CHP'li veya MHP' li olun.
 
İsterseniz  yeminli bir AKP karşıtı olun.
 
Eğer GS'li iseniz, Başbakan Erdoğan’a bir teşekkür borcunuz var demektir.
 
Adnan Polat' tan dinledim ve şaşırdım.
 
Başbakan, bu araziyi bürokrasinin elinden çatır çatır koparıp almış. Nedeni de biraz eski dönem yönetimlerin ihmali. Çabuk hareket edememelerinden dolayı haklarını kaybetmişler ve resmen Başbakan araya girerek kurtarmış.
 
"...Bu proje ne zaman tıkansa, hemen Başbakana koştuk ve hiç tereddüt etmeden önümüzü açtı..."

Haberin Devamı

Bilirsiniz, Erdoğan koyu bir FB'lidir. Hatta, bu projenin durdurulması için epey de baskı altında kaldı.

Neler yazıldı, kimler itiraz etti, hepsini gazete sayfalarında görebiliyorsunuz.
 
Bu akşam, GS'li taraftarın Erdoğan' a bir alkış ve teşekkür borcu var.
  
LÜTFEN BU STADI DA PARÇALAMAYIN...
 
Tüm GS taraftarlarına bir çağırım var.
 
Lütfen bu güzelim stadı kollayıp koruyun. Ali Sami Yen'de son dönemlerde gördüğümüz barbarlıklara izin vermeyin.
 
Takım bir maç kaybedebilir.
 
Buna da çok sinirlenebilirsiniz. Ancak hıncınızı koltukları kırarak göstermeyin veya tuvaletleri tahrip ederek protesto etmeyin. Stad, Galatasaray Kulübü’ne aittir. Orada kıracağınız her koltuk, her kapı veya her tuvaletin parası kulübün kasasından çıkacaktır. Böylesine harcanacak her kuruş, kulübü zayıflatacaktır.
 
Taraftarın bu yaklaşımını anlayabilmek çok güç.
 
Kimin ve neyin cezalandırıldığını anlayabilmek de imkansız. Eğer kulübünüze zarar vermek; barbarlık yapmak istiyorsanız, o başka. O zaman gerçekten söylenecek birşey yok.
 
Yine de elinizi vicdanınıza koyun ve kararınızı verin.
 
Benim kulüp yönetimine bir önerim var.
 
Yeni stadın hemen her yeri kameraların kapsamında. Eğer etrafı kırıp döken taraftar tespit edilirse, mutlaka cezalandırılsın ve bir daha o stada sokulmayacakları bilinsin.
 
Kulüp kendini koruma mekanizmasını oluşturmalı.

Haberin Devamı

ULUHAN’IN SERGİSİ GALERİ G-ART’DA...

Uluhan Ataç’ın uzun süredir beklenen “Kadınlar” heykel sergisi dün Galeri G-Art’da başladı ve ay sonuna kadar sürecek. Bu sergide satılacak eserlerin gelirinin tamamı AÇEV’e (Anne ve Çocuk Eğitim Vakfı) bağışlanacak.

Uluhan’ın sergilerinden bu köşede birkaç defa söz etmiştim. Yeniden anlatmaya gerek yok. Bence, kadınların iç dünyalarını eserlerine en güzel yekilde taşıyan bir isimdir.

CEM’İ ÇOK ÖZLEMİŞİZ...

Cem Yılmaz’ı en son  tam üç yıl önce seyretmiştim. Üç yıldır stan-up komedi için sahneye çıkmıyordu.

Geçen gece TİM’de (Maslak) izledim. Tıklım tıklım bir salon ve her dakika biraz daha büyüyen bir Cem Yılmaz ile karşılaştık.

Haberin Devamı

Kolay değil, üç yıl boyunca ara verdikten sonra hemen  aynı forma kavuşabilmek çok güçtür.

Cem çabuk toparlamış.  Seyircisi de çok iyiydi. Diyalog kurabildi ve karşılığını gördü.

Filmde oynamak çok güzel  bir şey, ancak sahnenin tadı bambaşka. Hayran  olduğunuz bir sanatçıyı, beyaz perde veya ekranda değil de canlı canlı görebilmeniz, onunla uzaktan dahi olsa bir iletişim kurabilmeniz çok farklı bir his.

Kuliste görüp tebrik ettiğim Cem de memnundu. Biz onu nasıl özlemişsek, o da bizleri özlemiş.

İyi ki geri geldi.

CANDAN AZER'İN KAFKASYASI...
 
Okurlarımın büyük bir bölümü, Candan Azer' i tanımayabilir.
 
Ben çok iyi tanıyorum. Çocukluk arkadaşım. Sonradan, çok başarılı bir diplomasi kariyerini tamamlayıp, bugün emekli Büyükelçi olarak üretkenliğini sürdürüyor.
 
Önümde, 648 sayfalık Truva Yayınları’ndan piyasaya çıkan kitabı var. Bu ülkenin en ne yazık ki en az bilinen, ancak sorduğunuzda her Türk' ün "kalbimde yaşatıyorum" dediği Güney Kafkasya'yı anlatıyor.
 
Candan'ın ailesi Azeri kökenlidir. Muhteşem bir babası vardı. Oğlu da kökeninden hiçbir zaman kopmadı. Bununla da kalmadı ve bize eşsiz değerde bir tarih hediye etti.
 
Bu kitabı size anlatamam.
 
Anlatabileceğim tek şey; kitapta son derece önemli bir diplomatın dünyaya bakışını ve Güney Kafkasya' nın bu ülke için ne anlama geldiğini göreceksiniz. Türkiye'nin Güney Kafkasya'yı nasıl yanlış okduğunu öğrendiğinizde ise çok şaşıracaksınız. Kitabı mutlaka alın.
 
Candan Azer'e de hepiniz adına büyük bir teşekkür...

Yazarın Tüm Yazıları