PaylaÅŸ
Deprem bölgesinde geçirdiÄŸim günlerde, fazla konuÅŸulmayan, fazla üstüne gidilmeyen bir garipliÄŸi hissettim.          Â
Ortada açıkça bir devlet- BDP çekiÅŸmesi var.          Â
Devleti temsil edenler, yılların birikimiyle , BDP' ye ters bakıyorlar.          Â
Belki tepedeki yetkililer deÄŸil. ÖrneÄŸin, koordinasyonu yürütmekle sorumlu olan Vali Münir KaraloÄŸlu ile konuÅŸtuÄŸunuzda farklı bir yanıt alıyorsunuz. Ancak onun hemen alt kadrolarına indiÄŸinizde durum deÄŸiÅŸiveriyor.          Â
Dün de deÄŸinmiÅŸtim.          Â
Vali "Koordinasyon merkezine gelmediler, bir defa bile uÄŸramadılar. Davetiye mi çıkarmamız gerekir" derken, tüm teÅŸkilatının iÅŸbirliÄŸine hazır olduÄŸuna dikkat çekiyordu. Ben Vali'nin içtenliÄŸine inanabilirim de aynı ÅŸeyi konuÅŸtuÄŸum diÄŸer devlet temsilcileri için söyleyemem.          Â
Kimseyi de suçlamak niyetinde deÄŸilim.         Â
En küçüğünden yukarıya doÄŸru devlet bürokrasisi ve güvenlik güçleri BDP' ye farklı bakıyorlar...Tepeden bakıyorlar... Bu ÅŸekilde koÅŸullanmışlar. BDP' yi ülkeyi bölmek isteyen bir güç olarak gördüklerinden dolayı refleksleri hep aleyhte iÅŸliyor.          Â
Açık söylemek gerekirse, BDP’lileri düşman gibi görüyorlar.          Â
Sokaklardaki hava aynen böyle...Genelde kuÅŸkucu bir yaklaşım var...Yüksek sesle ÅŸikayet edenleri polis dağıtıyor...Sivil toplum örgütlerinden veya BDP’li olduÄŸu bilinen derneklerden gelen telefonlara yanıt verilmiyor...Pasif bir sırt dönme var...Sokaktaki ÅŸikayetleri dahiÂ
BDP' lilerin organize ettiklerine, yardımları engellediklerine inanıyorlar. Bu partiyi kendilerine bir engel olarak niteliyorlar.          Â
DiÄŸer bir gizli kurgu, halkın tepkilerini belediyelere yönlendirme çabasında da hissediliyor. Belediyelerin hiçbir ÅŸey yapmadıklarını söyleyen, belediyelerden hesap sorulmasını isteyen devlet yetkililerinin dillerinin altında BDP'ye prestij kaybı saÄŸlama çabası da yok deÄŸil.         Â
Van ikiye bölünmüş bir yer. Yarısı BDP'li, diÄŸer yarısı Ak Parti'li. Devlet ikinci kesimle daha kolay iliÅŸki kurabiliyor, daha rahat iÅŸbirliÄŸi yapabiliyor.          Â
Tabii o zaman da ayırımcılık filizleniyor.          Â
Bu duruma gelinmesinde sadece devletin sorumluluÄŸunu anlatmak da haksızlıktır.          Â
BDP'nin de bu depremde güç gösterisi yaptığını (Yan kutudaki yazıya bakın ltf) söylememiz gerekir.
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â *
KCK, HEM KIZIYOR, HEM ALTTAN ALIYOR...         Â
Bölgedeki KCK oluÅŸumunu bu defa gözlerimle gördüm.         Â
Kimse kimlik kartını gösterip "Bak ben KCK'lıyım" demiyor tabii. Ancak biraz konuÅŸtuÄŸunuzda durumun vahametini hemen anlıyorsunuz.        Â
T.C. Devleti ne kadarını hapse atarsa atsın, KCK hemen boÅŸluÄŸu dolduruyor .          Â
Bölgede iki devlet var.          Â
Biri BDP-KCK oluÅŸumu, diÄŸeri de T.C Devleti.          Â
Bu iki gücün arasında derinden derine bir yarış, bir rekabet olduÄŸu açıkça hissediliyor.          Â
T.C Devleti çok güçlü. Polisi, askeri, parası ve dev olanaklarıyla yenilmesi son derece zor bir olgu. Ancak halkın kalbini çalan, halkın inandığı ses ise, BDP- KCK örgütü.          Â
Türk Devleti ile karşılaÅŸtırdığınızda tabii ki daha zayıflar, ancak sesleri yüksek çıkıyor. Özellikle devlet tarafından yeterince bilgilendirilmedikçe, dışlandıkça, istedikleri gibi hareket yeteneÄŸine kavuÅŸuyorlar.         Â
Ãœstelik kızgınlar.          Â
KCK tutuklamaları, BDP'nin adam yerine konmaması onları çileden çıkarmış durumda. Güçlerini ancak sokakta gösterebiliyorlar. Yine de Van Belediye BaÅŸkanı Bekir Kaya'nın sertleÅŸmeye prim vermemesi, sorunları yumuÅŸaklıkla çözmek istemesi, birçok olayın önlenmesini saÄŸlamıştır. BDP sürtüşme peÅŸinde koÅŸmuyormuÅŸ izlenimini veriyor. Türkiye'nin her bir yanından yardım yaÄŸarken, inanılmaz bir destek kampanyası yaÅŸanırken, sokakları ateÅŸe vermek istemiyorlar. Aslına bakacak olursanız, onlar da karşı karşıya kaldıkları bu sevgi yumağından etkilenmiÅŸler. Memnuniyetlerini de pek gizlemiyorlar. Ancak onların derdi devletin yaklaşımı...Â
Bizler istediÄŸimiz kadar birliktelik nutukları atalım, devletin ÅŸefkat dolu elinden söz edelim, bölge çoktan bölünmüş bile . Ä°nsanların kafalarında bölünmüş. Siyah ve beyaz gibi . Kürt kökenli vatandaÅŸlarımızın bir bölümü Ak Partili olmuÅŸ ve ErdoÄŸan ne derse ona inanıyorlar. DiÄŸer bir bölümü ise İmralı ve Kandil'e inanıyor. Â
Bizlerin, bu durumu görmemezden gelerek bir yerlere varabileceÄŸimizi de sanmıyorum.          Â
Tren kaçmış...
Treni tekrar yakalamanın tek yolu temelden bir tutum değişimi gerektiriyor. Buna da kimsenin niyeti yok. Kavga, dövüş, silah ve tehditle gidilebilecek hiçbir yerimiz yok. Halklar arasındaki uçurum da giderek artıyor. Bunu görmek için birkaç günlüğüne bölgeye gidip sokaktaki insanları dinleyin, ardından da resmi yetkililerin nabzını tutun yeter.
PaylaÅŸ