CHP kavga ediyor, Erdoğan oyları topluyor…

Son anketleri bilmem gördünüz mü? CHP, bu haftasonu yapacağı Kurultayın kavgasını yapıyor. Baykal-Sav ikilisi, Kılıçdaroğlu'na bayrak açtı. Parti üstünden ellerini çekmek istemiyorlar. Tipik bir sen-ben mücadelesi yaşanıyor. Ana muhalefet partisi böyle bir karmaşadayken, Ak Parti’nin oyları yüzde 45-46 düzeyinde dolaşıyor.

Haberin Devamı

Ülkenin siyasi yaşamındaki en büyük dengesizlik, muhalefetin cılızlığından kaynaklanıyor. Toplumun beklentilerini karşılayamayan ve muhalefet etmeyi, iktidar ne derse HAYIR diye karşı çıkmak olarak gören bu partiler bir türlü kendilerini toparlayamıyorlar.

          

Ak Parti’ye alternatif yaratamıyorlar.

          

Zaten ortada iki parti var.

          

Milliyetçi Hareket Partisi, sadece bağırıp çağırıyor. Ortaya somut verilerle çıkamıyor. Üstelik bir türlü kanlanıp canlanamıyor. Kadrolarının göz ucuyla Ak Partiye sempati duyduğu da bilinen bir unsur.

          

Cumhuriyet Halk Partisi  deseniz, durum daha da kötü.

Haberin Devamı

          

Baykal’ın iktidarını Kılıçdaroğlu’na bırakmasıyla birlikte, bir ara hareketlenen parti, çok geçmeden yine iç kavgalara girdi.

          

Baykal- Sav ikilisi, uygar biçimde Kılıçdaroğlu’na yardımcı olmak, destek vermek yerine, aksine partideki nüfuzlarını kaybetmemek için harekete geçtiler. Bu haftasonu yapılacak olan Kurultay’da kan gövdeyi götürecek.

          

Kendiyle böylesine kavgalı bir Ana Muhalefet Partisine, halkın ümit bağlamasını bekleyebilir misiniz?

          

Karmakarışık, bir adım ileri bir adım geri giden bir parti manzarası veriyor.

          

Bu durumda CHP’ye ümit bağlanabilir mi?

          

Son anketler de bu durumu yansıtıyor. Yüzde 20’ler de inip çıkan, yerinde sayan bir CHP ile karşı karşıyayız.

          

Muhalefet bu durumda olunca, öğrenciler yumurtaya sarılıyor, Sivil Toplum Örgütleri sert tepkiler veriyor, medyada bunları manşetlerine taşıyor.

Genel Seçimlere ise 5 ay var.

 

Haberin Devamı

Bu durumda muhalefetten ne beklersiniz ki...

                                             *                               *                               *

ERDOĞAN OYLARI TOPLUYOR...

          

Muhalefetin böylesine cılız olduğu bir dönemde, Erdoğan  ise tek başına tekrar iktidara koşuyor. Son anketler, Ak Parti oylarının yüzde 46 civarında dolaştığını gösteriyor.

          

Ne iktidar yorgunluğu, ne Başbakan’ın sert tutumu para ediyor.

          

Tam aksine, adeta her olay iktidarın işine yarıyor. “Bu defa, yanlış adım attı, köşeye sıkışır“ deniyor, tam aksi yaşanıyor.

          

Öğrencilerin protestosuna sert çıkıyor, alkış alıyor.

          

Haberin Devamı

İşsizlik hala sorun yaratıyor, oylarında değişiklik olmuyor.

          

Kürt Açılımı'nda frene basıyor, ileri görüşlü Başbakan diye övülüyor.

          

Amerika'ya meydan okuyor, İsrail’i kimsenin yapmadığı kadar sert eleştiriyor, muhalefeti yerden yere vuruyor, medyaya her gün sözlü dayak atıyor, “Ne cesur adam”  diye omuzlarda taşınıyor.

          

Rüzgar ondan yana esiyor.

          

Erdoğan tek adam konumunda. Politikaları saptıyor, mücadelesini kendi yapıyor, ülkeyi sürekli dolaşıp durmadan anlatıyor. Tok sesiyle gündemi oluşturuyor.

          

Konjonktür de Başbakan’a yardım ediyor.

          

Özellikle ekonominin iyi gitmesi, onun etrafında bir koruma zırhı yaratıyor. Hiçbir şey Ak Parti'yi etkilemiyor.

Haberin Devamı

          

Daha bugünden Haziran seçimlerini alacaklarından eminler de, oy oranı ve milletvekili sayısını merak ediyorlar.

 

Yenilmez bir armada gibi görünüyorlar.

 

Bu, Erdoğan’ın partiyi yönetim şeklinden, sıkı disiplininden de kaynaklanan bir algılama.

 

Şimdilik her şey AKP’nin istediği gibi gelişiyor. Ancak unutmamak gerekir ki, bu rüzgarlar hiç beklenmediği anda değişiverir.

                                 *                               *                               *

SEVGİLİ BAYKAL , BIRAK BU KAVGAYI...

Deniz Baykal neresinden bakarsanız bakın, CHP tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. Unutulamayacak katkıları olmuş, partiyi tek başına sırtında taşımıştır. Kolay kolay unutulmayacak bir liderdir.

Haberin Devamı

          

Şimdi ise partinin başında yeni bir isim var.

          

5 ay sonra da bir genel seçim yapılacak.

          

Parti son derece ince bir çizgiden geçiyor.

          

Tam böyle bir süreçteyken, Kurultay’a gidiliyor ve Deniz Baykal, liste kavgası başlatıyor. Bizzat kendi başlatmamış olsa dahi, bunun bayraktarlığını-sözcülüğünü yapıyor. Hiç değilse, kamuoyu durumu bu şekilde algılıyor.

          

Bu kavga partiyi karıştırıyor ve gereksiz bir çekişme yaratıyor.

          

Hatırlatayım :

          

ÇARŞAF LİSTE, isteyen partilinin de adaylığını koyduğu bir yöntemdir. Genel başkanların birlikte çalışmayı arzulamadığı kişilerinde girebildiği bir uygulamadır. Parti içi demokrasi açısından yararlıdır, ancak Genel başkanların çalışmalarını zorlaştırabilir.

          

BLOK LİSTE, Genel başkanın kendi listesidir. İstediğini sokar, istemediğini dışarda bırakır. Parti içi demokrasi açısından kısıtlayıcı bir yöntemdir, ancak Genel başkanların rahat çalışmalarını sağlar.

          

Kılıçdaroğlu, bu ikisinin arasında bir formül istiyor. Listenin büyük bölümünü önümüzdeki genel seçime kadar çok sıkı çalışacak bir ekipten, bir bölümünü de parti içindeki diğer muhalif seslerden oluşturmayı planlıyor.

          

Deniz Baykal ise, Çarşaf listede ısrarlı. Besbelli, amacı kendi adamlarını sokmak ve parti içindeki kontrolünü kaybetmemek.

          

İnsaf, Deniz Baykal 1993’te Genel Başkan oldu ve o günden itibaren de sürekli Blok listeyi uyguladı. Gerekçesi de, parti disiplin ve çalışma temposunun arttırılmasıydı.

          

Bugün tam tersini söylüyor.

          

Olmuyor.

Yazarın Tüm Yazıları