Bu davada spor'da eski düzeni yargılayacak

Bu davada spor'da eski düzeni yargılayacakŞike davası sanki sadece Aziz Yıldırım'ın yargılanmasıymış gibi algılanıyor. Oysa belki farkında değiller, ancak Türk futbolunu yöneten bütün başkanlar yargılanacak. Kamuoyu, yüzlerce sayfalık tapelerdeki konuşmalarıyla başkanların futbola neler kazandırıp neler kaybettirdiklerini anlayacak.

Haberin Devamı

Adına Şike davası deniliyor. Medyaya bakılacak olursa, Silivri'de sanki sadece Aziz Yıldırım yargılanacakmış gibi bir hava var. Oysa bu davada, sadece FB Başkanı ile ilgili olarak yapılan suçlamalar yargılanmayacak. Belki farkında değiller, ancak bu dava futbol kulüplerinin başındaki tüm başkanları yargılayacak.

Bu yargılama, kamuoyu tarafından yapılacak. Açıkçası eski bir düzen yargılanacak.

Futbol kulüplerini yönetenlerin aralarındaki ilişkiler, konuşmaları ve sorunlara genel yaklaşımları kamuoyu tarafından didik didik edilecek. Yüzlerce sayfalık tapeler herkes tarafından okunacak ve başkanların kendi aralarındaki son derece "Hafif" konuşmalar hakkında bir yargıya varılacak.

Futbol dünyamızın ne kadar yanlış ellerde olduğu, çok açık şekilde ortaya çıkacak.

Haberin Devamı

Büyük olasılıkla da bu düzen yıkılacak.

AZİZ YILDIRIM’IN HAKLI OLDUĞU NOKTALAR...

Yıldırım önceki gün yaptığı ön açıklamalarla, son derece önemli bazı noktalara parmağını bastı.

Bunların başında da 8 aydır yargıcın karşısına çıkmayı beklemesi ve iddianame daha çıkmadan tüm suçlamaların medyaya sızdırılması geliyor.

Yıldırım, yargımızın kangrenleşmeye başlayan yarasına dikkat çekti.

Aylar, hatta bazıları için yıllarca süren tutuklama süreleri ve medyada linç. Bundan daha büyük bir eziyet, haksızlık olabilir mi?

Bırakın hiçbir şey bilmeden 8 ay tutuklu yaşamayı, buna bir de yargılanmadan medyaya sızdırılan suçlamaları eklerseniz, bu kamuoyunun gözünde idama mahkum edilmeniz anlamına gelir. Yıldırım da daha yargıç karşısına çıkmadan yerden yere vuruldu.

Aziz Yıldırım benim için, FB kulübüne çok şeyler katmış bir başkandır. İddianameye vereceği yanıtları da merakla bekliyorum. Aklanıp çıkmasını isteyenlerin arasındayım.

FB bunu haketmemiştir.

AYDINLAR’IN, TARAFTAR UYARISI...

M. Ali Aydınlar'ın geçen Perşembe günkü 32. GÜN programında söyledikleri hala konuşuluyor. Bu sezon yaptığım söyleşiler arasında en çok tartışılanı oldu. Rekor kırdı diyebilirim. Bu, benim ustalığımdan kaynaklanmadı. Demek ki, Aydınlar'ın söyledikleri o kadar merak ediliyormuş ki, böylesine ilgi yarattı.

Haberin Devamı

Bu söyleşide benim en çok dikkatimi çeken nokta, Aydınlar'ın FB Yönetim Kurulu ve taraftar hakkında söyledikleri, uyarılarıydı.

Aydınlar, FB Yönetim Kurulu'nun taraftarı kullandığını söylüyor ve bunun tehlikelerine dikkat çekiyor. Bütün dava boyunca taraftarı Silivri'ye yığmak ve maçlarda tezahürat yaptırmanın kulübe zarar getireceğine inanıyor.

Aydınlar konuşmalarında kulübü değil, sürekli şekilde FB Yönetim Kurulu’nu suçluyor ve bu sert tutumun FB'ye pahalıya mal olacağını söylüyor. Hatta o kadar ciddi ki, ilerde FB başkanlığına adaylığını koyabileceğinin işaretini dahi veriyor.

Dava dün başladı.

Ne kadar süreceği bilinmiyor.

Soğukkanlı olmak gerekiyor. Sadece FB değil, diğer kulüp taraftarları da özellikle GS'lilerin soğukkanlı davranmaları, tribün çatışmalarından kaçınmaları şarttır.

Haberin Devamı

HAKAN FİDAN KADAR, BAŞBUĞ DA KORUNMALI...

MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında açılabilecek tüm soruşturmalar (özel yetkili savcılar dahil) için Başbakan’dan izin alınması gerektiğine dair yasa çıkarılıyor.

Doğrusunu yapılıyor.

Böylesine önemli bir kurumun başındaki kişi için soruşturma açılıp açılmaması Başbakan'a bağlı olmalı.

Aynı durum genelkurmay başkanları için de geçerli olmalı.

Hakan Fidan ne kadar duyarlı bir görevde ise, Genelkurmay Eski Başkanı Başbuğ da aynı derecede duyarlı bir görevdeydi. Başbuğ için de Başbakan'ın izni gerekir.

Adalet Bakanı'nın Taha Akyol'a söylediği gibi, yeni hazırlanacak yasanın sadece Fidan'ı değil, genelkurmay başkanlarını ve kuvvet komutanlarını da kapsaması şarttır .

Haberin Devamı

Söylemek istediğim, bu devlet ile ilgili bir yaklaşımdır.

Devlet, bazı kurumların başına insanları koyuyor ve onlardan bazı önemli görevleri yerine getirmelerini istiyor. İstenen görevlerin önemli bölümü de, son derece risk taşımasına rağmen, yerine getiriliyor. Devletin ve hükümetin başındakiler de bu kişilerle işbirliği içinde çalışıyorlar.

Sonra?

Sonra yargı "Hayır bu yaptığınız yanlıştı" deyip bu kişileri mahkemeye verebiliyor.

Bu olasılıkta, devlet ve hükümet bu kişileri yanlız bırakamaz, bırakmamalı.

Benim dikkat çekmek istediğim nokta işte budur...

CİDDİ BİR SAVCI...

Cadı kazanını atılacak kişilerin başında, savcı Sadrettin Sarıkaya var. Yargı camiasına bakılacak olursa,  son derece ciddi bir eleman. Yasaların uygulanmasında çok duyarlı. Siyasi bir eğilimle hareket etmeyecek derecede mesleğine bağlı bir insan.

Haberin Devamı

Hele medya’ya haber sızdırılması konusunda çok duyarlı olduğu, şimdiye kadar da hiçbir olayının görülmediği belirtiliyor.

HSYK’nın Sarıkaya hakkında inceleme başlatmak istemesi de “başkalarına örnek” olması şeklinde yorumlanıyor.  Sonuçta hiçbir şey çıkmayacağı bilinse dahi, bir nevi ince ayar yapılıyor.

Yazarın Tüm Yazıları