Paylaş
Ben de dahil olmak üzere, bizim toplulumuz kadar rahat etmekten hoşlanmayan, en zengini dahil olmak üzere, hiçbir şeyi beğenmeyen ve sürekli homurdanan bir başka toplum bulanabileceğini sanmıyorum.
Altın külçeler verilse, sokak çeşmelerinden süt akıtılsa, ülke baştan başa donansa dahi, mutlaka bir şey bulur ve sırf "Ben demiştim" diyebilmek için, bir yerini bulur ve şikayet ederiz.
Allah rızası için, şöyle bir etrafımıza bakalım.
Yıllardan beri, Akdeniz'in en rahat ülkelerinden biri sayılan Tunus'un durumuna bakın. Yarı Arap, yarı Fransız, turizm cenneti ve dışardan bölgenin en istikrarlı ülkesi sayılırdı. Tek bir sorunu vardı, o da 30 yıldır aynı adam tarafından yönetiliyordu. Hükümdar ailesi ve ülkenin Saray'a yakın eliti tarafından yıllardır sürdürülen yolsuzluk artık dayanılmaz noktaya gelmişti. Asıl önemlisi, ağzını açan, farklı bir görüş söyleyenin yok oluverdiği bir sistemde yaşıyorlardı. Sıkıysa ağzını aç bakalım.
İşte patlamanın nedenleri...
Mısır'ın durumuna ne dersiniz?
Mübarek de, 35 yılı aşkın süredir Mısır'ın başında. Yerini oğluna bırakmaya hazırlanıyordu. Fakirlik diz boyu. Tam bir diktatörlük. Dünya değişiyor, ancak Mısır değişmiyordu. Yıllardır, patladı patlayacak dendi ve sonunda bir kıvılcım yetti, olanlar oldu.
Lübnan deseniz, orada ise, çeşitli guruplar arasındaki güç mücadelesi, ülkeyi parçalıyor. Zenginler, zenginliklerini tadamıyorlardı. Toplumun farklı kesimleri arasında diyalog kurulamadı , sorunlar Meclis'te çözümlenemedi ve sonunda yine kaosa düştüler.
TÜRKİYE, TÜM GÜCÜNÜ DEMOKRATİK SİSTEMİNDEN ALIYOR
Şimdi bir de kendi ülkemize bakalım ve kendi kendi kendimize "Bu ülkelerden ne farkımız var? " diye soralım.
Bunun bir tek yanıtı var : Demokrasi.
Ülkemizdeki, belki en eksizsiz uygulama değil.
Zaten bir çok eksikleri var ve bizde bunlardan şikayetçiyiz.
Ancak bu kadarı dahi, bölgede bir istikrar adası olmamıza yetti. Tüm sorunlara, içimizdeki tüm kargaşaya ve kavgaya rağmen, demokrasimiz sayesinde hep düzlüğe çıkabildik.
Bizde de fakirlik var, ancak yine demokrasi sayesinde patlama yaşanmıyor.
Bizde de, çeşitli kesimler (Örneğin, Kürtler veya Aleviler) ile Merkez arasında çatışma var, ancak yine demokrasi sayesinde iç savaşa dönüşmeden yaşanabiliyor.
Altın değerinde bir sistemimiz var.
Madalyonun bir de bu yanına bakalım.
* * *
TÜRK DEMOKRASİSİ MISIR VE TUNUS OLAYLARINI BÜYÜK ÖLÇÜDE ETKİLEDİ...
Abartmıyorum ve ne dediğimi de çok iyi biliyorum.
Eğer bugün Tunus'da veya Mısır'da, insanlar demokratik haklarını arıyor ve yoksulluktan kurtulmanın savaşını veriyorlarsa, bunda Türkiye modelinin bir oranda etkisi vardır.
Kendinizi Mısır veya Tunus'un orta halli, eğitimli bir insanın yerine koyun. Bir kendi durumunuza, bir de Türkiye'nin durumuna bakınca ne dersiniz? Hele son yıllarda, Türk dizilerini seyrettikçe bu farkı daha da net şekilde gözleyince, kendi diktatörlerinize kızmaz mısınız ?
“Türkler de müslüman, biz de müslümanız...
Nasıl oluyor da, onlar demokratik bir rejim içinde yaşayabiliyor, istediğini seçip, istemediğini değiştirebiliyor da, biz yapamıyoruz”, demez misiniz ?
“Nasıl oluyor da, demokratik rejim sayesinde, Türk toplumunun önemli bir kesimi yoksulluktan kurtulabiliyor, diğer bir kesimi çok zenginleşebiliyor da, biz neden sürünüyoruz”, demez misiniz ?
Yıllar boyunca "bizim neyimiz eksik?" diye sorup, sonuç alamayınca da, ilk kıvılcımda sokaklara dökülüp, 30'ar yıllık diktatörlere karşı ayaklanmaz mısınız ?
İşte Mısır ve Tunus'ta yaşananlar bunlar.
Lübnan'daki olaylar da, yine demokrasinin bir türlü yerleşememiş olmasından kaynaklanıyor.
Türkiye, bölgede rol model kabul ediliyor.
Eksikliklerine rağmen, işleyen demokrasimiz...Kimimizin beğenmediği, kimimizin de giderek eridiğini sandığı laik sistemimiz sayesinde, rol model oluyoruz. İçerden bakınca, fokur fokur kaynadığını sanıyoruz, ancak dışardan bakıldığında son derece istikrarlı ve giderek zenginleşen, müslüman bir Türkiye görüntümüz var.
Beğenelim veya beğenmeyelim.
Hiç değilse, bir defalığına madalyonun olumlu yanına bakalım.
Bu altın olanağı da elimizden kaçırmamaya bakalım.
Paylaş