Adamı yerden yere vurduk, Anan- Baban diye alay ettik. Şimdi kapısına düştük. Tek ümidimiz yine Annan oldu. Bugün Başbakan, getirilecek değişiklik önerilerini kabul edip Kıbrıs müzakerelerini başlatması için BM genel sekreterine ricada bulunacak.
Bugün İsviçre’nin Davos kentinde, Başbakan Tayyip Erdoğan BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile son derece önemli bir görüşme yapacak. Kıbrıs sorununun yeniden masaya yatırılması ve müzakere sürecinin başlatılması, bu görüşmeye bağlı.
BM Genel Sekreterinin tutumu, 1 Mayıs öncesinde müzakerelerin başlatılıp başlatılamayacağını ortaya çıkaracak. Eğer red yanıtı çıkarsa, Kıbrıs’ta çözüm ümitleri daha şimdiden suya düşecek.
Annan aylarca önce, tekrar müzakere masasına dönüş koşullarını resmen açıklamıştı. Buna göre, hem Türk hem de Rumların, planın ÇERÇEVESİNİ ve ÖZÜNÜ aynen kabul ettiklerini açıklamaları ve planın REFERANDUMA sunulması için de tarih saptamaları gerekiyordu.
Türk tarafı bugün Başbakanın ağzından, planın özünü ve çerçevesini kabul ettiğini bildirecek. Referandumun da ilke olarak kabul edildiğini bildirecek. Ancak, istenen değişikliklerin ayrıntılarına girilmeyecek. Ana hatları belirtilecek ve referandum tarihi verilmeyecek. Referandum tarihinin, müzakereler tamamlandıktan sonraya bırakılmasını isteyecek.
Rum tarafı ise, ilke olarak Annan planını kabul etmiş ancak yaklaşık 55 değişiklik istemişti.
Kofi Annan’ın, Erdoğan ile görüşmesinden sonra kesin bir karar açıklaması pek beklenmiyor. Büyük olasılıkla, Erdoğan ile görüşmekten ne kadar memnun kaldığını, önemli ve cesaret verici bir konuşma olduğunu söylemekle yetinecek.
Büyük olasılıkla, Kıbrıs Türklerinden resmen değişiklik isteklerinin kendisine iletilmesini isteyecek, ardından Rumlara son tutumlarını soracak ve tüm verileri gördükten sonra kararını açıklayacaktır.
Henüz bilinmeyen unsur, Kofi Annan’ın nasıl bir müzakere yöntemi seçeceğidir.
Acaba, tüm tarafların değişiklik önerilerini aldıktan sonra kendi yeniden bir plan hazırlayarak, “işte benim son önerim, kabul edin veya reddedin” mi diyecek, yoksa tarafların katılacakları bir müzakere süreci mi başlatacak ?
Belki de, tarafların önerilerini görecek, kendi planını yenileyecek ve ardından tarafları son bir final pazarlığa davet edecek.
Zaman daraldığından dolayı, sıkışık duruma düşen taraf biziz. Rumların tuzu kuru. Onlar, 1 mayıs tarihini geçiştirebilmek için çabalayacaklar. Topu sürekli taca atacaklar. 1 Mayıs günü başlayacak AB üyeliğini tehlikeye düşürmeden çözümü engellemeye çalışacaklar.
Anlayacağınız roller tam tersine dönecek.
Bizim en büyük ümidimiz de, yerden yere vurduğumuz, anan-baban diye alay ettiğimiz Kofi Annan’ın yardımcı olması, Başkan Bush ve AB yetkililerinin de gereken desteği verip Rumları ikna etmeleri...
İnsan kendi kendine sormadan edemiyor: Aklımız neredeydi ? Bu adımları atacaktıkta, neden bugüne kadar bekledik ?
* * *
MURAT YETKİN’ İN TEZKERE’ Sİ...
Murat Yetkin, Radikal Gazetesinin Ankara temsilcisidir. Daha önce NTV’de televizyonculuk yapmış, yabanci ajanslarda çalışmış ve son yıllarda yıldızı giderek parlayan gazetecilerimizden biridir.
Şu sıralarda bir kitabı çıktı.
Adı:TEZKERE
Irak Krizi sırasında yaşananların öyküsü.
Remzi Kitabevi tarafından yayınlanmış 286 sayfalık bir araştırma- öykü kitabı.
Bir solukta okuyuverdim.
Kafamdaki soru işaretlerinden büyük bir bölümü netleşti. ABD’nin Türkiye’ye, Irak askeri müdahelesini ilk defa ne zaman haber verdiğinden tutun, Tezkereye kadarki gelişmeler, Ankara’da yaşanan olaylar son derece net şekilde işlenmiş. Kitabın içeriği, Türkiye’nin karar verme mekanizmalarının ne kadar amatörce işlediğini göstermesi açısından beni hayal kırıklığına uğrattı. Ankara’ da karar mekanizmasını elinde tutan sivil otorite, Çankaya ve askerlerin birbirlerinden ne kadar kopuk çalıştıklarını ve işlerimizin nasıl pamuk ipliğine bağlı yürüdüğünü üzülerek okudum.
Murat Yetkin son derece başarılı ve yararlı bir iş yapmış.
Bu tip çalışmalar , tarihçilerimize ve bilim adamlarımıza inanılmaz hammadde sağlıyor. Yetkin eminim yıllar içinde, kitapta eksik kalan başka bilgilere de ulaşacak ve onları da ekleyecektir.
Bu kitabı özellikle AKP’lilerin de okumasını öneririm. Türkiye’nin yönetimine soyunduklarına göre, gerçekleri daha iyi anlamalarında yarar var.
* * *
KURBANINIZI, ZİHİN ENGELLİ ÇOCUKLARA ADAYIN
ERAM, Özel Eğitime Muhtaç Çocuklara Yardım Derneği, biliyorsunuz zihin engelli çocuklarımıza kollarını açan, onlara eğitim veren nadir kurumlarımızdan biridir. Avukat Hüseyin Yarsuvat’ın 1989 yılında temelini attığı ve hala desteklediği okulun ihtiyaçları var. İhtiyaç, zihin engelli çocuk sayısının artmasıyla birlikte büyüyor.
Bu çocuklar yemeklerini de okulda yiyiyorlar. Soğuk hava depolarında saklanan etler , onları aylarca besliyor.
Zihin engelli çocuklarımıza yardım etmek, sevapların en büyüğüdür. Kurbanlarınızı ERAM aracılığı ile kestirin. Kesenize uygununu siz seçin:
Küçükbaş kurban fiyatı : 300.000.000-500.000.000 TL arası Büyükbaş kurban fiyatı : 3.500.000.000-7.000.000.000 TL arası
Banka hesap numaraları:
Türkiye İş Bankası Fatih şubesi 1272653 (TL) Türkiye İş Bankası Fatih şubesi 639758 (EURO) Ziraat Bankası Karagümrük şubesi 45525 (TL) Ziraat Bankası Karagümrük şubesi 97937 (EURO) Ziraat Bankası Fatih şubesi 125348 (TL)
NOT: Gidip, kurbanlarınızla destek verdiğiniz okulu bir gezseniz, ne kadar dua aldığınızı, ne kadar büyük hayır işlediğinizi gözlerinizle görürsünüz. (Yazmacı Hüsrev sokak no:5 Karagümrük Tel (0212) 531 47 82- 533 10 09
TERÖRZEDELERE YARDIM, GEÇ BİLE KALDI
Fikret Bila’nın köşesinde okudum; Adalet Bakanlığı yeni bir taslak hazırlamış. Amacı da, geçtiğimiz yıllarda terörle mücadele sırasında zarara uğrayanlara tazminat vermek, bu insanların yaralarını sarmak.
Son derece doğru düşünülmüş bir tasarı.
Aslına bakacak olursak, geç dahi kalındı.
O korkunç yılları (92-98) hatırlayın. PKK terörü bir yandan etrafı kasıp kavuruyor, güvenlik kuvvetleri de tüm güçleriyle karşılık veriyordu. Arada sıkışanlar ise halk idi. Savaş sırasında kiminin köyü yandı, kiminin köyü boşaltıldı ve bu şekilde binlerce insan sefil oldu. Adana, Mersin, Antalya, Diyarbakır’da naylon çadırlara sığındı. Devlet, yıllardan beri bu duruma sadece seyirci kaldı. İstanbul’daki terör kurbanlarına el uzatan, her tabii felakette insanlara yardımcı olan devlet, bu manzarayı seyretmekle yetindi. “Bunlar PKK’ya sempati duyanlardır, neden yardım edelim?” mantığı ön plana çıktı. Oysa asıl kazanılması, devletin yanına çekilmesi gerekenler bu insanlardı.
Adalet Bakanlığının bu son girişimi, işte bu açıdan geç kalınmış ancak doğru bir adımın işaretçisidir. İnşallah, Meclis’in ağır gündemi içinde kaybolup gitmez.
Bravo Cemil Çiçek’e...
AB İÇİN YENİ BİR MERKEZ AÇILDI
Avrupa Birliği ile müzakerelere başlama tarihi ile ilgili toplantı yakınlaştıkça, kamu oyunda sorulan sorular da artıyor. Hergün gazetelere yüzlerce e- posta, faks veya telefonla, Üniversitelerden olsun, ilgi duyan vatandaşlardan olsun soru yağıyor. Her konuda bilgi isteniyor. Türk- AB ilişkilerinden tutun da, AB ile ilgili istatistiklere kadar her alanda büyük bir ihtiyaç var.
Avrupa Birliğinin Ankara’daki temsilciliği, İstanbul’ da yeni bir merkez açtı. Adı: Avrupa Birliği Bilgi Merkezi ( ABBM)
Eğer merak ettiğiniz bir konu varsa veya dokümantasyon arıyorsanız bu merkeze başvurabilirsiniz. Okullar için özel turlar hazırlıyorlar. İnternet aracılığı ile de ulaşabiliyorsunuz.
Sadece topluma yönelik değil, medya kuruluşları da bu merkezden yararlanabilecekler. İlgilendikleri konularda yabancı uzmanlarla bu merkez aracılığı ile görüşebilecekler.
ABBM sadece içeriye değil, AB ülkelerine Türkiye hakkında da bilgi akımı sağlayacak.Tüm meraklılara duyurulur:
(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)