Paylaş
Bu iş gittikçe bir milli spora dönüyor.
Acaba Baykal dönecek mi, yoksa bundan böyle CHP’ye, dışarıdan mı katkıda bulunacak?
Kimine göre, Baykal göz kırpıyor ve mağduru oynuyor. Toplumun ince tellerine basıyor. Genel istek üzerine geri dönmeyi planlıyor. Bu konuda öylesine bir kampanya var ki, inanılır gibi değil.
Deniz Baykal ile bende konuştum, ancak açıkçasını söyleyeyim, hiçte öyle bir hava almadım.
Son derece net şekilde, CHP’de bir değişim sürecinin başlaması gerektiğine inandığını söyledi. Yeni bir kişi ve ekibin başa gelmesinin önemini vurguladı. Hatta, yeni ekibe nasıl yardımcı olabileceğini anlattı.
Deniz Baykal, bana inandırıcı geldi. Beni yanlış yönlendirmek isteyeceğini de hiç sanmam.
Yine de, ne olursa olsun politika başka bir şeydir. Kuralları çok başkadır. Bizler, bir politik lider gibi düşünemeyiz. Bakarsınız, iki hafta içinde, benim söylediklerimin tam aksi çıkabilir.
Bence olmamalı.
Bence Baykal, yaralı şekilde tekrar partisinin başına geçmemeli. Adı geçen kasetin içeriği dahil, tüm komplo ortaya çıkarılmadan, Baykal tekrar sahneye çıkmamalı.
Kamuoyunun gözünde yaralı olduğu sürece, sadece rakiplerinden darbe yiyecektir.
Türkiye’nin, etkili-güvenilir ve dinamik bir muhalefete ihtiyacı var. Sorun, iktidar kadar güçlü bir muhalefetin oluşturulamamasından kaynaklanıyor.
CHP örgütüne düşen görev, darmadağın ve panik içinde hareket etmek değil, aksine bilinçli şekilde kendini yeniden yapılandırmak olmalıdır.
* * *
CHP İÇİN SINAV DÖNEMİ BAŞLADI
CHP’lilerin bir bölümü, hala şok içinde. Deniz Baykal’ın istifasına inanamıyorlar. Hatta bir kısım delegenin imza toplamaya başlamasının verdiği ümitle, liderin geri dönebileceğini konuşuyorlar.
Ben, bu defa Deniz Baykal’ın geri dönülmesi imkansız bir karar aldığına inanıyorum. Geri dönüp, “ne yapayım, halkım beni istiyor” gerekçesiyle tekrar aday olmayı, Baykal’ın kendine yakıştıramayacağından eminim.
Yanılabilirim, ancak ihtimal veremiyorum.
Baykal’ın bundan önceki çekilişini de izlemiştim. Bu defa herşey çok farklı. Artık geriye dönüşü olmayan bir yola girdi.
Şimdi asıl CHP yepyeni bir döneme giriyor. Bu partinin kaderi, kendine yeni bir lider seçimi ve ardından da önümüzdeki seçimlerde alacağı sonuçla belirlenecek.
Birinci senaryo, CHP’nin olgunluk içinde, kendine herkesin benimseyeceği bir lider bulması ve yoluna devam etmesidir. Bu olasılık, partinin adeta küllerinden yeniden dirilişini sağlayacak ve karşımıza yepyeni bir CHP çıkacak.
İkinci senaryo ise, partinin çeşitli fraksiyonlara bölünmesi ve zayıf bir liderin ortaya çıkmasıdır. Bu olasılık da, tam toparlanma işaretleri verirken CHP’nin erimesi anlamına gelir.
İşte bundan dolayı, CHP’nin olgunluk sınavına girdiğini düşünüyorum. Bakalım, kişiye dayanan, Deniz Baykal’ın sırtında taşıdığı bir parti miymiş, yoksa gerçek gücünü delegesinden, yönetici ekibinden alan bir parti miymiş göreceğiz.
* * *
BU KURULTAY ERTELENMELİ...
Öylesine bir kargaşa ve kafa karışıklığı var ki, 22 Mayıs yani önümüzdeki Cumartesi gününe kadar hiçbir şey halledilemez. Eğer gerçekten bir yeni lider seçmek isteniyorsa bunun için partinin zamana ihtiyacı var.
Kimse adaylıktan söz edemiyor.
Kimse ortaya çıkıp liderlik için söz de söyleyemiyor.
Bazı çevreler öylesine bir korku salıyorlar ki, en basit bir söz yanlış anlaşılabileceğinden dolayı insanlar korku içindeler.
Herkes sipere girmiş ne olacağını seyrediyor. Müthiş bir gerilim var. Nedeni de, ortada... “Ben aday olmak istiyorum” diyen nankörlükten, partiye ihanete kadar tüm kötülüklerle suçlanacağını biliyor.
Böyle siyaset olmaz. Partinin büyükleri yeni adayların önünü açmalı. Teşvik etmeli. Deniz Baykal’ın bazı cümlelerinden anlam çıkarıp farklı politikalar hazırlamamalılar. Zira Baykal geri gelmek için bir komplo kurmuyor. Bu insanı iyi anlayın iyi okuyun.
Böylesine bir ortamda kurultaya gidilemez. Gidilse bile hiçbir sonuç alınamaz. Biraz korku, biraz bağlılık hisleriyle Baykal aday ilan edilir. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını. Böyle bir olasılıkta parti güçlenemez.
Buna karşılık yapılacak en doğru şey 22 Mayıs kurultayını makul bir süreyle ertelemek ve o zamana kadar adayların ortaya çıkmasına müsait bir zemin hazırlamaktır.
Bu kararı da ancak Deniz Baykal ve bugünkü yönetimi elinde tutan yöneticiler verebilir.
Paylaş