Paylaş
Bilmiyorum, sizler de hatırlıyor musunuz?
Ben, hem kendisiyle özel konuşmalarımdan, hem de basına yaptığı açıklamalardan çok iyi hatırlıyorum.
Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ, bir defasında Türkiye’nin Irak’taki gelişmeleri belki tek başına etkileyemeyeceğini, ancak olumsuz etkisinin çok olduğunu söylemişti. Ankara’nın gücünün, ABD’yi aşıp birşeyler yapmaya yetmeyebileceğini, ancakAmerikalıların veya Kuzey Iraklıların uygulamak istedikleripolitikaları zorlaştırabileceğine, Ankara’nın “rahatsızlık verme gücünün” daha fazla olduğuna dikkat çekmişti.Amerikalılarbuna “nuisance value” derler.
Son gelişmelere bakarsanız, Org. Başbuğ’un bu değerlendirmesinindoğrulandığını görürsünüz.
Bakın Türkiye son bir yıldır izlediği politikalarla neleri etkiledi veya değiştirdi:
1. Türkiye’nin baskısı, Irak anayasasında dahi belirtilmesine rağmen, bu yıl içinde yapılması gereken Kerkük referandumunun ertelenmesine yol açtı.
2. Kürtler, PKK’yı koruma ve kollama politikasından vazgeçmek zorunda kalacaklar.
3. Kürtler kısa bir süre öncesine kadar pek yüz vermedikleri Bağdat’a yakınlaşmak zorundakaldılar. Tek başlarına ayaktaduramayacaklarını gördüler.
4. Türk baskısı, Irak politikasındaki iç denge ve ittfakları da etkiledi ve değiştirdi. Sunni’ler Türkiye’ye yakınlaştılar. Kürtler artık eskisi gibi anahtar konumda değiller.
5. PKK, ilk başlarda durumundan memnun gibi görünürken, son gelinennoktada, kendi tuzağına düştü. Terörist damgası derinleşti. Avrupa desteği azaldı. Bölge’de izole oldu. İran-Suriye-Bağdat’taki merkezi hükümeti ve kerhen dahi olsa Barzani’yi kaybetti.
6. ABD, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki istikrarı çok kolaylıkla bozabileceğini gördü. Zaten tutum değişikliğinin temelinde de bu gerçek yatıyor. (5 Kasım Washington görüşmesinde, ABD Türkiye’nin uzun süreli bir Kuzey Irak operasyonundan vazgeçmesine karşılık, Ankara’ya destek vermeyi kabul etti.)
7. Yine Türkiye’nin politikaları sonrasında, Kuzey Irak’taki Kürt cephesi çatırdamaya başladı. Barzani ile Talabani’nin tutumları farklılaştı. PKK-Barzani ittifakı bozuldu. Hatta Neçirvan ile Mesud Barzani arasında dahi görüş ayrılıkları dikkat çeker oldu.
Özetlemek gerekirse, Org. Başbuğ’un dediği gibi, Türkiye hem rahatsız etmei gücünü, hem de etkinliğini gösterdi.
* * *
Galatasaray camiası, bir süredir son derece rahatsız. Üniversite rektörlük seçimi tam anlamıyla kargaşaya dönüştü.
Örnek vermek gerekirse, Prof. Dr. Köksal Bayraktar’ın 65 yaşını geçtiği gerekçesiyle saf dışı edilmesi ve ardından yapılan seçimlerinortaya çıkardığı rahatsızlığı gösterebilirim. Köksal Bayraktar bugüne kadar, hem hukukçu hem de hoca olarak kendini ispatlamış, çevresinde saygınlık yaratmış son derece yetenekli bir insanımızdır.
Neyse.
Olan oldu.
Şu anda Üniversite ve camia çok gergin. Herkes bu seçimlerin yenilenmesini istiyor. Üniversite de aynı şekilde, seçimlerin tekrarlanmasından yana.
Son kararı Cumhurbaşkanı Gül verecek.
Camiadaki huzursuzluk Çankaya’ya da yansıtıldı. Şimdi hepimizCumhurbaşkanı’nın seçimleri yeniletmesini bekliyoruz.
Galatasaray lisesi ve Üniversitesini hırpalamanın, yıpratmanın hiçbir anlamı yok.
* * *
Bir 10 Kasım daha geçirdik… İstanbul’da yine yağmur yağdı, her 10 Kasım’da olduğu gibi. Yine hüzünlü, puslu bir hava vardı. Yine gün içerisinde tekrar tekrar aklımıza geldi, içimiz burkuldu. Benim ise o gün elimde bir CD vardı. Meyra’nın “Unuttuk Sanma” adlı albümü. 10 Kasım için özel olarak hazırlanan bu proje, resimlerle dünden bugüne Atatürk’lü yılları anlatıyor. Ona duyulan özlemi ifade ediyor. Beni alıp çok başka yerlere götürdü. Mutlaka bu albümü alın hem Meyra’yı dinleyin hem de o fotoğraflara bir kez daha bakın. İyi geliyor.
*
KURTULUŞ SAVAŞI
12 yıllık bir çalışmanın ürünü; Timaş Yayınları’ndan (02125112424) çıkan “Saltanattan Cumhuriyet’e Kurtuluş Savaşı”. İmza ise; Prof. Dr. Osman Özsoy’a ait. Çok değerli bir tarihçimizin, 1918-1923 yıllarını tüm detaylarıyla anlattığı bu kitap hem gençler için çok iyi bir tarih kitabı hem de o dönemde yaşayanlar için iyi bir değerlendirme toplamı. Sadece Türk tarihine değil, insanlık tarihinin de en kritik dönemine ilişkin çok geniş bir referans sunuyor. Bu çalışmanın ortaya koyduğu fotoğraf iyi okunup çözümlenebilirse, gelecekte yaşanması muhtemel olaylar da daha iyi çözülebilir. Boşuna dememişler, tarih tekerrürden ibarettir diye.
Paylaş