PaylaÅŸ
Herşey 27 nisan 2006 muhtırasıyla değişti.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt’ın tek başına yazdığı, TSK sitesine konan mesaj, AKP’ye oy verilmemesini istiyordu. Oysa, tam tersi sonuç alındı. 2007 genel seçimlerinde AKP, oy oranını rekor düzeyde yüzde 47’ye çıkardı.
Türk siyasetindeki, asker-sivil dengesindekiÂdönüm noktası, hem bu seçimlerin sonucu, hem de yüzde 47 oy almış bir partinin kapatılmaktan kıl payıyla kurtulmasıylaÂyaÅŸandı.
TSK, hem siyasetteki gücünü, hem de kamuoyundaki dokunulmazlığını kaybetme sürecine girdi. Askerin saygınlık ve prestij erozyonu Ergenekon soruÅŸturmasıyla artmaya baÅŸladı. Â
ArdıÂardına gelen iddialar, gözaltılar, iddianameler ve darbe iddialarıyla dolu  senaryolar.
Bu süreci tek başına, Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ göğüsledi.
Topraktan silah çıktı, medyayı topladı lav silahını gösterip yalanladı... Gözaltılar oldu, ıslak imza tartışması çıktı tepki gösterdi... Balyoz senaryosu patladı, demeçler ve konuşmalarla sesini yükseltti.
Â
TSK, PSÄ°KOLOJÄ°K SAVAÅžI KAYBEDÄ°YOR
Ancak, yaşananlar Org. Başbuğ’un dediği gibi, bir psikolojik savaş ise, TSK bu savaşı kaybediyor.
Dışarıdan bakıldığında, Genelkurmay Başkanının demeç ve konuşmalarla tepkilerinin artık etkili olmadığı sonucu çıkıyor. Eğer bu süreç değiştirilmek ve yeni bir başlangıç yapılmak isteniyorsa, TSK’nın söylemini ve tutumunu temelden değiştirmesi gerekiyor.
Sert tepkiler, sözlü tehditler değil, kamuoyunu yeniden kazanacak somut adımlar gerekiyor. TSK’nın kurmayları kadar da bu değişimin nasıl ve ne olmasını hesaplayacak başkası yoktur.
Sonunda belki de iddiaların küçük bir bölümü doÄŸrulanacak ve büyükÂbölümü boÅŸ çıkacak. Ancak,ÂsürekliÂsert tepki gösterilir, hiç somut adım atılmaz ve sadece içerden belge sızmaması için önlemlerle yetinilirse, kamuoyu iddialardaki o küçük bölümü de affetmez.
Bunun yerine, TSK kendi içindeki çürük elmaları ayıklamak üzere harekete geçer ve gerçekten de, kadrolarını deÄŸiÅŸtirir, deÄŸiÅŸenÂTürkiye’de kendilerinin de deÄŸiÅŸtiÄŸini gösterirse, kamuoyunun kalbine yeniden taht kurabilir. Sevgi kalesine kavuÅŸabilir.
Bugünkü tutum, TSK’ya birÅŸey kazandırmaz. Aksine, kadrolarda gerilimi arttırır, siyasi iktidarlarla ve yargıyla sürtüşme getirir. Bu ÅŸekilde ne TARAF gazetesi susar, ne Ahmet Altan’ınÂve medyanın sert eleÅŸtirileri durur, ne de iktidar ve yargı tutum deÄŸiÅŸtirir.
Org. BaÅŸbuğ’un görev süresinin bitmesine sadece 6 ay var. Yukarda sözünü ettiÄŸimiz büyük deÄŸiÅŸimin kolay birÅŸey olmadığını biliyorum. Ä°lker  paÅŸa da, böylesine bir sorumluluÄŸu almak istemeyebilir. Yeni Genelkurmay BaÅŸkanınaÂbırakabilir veya giderken en güç iÅŸi üstlenir ve yüküÂOrg. Işık KoÅŸaner ile paylaşır. Ä°ÅŸin bu yanıÂonlara kalmıştır.
Hepimizin bilmesinde yarar olan bir gerçek var. O da, sivil-asker ilişkilerinin tekrar eskiye dönmeyeceğidir.
Ak Parti iktidarı kaybetse, yeni yasalarla yargı askeriÂkonuların dışına çıkarılsa dahi asker-sivil iliÅŸkileri artık yeni bir sürece girmiÅŸtir.
Eskisi gibi, bir açıklamayla politikacıya boyun eğdiren, politika oluşturan, iç ve dış politika mühendisliği yapan komutanlar dönemi kapandı.
Asker de deÄŸiÅŸecek.
Atatürk ilkelerinden ödün vermeden...
Ülke’nin bölünmesine göz yummadan...
Demokratik-laik sisteme inancını koruyarak...
DeÄŸiÅŸecekler...
Eleştirilere alışacaklar...
Hesap vermeye alışacaklar...
Siyaset mühendisliği yapmamaya alışacaklar...
Bu arada bizler de bazı şeylere alışacağız.
Örneğin, askerimizi kışkırtmaktan vazgeçmeye alışacağız... İşimize geldikçe ona şikayette bulunmamaya alışacağız... İktidara el koyabilmek için yardım istememeye alışacağız...
Anlayacağınız, bu yolu birlikte yürümek zorundayız. Sadece askeri suçlayarak, sadece onları sorumlu görerek biryere varamayız.
Bu değişim sürecini iyi yönetemez ve hoyratça davranırsak, TSK’yı kaybederiz.
Pakistan ordusunun nereden nereye geldiğini düşünün. Son derece disiplinli bir ordu, bugün paramparça. Kurum parçalanınca, ülke de istikrarsızlaşıyor.
Hep beraber dikkatli davranmamız, yeni bir başlangıç yapmamız gerekiyor.
Yanlış mı düşünüyorum?
PaylaÅŸ