AB olmasa da, gam değil GS galip (!)

Derin bir oh çektim. Bu galibiyete öylesine ihtiyacımız vardı Ki, Necati’nin golü (hiç değilse birkaç haftalığına) çok şeyi halletti. Üstelik, bizimkiler arslan gibi oynadı ve FB döküldü. Aslında GS dün büyük bir fark kaçırdı.

Ne derseniz deyin...

İster “görmemişin oğlu” deyin, ister fanatik...

Brüksel’deki AB tartışmalarında, son haftaya girilmiş olmasının heyecanını dahi bırakıp, sırf bu maç için İstanbul’a geldim. Gözümde ne müzakere tarihi var, ne de 17 Aralık bildirisi.

FB maçı olunca dünya durur.

Nitekim durdu. Doğrusu maç öncesinde epey rahatsızdım. Zira FB çok iyi top oynuyor ve çok gol atıyordu. Bizim maçlar ise, hep zar zor geçiyordu. “Kardeşim, ne olacak halimiz” edebiyatı ile stada gittim.

Neydi o FB’nin hali?

GS tek kale oynadı.

Ortalıkta ne Alex’i görebildik, ne de o zehir gibi forveti. Sanki, başından itibaren beraberliğe razıymış gibi bir hali vardı. Manchester United’ı yenmek sanki başlarını döndürmüş, zira bir takım böylesine değişemez. GS’ı küçümser gibi top oynadılar.

GS ise, maçı almayı kafasına koymuştu.

Ne yapıp edilecek ve kazanılacaktı.

Topa müdahelelerden tutun, orta sahayı kontrol altına almalarına kadar son derece başarılı idiler.

Doğrusu şimdi kendi kendime sormuyor değilim: Böyle oynayabiliyordunuz da, bugüne kadar neden bizlere ceza çektirdiniz?

Bugün, GS’lı olmanın keyfini yaşıyorum.

* * *

CHP BUGÜN MUHALEFET YAPMAMALI

Bugün TBMM’ de, Avrupa Birliği konusunda genel oturum var.

Ne beklersiniz ?

CHP lideri Baykal başta olmak üzere, Halk partililer ardı ardına söz alacaklar ve hükümeti yerden yere vuracaklar. Avrupalıların nasıl haksızlık yaptığını, Türkiye’ye büyük ödünler verdirttiklerini, Cuma günü yayınlanacak olan bildirinin Sevr’den de kötü olduğunu söyleyecekler.

Acaba Atatürk’ün partisi böyle mi hareket etmeli ?

Devrimlerden bu yana, ülkenin gidişini etkileyecek en önemli bir kararın arifesinde, sırf muhalefet yapmış olmak , AKP’ yi yerden yere vurmak için, Türkiye’nin Avrupa projesini harcamalı mıdır ?

Bence hayır...

Tam aksine Deniz Baykal’ dan bambaşka bir yaklaşım göstermesini bekliyorum.

AKP’ yi yeterince hızlı gidip gitmediği açısından sorgulamalı...

Devlet bürokrasisinin, 80 bin sayfalık AB muktesebatını hala tam olarak tercüme dahi edememesinden, kurumların gereken hazırlıkları yapmaya zorlanmadığından dolayı eleştirmelidir. Baykal’ın unutmaması gereken en önemli olgu, Türkiye’nin AB ile müzakerelerinin büyük olasılıkla CHP’ li bir iktidar tarafından bitirileceğidir. Yani CHP eninde sonunda, kendini AB projesinin içinde bulacaktır. O zaman da, bugün söyledikleri, bugünkü tutumları hatırlanacaktır.

Bir defalığına dahi olsa, CHP muhalefet adına bağırıp çağırmakı yerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli projesine katılmalı, katkıda bulunmalı. AKP hükümetini hırpalamak yerine, süreci hızlandırmalarını istemeli.

Bu kadarını ümit etmek çok şey istemek mi olur ?

Deniz Baykal’ın Avrupa projesine karşı çıkmasını ben kabul edemem. Ancak zaman zaman partinin sözcüleri öylesine açıklamalar yapıyorlar ki, CHP AB karşıtı bir partiymiş izlenimi veriyor.

Bugün, siyaset yapma günü değil.
Bugün, birkaç oy uğruna, Türkiye’ nin geleceğini böylesine etkileyecek bir projeyi etkileme riskini alma günü değil.

Bugün , büyük düşünme, vizyon sahibi olma günü.

Bugün, Atatürk’ün anılması gereken bir gün.

* * *

(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)
Yazarın Tüm Yazıları