2010'a Erdoğan damgasını vurdu

Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Kimi için son derece güzel bir yıl oldu, kimine göre ise, aksine zor bir 12 ay geride bırakıldı. Siyasi açıdan bakacak olursak, bu yıl gündemi Başbakan Erdoğan elinde tuttu ve önemli değişikliklere imza attı. İkinci sürpriz isim ise, Kılıçdaroğlu idi. O da, Ana Muhalefet Partisi'ne damgasını vurdu.

Haberin Devamı

Amerikan TIME dergisinin bu yılki "Yılın Adamı" anketinde, okur oylarıyla Başbakan Erdoğan'ın ikinciliğe kadar yükselmesi hiçte boşuna değildir. Yakın tarihimizde ilk defa bir Türk Başbakanı, böyle bir uluslararası ankette tepelere çıkabiliyor.

          Â

Politikalarının bazılarını beğenmeyebilirsiniz, ancak Erdoğan'ın Türkiye'yi farklılaştırdığını, dünya kamuoyunda dikkatlerin üstüne çevrilmesini başardığını reddedemezsiniz.

          Â

Erdoğan, bu değişimi özellikle 2010 yılında ön plana çıkardı. İlk gününden itibaren, yıl boyunca gündemi elinde tuttu.

          Â

Haberin Devamı

2010’un, uzun süre unutulmayacak en önemli gelişmelerinden bazıları şunlardı:

 

-       ÂTürk Silahlı Kuvvetleri için 2010, bir dönüm noktasının kesinleÅŸtirildiÄŸi yıldı. AÄŸustos Åžura toplantısı ve Balyoz Davası, dönüm noktalarıydı. Ä°lk defa, Silahlı Kuvvetler mensupları, olası bir darbe hazırlığında bulunmaktan sivil mahkemede yargılanmaya baÅŸlandı. Yıl süresince, TSK giderek geri plana çekildi, siyaset üstündeki etkinliÄŸini kaybetti, sustu ve köşesine çekildi.

-       ÂDünya'da mali-ekonomik kriz sürerken, özellikle de Avrupa'da Yunanistan ile baÅŸlayan Euro krizi yaygınlaşırken, Türkiye herkesi hayretler içinde bırakacak ÅŸekilde toparlandı. Yükselen ülkeler arasında en çok sözü edilen ve reytingi artan oldu. BaÅŸbakan "Bu kriz bizi teÄŸet geçiyor" dediÄŸinde alaya alınmıştı. Bu yıl ErdoÄŸan, kendini alaya alanlarla alay etti.

-       ÂÄ°srail ve Ä°ran politikalarıyla, Türkiye uluslararası kamuoyunda dikkatleri çekti. Washington'da tepkiyle karşılandı, ancak Orta DoÄŸu ve Ä°slam ülkeleri baÅŸta olmak üzere, Türkiye "Ne dediÄŸi dikkat edilen bir ülke", BaÅŸbakan ErdoÄŸan da, "Ters düşülmemesi gereken liderlerden biri " olarak nitelenir oldu.

-       ÂErdoÄŸan'a yöneltilen en yaygın eleÅŸtiri ise, demokrasi uygulamasındaki eksiklikler, BaÅŸbakan'ın giderek sertleÅŸtiÄŸi veÂeleÅŸtiriye tahammül edemediÄŸi idi. Türkiye'nin giderek muhafazakarlaÅŸtırıldığı da en çok eleÅŸtiri alan diÄŸer bir alandı.

KILIÇDAROĞLU CHP'YE DAMGASINI VURDU...

Haberin Devamı

          Â

2010'a damgasını vuran diğer isim de, Kemal Kılıçdaroğlu oldu. Aynı yıl içinde iki Kurultay yaşandı ve CHP'yi tam anlamıyla kontrol altına aldı. Baykal dönemi tamamen kapandı.

          Â

Kılıçdaroğlu'nun Ana Muhalefet Partisi'nin başına geçmesinin önemi çok büyük. Ak Parti'nin anketlerdeki üstünlüğünü dengeleyecek, etkin bir muhalefetin bulunamaması, ülke siyasetinin en çok tartışılan konusu.

          Â

CHP'nin kaptan köşküne yeni ve taze bir ismin oturması, hem içeride, hem de dışarıda son derece olumlu karşılandı ve beklentiler artıverdi. Nedeni de, CHP'nin dışında hiçbir ciddi muhalefet hareketinin görülememesi.

          Â

MHP'nin kan kaybettiği şeklindeki söylentiler, bütün gözlerin Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP' ye dönmesine yol açıyor.

Haberin Devamı

          Â

Yapılan hesaplara göre, CHP'nin yüzde 20-25 oranındaki oy potansiyelini yüzde 25-30'lara çıkarması durumunda, Ak Parti istediği çoğunluğu elde edemeyecek ve ülke siyasetinde dengeler yeniden kurulmaya başlanacak. İktidar partisinin şu sıralardaki yüzde 45 civarındaki oy potansiyeli, çok kişiyi rahatsız ediyor. Üçüncü defa büyük bir çoğunlukla iktidar olması durumunda, AKP'nin sistemi dahi değiştirebileceğine dikkat çeken gözlemciler, tek ümit olarak Kılıçdaroğlu'nun görüldüğünü belirtiyorlar.

          Â

Kılıçdaroğlu, gelecek seçimlerde, yüzde 30'luk oranı tutturabildiği taktirde, 2011'in en büyük sürprizini gerçekleştirecek ve ülkedeki siyasi gidişi büyük oranda değiştirecek.

Haberin Devamı

 

ÖCALAN, KONTROLÜ YENİDEN ELİNE ALDI

 

2010'da ön plana çıkan ve gündemi yönlendirme açısından, hakkında en çok konuşulan isimlerden biri de, Abdullah Öcalan oldu. Önceki dönemlerde de, PKK ve bölge halkının dikkatle izlediği bir liderdi, ancak geçtiğimiz yıl durum çok farklılaştı.

          Â

Ankara, PKK içinde bir lider kavgası çıkmaması ve kendi kontrolü altındaki bir kişinin bu rolü sürdürmesini istiyor olacak ki, İmralı'ya hiçbir kısıtlama getirmedi. Belki de zorunlu olarak, Öcalan'ın ön plana çıkmasına göz yumdu. Dışarıdan bakıldığında, T.C. Devleti Kürt sorununa Öcalan ile birlikte çözüm arıyormuş gibi bir izlenim var.

          Â

Öcalan, sorunun çözümü için bir yol haritası hazırladı.

Haberin Devamı

          Â

BDP'nin temel politikalarını yönlendirdi ve gerektiÄŸinde de, mesajlar yollayarak, parti liderlerine dahiÂince ayar yaptı.

          Â

PKK da, İmralı'yı kayıtsız şartsız benimsedi ve onun sözlerine hiçbir şekilde karşı çıkmadı. Örgüt içinden çıkan ters sesler susturuldu, eski başkan, uzakta bulunsa dahi tekrar eski konumuna getirildi.

          Â

Daha da önemlisi, Kürt kökenli vatandaşlarımız Öcalan'ı ortak liderleri olarak, kayıtsız şartsız benimsediklerini gösterdiler.

          Â

Öcalan, 2010’a damgasını vurdu. Önce "Silahların seçimlere kadar susturulmasını" önerdi ve kabul ettirdi. Ardından da, temel çözüm için 2 dil-özerklik diye özetlenen taslak önerilerini kamuoyuna açıklattırdı.

          Â

Kürt sorununun ilk ve en önemli adımı, geçen yıl iktidarın "demokratik açılımı" ile atıldıysa, ikinci ve somut adım bu yıl İmralı da atılmış oldu.

Yazarın Tüm Yazıları