Yılmaz, FED Başkanı’ndan çok daha fazla kazanıyor

Dünyanın her tarafında kamu görevlilerinin ve üst düzey yöneticilerin maaşları ilgi çeker… Bu nedenle gazete ve dergiler ücretlerle ilgili haber yapar, liste yayınlar.

Haberin Devamı

Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz’ın aylık 31.830 YTL’lik maaşı da bu nedenle büyük ilgi çekti. Geçen yıl Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet’nin maaşı yeniden belirlendiğinde, Avrupa basını da büyük ilgi göstermişti. Hatta Amerikalılar, Trichet’den az kazanan Ben Bernanke için esprili değerlendirmeler yapmışlardı. Şimdi de sıra Türkiye’de… Merkez Bankası’nın maaşı uzun yıllardır ilk kez, bir soru önergesi nedeniyle açıklanınca, yorumlar da ardı ardına gelmeye başladı.

En çok kim kazanıyor?

Son rakamlar dünyadaki başkanlarıarasında en yüksek geliri Hong Kong Merkez Bankası Başkanı Joseph Yam’ın elde ettiğini gösteriyor. Yıllık 874 bin doların üzerinde maaşı olan Yam, ayda 70 bin dolar civarında ücret alıyor. Yam’ı 562 bin dolarla İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mervyn King izliyor. Üçünc/images/100/0x0/55eb0239f018fbb8f8a50dbdü sırada ise Jean Claude Trichet var. Onun ücreti de geçen yıl yüzde 2 artışla 533 bin dolara çıkarıldı.

Haberin Devamı

Dünya piyasalarının yakından izlediği ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke’nin ücretini görüyorsunuz. 193 bin dolar gibi, diğerlerine göre oldukça düşük bir geliri var. Aylık geliri ise 15 bin dolara denk düşüyor.

Yılmaz’ın gelirinin düzeyi

Öncelikle şunu belirtmemde yarar var. Tablodaki rakamlar, başkanların çıplak ücretlerini belirtiyor. Bazı bankalarda bonus ve ikramiyeler olduğunu da biliyoruz. Örneğin, Avrupa Merkez Bankası’nda, üst yönetime, ücretlerinin yüzde 30’u kadarı da bonus ödeniyor.
7 banka ve MB Başkanı Yılmaz’ın ücreti değerlendirildiğinde, Türkiye’nin yerinin fena olmadığı dikkati çekiyor. İlk 8 banka arasında 5’inci sırada bulunuyor. Türkiye’de Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer üst düzey kamu görevlileri ile karşılaştırıldığında gerçekten yüksek bir rakam.

Özel sektör daha yüksek

Ancak, MB’nı bir kamu kuruluşu olarak bakmamak gerekiyor. Sıradan ortakları da olan bir kamu kuruluşu… Üstelik gücü de ortada… Bence, Yılmaz’ın ücretini, orta ve büyük ölçekli banka genel müdürleriyle birlikte değerlendirmek gerekiyor. Onların ücretinin de 30 bin doların üstünde olduğunu, bonuslarla çok daha yukarılara gittiğini biliyoruz. Bu açıdan bakınca da ücret normal görünüyor. Bence başkanın maaşı değil, Türkiye’de çalışanların geliri düşük. O nedenle bu tür rakamlar ‘uçuk’ görünüyor…
 
Gaziantep’in gizli şampiyonu

Haberin Devamı

Gaziantep’e en son gittiğimizde, düzenlediğimiz toplantıya, Sanayi Odası’nın başkanı Nejat Koçer de katılmıştı. Sohbet sırasında yanında birkaç işadamı daha vardı. Onlardan birini, ‘Gaziantep’in ihracatının 10’da birini o yapıyor’ diye tanıştırdı. Hemen yönümü o tarafa döndüm. Karşımda genç, son derece mütevazı bir işadamı vardı.

‘Mütevazı’ diyorum, çünkü, bazı durumlarda ’10 milyon dolarlık ciro’ yapan işadamlarından, 10 milyar dolarlık ‘rüzgar’ hissetmek mümkün oluyor. Mahsun Bey, ulaştıkları rakam çok normalmiş gibi davranarak yaptıklarını anlatmayı tercih ediyor.

26 yılda gelen başarı

Gaziantep’in ihracatı 2007 yılı sonu itibariyle 2.5 milyar dolar düzeyinde… Bunun 220 milyon dolarını Mahsun Altunkaya’nın şirketi Altunkaya Gıda, Nakliyat, İnşaat AŞ gerçekleştiriyor. Mahsun Bey, ‘Bunun 110 milyon dolarının transit olduğunu belirtmekte yarar var. Kalan kısmı ise ihracat’ diye uyarıda bulunuyor. İhracat pazarları arasında doğal olarak Irak bir numarada yer alıyor. Ardından da diğer bölge ülkeleri geliyor.

Haberin Devamı

Altunkaya’nın birkaç şirketi daha var. Şirketleri sıvı ve margarin, tozlu içecek ve çocuk bezi üretimi yapıyor. Kendi markalarıyla Irak pazarında ve bölgede ciddi paya ulaşmış durumdalar. Bir de Confy adıyla çocuk bezi markası yaratmışlar. Bu da bölge ve Irak’ta pazarlanıyor.

Şirketler grubunun 2007 yılı cirosu 800 milyon dolar. Mahsun Altunkaya, ’26 yılı geride bıraktığımız 2008 yılında 1 milyar dolara ulaşacağız’ diye hedefini de ortaya koyuyor. Daha ilerisini ise şimdiden konuşmak istemiyor, ‘Önce bu yılı görelim, sonra’ diye ekliyor.

KARŞILIKSIZ ÇEK İÇİN DAVA AÇMA ORANI DÜŞÜYOR

Bir işadamından dinlemiştim. Türkiye’de aldığınız çekin karşılıksız çıkması durumunda, eğer mahkemeye giderseniz, ortalama 2.6 yıl beklemeniz gerekiyor. Böyle durumlarda mahkemeler çok ağır ilerliyormuş. Bu ned/images/100/0x0/55eb0239f018fbb8f8a50dbfenle de iş adamları en son tercih olarak mahkeme yolunu tutuyor.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz hafta Kayseri Sanayi Odası Başkanı ve bazı iş adamlarından da bu yönde değerlendirmeler duydum. ‘Karşılıksız çeklerin yüzde kaçı için yargıya gidiliyor?” sorusunu bana da yönelttiler. O anda elimde rakamlar yoktu. Ancak, sonradan bakınca, son yılda bu oranın en yüksek yüzde 9.54’lere kadar çıkıp, sonradan yüzde 5’lere gerilediğini gördüm.

‘Mahkemeye gitmeyelim’

2007 yılında Türkiye’de bankaların ‘karşılıksız’ diye bildirim yaptığı çek sayısı 1.3 milyonu geçmiş. Ancak, sadece 72 bin adet için mahkeme kararı bildirimi yapılmış. Oran yüzde 5.47 düzeyinde.

Konuştuğum işadamları, ‘Artık kimse karşılıksız çekleri için mahkemeye gitmeyi düşünmüyor. Süre o kadar uzun ki? En haklı davada bile 2 yıl sürüyor’ diye konuşuyorlar.

Haberin Devamı

Bu konuyu sorduğum TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise ‘İş adamları iki nedenle mahkemeye gitmiyor. Birincisi, uzun sürüyor. İkincisi ise maliyetler yüksek’ demiş ve eklemişti:
‘Gördüğüm kadarıyla artık şirketler, sadece batık yazmak, karşılık ayırmak için yargıya gidiyorlar. Yani umudunu kesip, muhasebeleştirmek için bu yola başvuruyorlar.’

Yazarın Tüm Yazıları