PaylaÅŸ
 Bana görüşümü sorduklarında, her ikisine de, ‘Senin yerinizde olsam gitmezdim. Yabancı şirketten sonra zor olabilir’ demiştim. Her ikisinin de görev süresi 1 yıldan az oldu.
Hazım Ellialtı, Eti’ye CEO olarak gittiğinde de aynı görüşü, arkadaşlarımla paylaşmıştım. Bana sorsaydı, önerimin ‘gitme’ yolunda olacağını belirtmiştim. Bu nedenle geçen hafta içinde ayrılması bu nedenle sürpriz olmadı. Birkaç nedenle bu görüşümün gerekçelerini ortaya koyayım:
Aileyi yönetmek kolay değil
-Kurucu işin başındaysa, dışarıdan gelen CEO’nun kritik kararları sorun yaratabiliyor.
-CEO’lar, kendine özgü kültür ve değerleri olan bir aile şirketini, birden global şirketmiş gibi yönetmeye kalkıyorlar.
-Deneyimli CEO’lar, ‘İşimizin önemli parçası, patronu yönetmektir’ der. Anladığım kadarıyla ilişki yönetiminde sorun yaşanmış.
Patronu yönetmek gerek
-Aileden çok kişinin işin içinde olduğu durumları, özenle yönetmek, iş dağılımını iyi yapmak gerekiyor. Aileye, ‘Sen karışamazsın’ demek, özellikle geçiş aşamasında çok doğru değil.
-Aile yönetiminde Türkiye’de en iyi örnek Koç Holding… Hem aile işin tam içinde hem de profesyoneller çok yetkili… Aileler bu örneği çok iyi uygulamalı.
-Firuzhan Kanatlı, ‘Eti Grubu benimle başarılı’ demeye kimsenin gücü yetmez’
demiş. Bu çok önemli ve profesyonellere mesaj veren bir cümle...
-Son olarak aileler, eğer CEO atıyorlarsa, hakkını vermeli, yetkileri verip, denetlemeli. CEO’lar da aileyi tamamen yok saymamalı.
Eti olaya nasıl bakıyor?
Değişimle ilgili Eti’nin ikinci kuşak temsilcisi Firuzhan Kanatlı’dan görüşler aldım. CEO ile yollarını kısa sürede ayırmalarını şöyle değerlendiriyor:
- -Artık aile değerleriyle yönetilemeyecek kadar büyük şirketlerimiz oluşuyor. Biz de bu nedenle kurumsallaşma kararı aldık.
- Aynen evlilikler gibi iş ortaklıkları da son bulabilir. Bu kararı, kurumsallaşma geri adım şeklinde yorumlamak doğru değil.
- Bu, CEO ve şirket tarafından ortaklaşa alınmış bir karardır.
- Yeni CEO’muzu, süreçleri tamamladıktan sonra atayacağız. Herhangi bir aile üyesi bu göreve gelmeyecektir.
- Yönetim kurulundaki 9 kişiden sadece 4’ü aileden. Yani profesyonel ağırlıklı.
- Biz bu yola 10 yıl önce girdik, taviz vermeyeceğiz.
Firuzhan Kanatlı’nın görüşlerini yazdım. Hazım Ellialtı’ya ulaşamadım. Eğer söyleyecekleri varsa, yer vermek isterim.
SANAYİ DEVLERİ LİGİ’NE KOÇ MU DAMGASINI VURDU?
İstanbul Sanayi Odası’nın ‘500 Büyük Sanayi Şirketi’ raporu geçen hafta açıklandı.
Bu raporda benim dikkatimi çeken, büyük grupların kaç şirketle yer aldıkları oldu. Çünkü, son 10 yıllık bir dönem incelendiğinde, grupların sanayi şirket sayısı ve temsil edilme oranlarıyla ilgili oldukça ilginç mesajlar ortaya çıkıyor.
Göründüğü kadarıyla İSO 500’e Koç Holding damgasını vurmuş durumda. Çünkü, ilk 10 şirketten 5’i bu gruba ait. 500 büyük içindeki şirket sayıları ise 13’de kaldı. Bunda en büyük etkiyi ise son 2 yılda elden çıkardıkları şirketler yaptı. Oysa, 10 yıl önce ilk 500’e 18 şirket sokmuşlardı. Türk Demirdöküm, Döktaş gibi şirketleri satmaları nedeniyle bu sayı azaldı.
Sabancı ve diğer gruplar
Sabancı Grubu, 10 yıl önce 500 arasına 16 şirket sokmuştu. Şimdi 13’e geriledi. Bunda en büyük etkiyi Toyota’dan çekilme ve bazı şirketlerini satma etkili oldu. Ancak, Koç ile yarışta, biraz geri kaldığı görülüyor.
Diğer büyük gruplar arasında ise en büyük atağı Ülker’in yaptığı dikkati çekiyor. 10 yıl önce sadece 6 sanayi şirketini ‘devler ligine’ sokan grup, bu sayıyı 11’e çıkardı.
Aynı dönemde bir başka önemli atak Zorlu Grubu’ndan geldi. 1997 yılında Vestel ve Korteks ile sıralamada yer alan grup, şimdi Vestel’in diğer şirketlerinin yanı sıra enerji yatırım ile de 500’e damgasını vurdu.
Gerçek performans!
Büyük grupların performansını gösteren tabloyu görüyorsunuz. Ancak, artık ‘sanayi’ performansı ortaya koymak için yeterli değil. Ağustos ayında Türkiye’nin en kapsamlı 500 büyük araştırmasını Capital’de açıklayacağız. Perakendeden enerjiye, hizmetten hastane yatırımlarına bütün sektörlerin yer alacağı Capital 500, bence grupların gerçek gücünü ortaya koyacak. Bu araştırma yayınlandıktan sonra da 500 büyük içinde grupların performansını tekrar ele alacağım.
AMERİKAN ŞİRKETLERİ ÇAREYİ İŞTEN ÇIKARMADA ARIYOR
ABD’de şimdiye kadar 5 büyük kriz yaşamış. Uzmanlar, bu 5 içinde, içinde bulunduğumuzu 3’üncü sıraya koymuşlar. İlk sırada 1920’lerdeki Büyük Buhran, ikinci sırada ‘1989-93 durgunluğu var. Maliyeti şimdiden 500 milyar dolara ulaşmış, ancak 1 trilyona gideceği tahmin edilen şimdiki sıkıntı ise üçüncü sırada yer alıyor.
Bu değerlendirmeyi yapanlar haklılar… Çünkü, sıkıntı sadece finansal piyasalarda değil, reel ekonomiye de sıçramış durumda. Dev şirketler bile sallanmaya başladı. Ardı ardına şirket ya da bölüm satma, işten çıkarma haberleri geliyor.
Büyük yeniden yapılanma
Son 3 ayı kapsayan bir çalışma yaptım. Görüldüğü kadarıyla Ford, General Motors, Starbucks, Borders, Volvo ve Dell gibi şirketleri işten çıkarma planlarını ardı ardına açıklıyorlar. Siemens, 16 bin kişiyi işten çıkaracak. Ford’da bu rakam çalışanlarının yüzde 15’ine denk gelecek. General Motors, kapsamlı bir işten çıkarma için hazırlıklarını sürdürüyor.
Sprint Nextel, United Airlines, Air Trains, Brunswick ve EMI gibi şirketler de benzer planlarını açıkladılar. Bazıları ise fabrika, iş ünitesi ya da iştirak satıp, sorunu aşmaya çalışıyor. Bakalım, bunları yenileri izleyecek mi?
Büyük grupların Ä°SO 500'deki ÅŸirket sayısı nasıl deÄŸiÅŸti?  Â
Grup      1997  2007Â
Koç        18   13Â
Sabancı   16   13Â
Ãœlker       6     11Â
Oyak       7      9Â
Zorlu        2     6Â
Sanko       4     6Â
Eczacıbaşı 4     6Â
Boydak     3     5Â
Kibar         2     3Â
Akkök      4     3Â
DoÄŸan       2      3Â
Kaynak: Ä°SO 500'den saptanmıştırÂ
PaylaÅŸ