Paylaş
Türkiye’de henüz şirket yaş ortalaması çok düşük. Şirketlerin yüzde 90’ına yakını son 20 yılda kuruldu. Ama şirketler olgunlaştıkça, yeni kuşaklar iş başına geldikçe ve kurucular vefat ettikçe, tehlikenin boyutları da artıyor.
Olaya şöyle bakalım… 1980 sonrasında Türkiye’de 760 bine yakın şirket kurulmuş. Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün verileri bunu gösteriyor. Sanayi Bakanlığı, geçen yılın sonunda ülkedeki şirket sayısını 530 bin olarak açıkladı. Yani 230 bin şirket de ortadan yok olmuş. Tehlike büyük ve gelecekte daha da büyüyebilir.
İyi yönetilenlerin sırrı
Yeni kitabım YARININ AİLE ŞİRKETLERİ, uzun ömürlü ve başarılı olmak isteyen şirketleri hedefliyor. Aile Anayasası oluşturmadan Gelecek Stratejisi yaratmaya, 101 kritik soruyla konuya odaklanan bu kitabımın sunuş yazısını Eczacıbaşı Holding Başkanı Bülent Eczacıbaşı yaptı. Türkiye’de bu alanda örnek gruplardan olan Eczacıbaşı’nın üçüncü kuşak patronu (Dede Ferit Selim ilk işi kurmuştu), sunuşunda tam da kitabın temasına uygun saptamalar yapıyor. Benim de üzerinde durduğum, ‘zamanında kurumsallaşma’ ve ‘doğru zamanda yetki devri’ konusuna dikkat çekiyor:
- Gerçekten, iyi yönetilen aile şirketlerinin, yönetimde ve kurum politikalarında sürekliliğin sağlanması, daha güçlü bir kurum kültürünün yaşatılması ve kısa dönemli kar baskısı olmadan uzun dönemli stratejilere yönelebilmek gibi üstünlükler getirdiklerini de görüyoruz.
Koç ve Sabancı’nın farkı
-İş hayatında bulunduğum 40 yıla yakın sürede, Türkiye’nin en önde gelen işadamlarını tanıma ve hatta bazıları ile birlikte çalışma şansına sahip oldum. Merhum Vehbi Koç’la tanıştığımızda, kuruluşları çoktan ileri profesyonelleşme düzeyine ulaşmışlardı. Ancak bundan önce, çok uzun süre Vehbi Koç, şirketlerinin hem kurucusu hem de en üst yöneticisi olmuştu. Şimdi, bir an için kendisinin yetkilerini daha ilk dönemlerde bir başka yöneticiye devretmiş olduğunu düşünelim; acaba hangi üstün nitelikli yönetici Koç Grubu’nu Vehbi Koç’un getirdiği yere taşıyabilirdi?
-Merhum Sakıp Sabancı’nın liderliği, Sabancı Topluluğunun dünya klasmanında yer almasında tartışılmaz bir rol oynadı. Bugün Sabancı Topluluğu, her Türk işadamına gurur veren bir başarı örneği olarak karşımızda duruyor. Acaba, bu örnek, Sakıp Bey yetkilerini zamanından önce bir profesyonele devretseydi, gerçekleşebilir miydi?
Gerçekten de tam da böyle… Ben bu nedenle başarısız olan şirketler, kurumsallaşma girişimi sekteye uğramış patronlar gördüm. Zamanlama hatası yaptıkları için, kurumsallaşma işini ertelediler, bu da onları büyüme yolundan saptırdı.
Türkiye’de çok sayıda başarılı girişimci var. Bunlardan bazıları belli büyüklüğe geldi, bir bölümü gelmek üzere… Başarının devamı, şirketin kalıcılığı için doğru strateji gerekiyor. ‘Yarının Aile Şirketleri’ kitabının buna bir katkı yapacağını düşünüyorum.
İŞSİZ SAYISININ AZALMASI ASLINDA SÜRPRİZ DEĞİL!
Nisan ayına ait işsizlik rakamlarının açıklandığı gün radyoda bir değerlendirme dinledim. Analizi yapan, ‘Rakamlara bardağın dolu tarafı ya da boş tarafından bakmak mümkün’ diye konuşuyor ve ekliyordu.
‘İyi tarafı işsiz sayısı azaldı. Kötü tarafı geçen yılın Nisan ayına göre işsiz sayısı arttı.’
Gerçekten de rakamlara bakınca böyle bir tablo ortaya çıkıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) verilerine göre Nisan 2009 itibariyle işsiz sayısı 3 milyon 618 bin oldu. Bu bir önceki aya göre 158 bin kişi azalma anlamına geliyor.
Dünyanın işsizlikten kırıldığı bir dönemde iyi bir gelişme…
Ama burada tam anlamıyla bardağın ‘boş tarafı’ var. Çünkü, Türkiye’de işsiz sayısının Nisan ve Mayıs aylarında azalması beklenmeyen bir gelişme değil. Her yılın bu aylarında, istisnasız işsiz sayısı azalıyor. Ağırlıklı olarak turizm ve yiyecek-içecek sektöründen kaynaklanan bu gelişme, 2005 sonrasına bakıldığında, aynı miktarda işsizliğe katkıda bulunuyor.
İki ayda 300 bin artış
Bu gerçeği ortaya koymak için 2005 sonrasına bakmak yeterli. 2005-2009 arasında, Mart-Nisan-Mayıs ayları analiz edildiğinde, mevsimsel iş yaratma kapasitesi kendini çok açık gösteriyor.
Tabloya bakmanızı öneririm. Mart-Nisan arasında 1 ayda ortalama 150 bin kişiye iş yaratılıyor. Son 5 yılda bu rakam 112 bin ile 203 bin arasında değişmiş.
Mart-Mayıs arasındaki 2 aya bakıldığında ise 300 bin ile 396 bin arasında rakamlar ortaya çıkmış. İyi yıllar rakam 300 binin üzerinde, kötü yıllarda ise hemen altında kalmış. Benim tahminim Mayıs ayında da 150 bin civarında bir artış olacağı yönünde… Haziranda da kısmi iyileşme olur, Temmuz ve Ağustosta durma yaşanır, hatta bir miktar gerileme kendini gösterir.
Nereden bakarsanız bakın işsiz sayısının azalması iyidir. Ancak, bunu gerçek düzelme olarak görüp, yanılmamak gerekiyor. Gerçek düzelme, mevsimsel etkilerin ötesinde, kalıcı iş yaratmakla olacak.
Paylaş