Paylaş
Piyasalardaki düşüş dönemi 17 ay geçer mi?
Son tanık olduğumuz dalgalanma Mayıs 2006 ‘da olandı. 4 Mayıs’da başlamış neredeyse 50 gün sürmüştü. Bu dönemde dolar, 1.31 düzeyinden 1.6 YTL’ye kadar çıkmıştı. Doğal olarak borsada düşüş, faizlerde ise yükseliş yaşanmıştı.
Şimdi herkes hem fikir ki, ‘daha sert’ bir dalganın içindeyiz. Dalganın kriz ya da resesyona doğru gidip gitmediğini ise tahmin etmek zor. Bazı ekonomistler, ‘içindeyiz’ derken, bazıları ‘yüzde 50 olasılık’ gibi değerlendirme yapıyorlar. Gerçekten de tahmin etmek zor. Gidişin yönü başta ABD Merkez Bankası olmak üzere dünyada parayı yönetenlerin uygulayacakları strateji yönlendirecek. Bunlar da içinde olduğumuz ‘dalga’ ya da her neyse onun ne kadar süreceğini belirleyecek.
Geleceğe yönelik tahmin yapmak için bazen geçmişe bakmak iyi olabiliyor. O nedenle sizlerle son yıllardaki ‘düşüş’ ve ‘yükseliş’ dönemlerinin ne kadar sürdüğünü paylaşmak istiyorum. Önce iyi haber. Yükselişler, düşüşlerden daha uzun sürüyor. Ortalama yükseliş dönemi 25 ay, düşüş dönemleri ise 7 ay sürüyor. Kötü haber ise düşüş dönemlerinde süre 17 aya kadar çıkabiliyor. Ancak, 1 ay gibi kısa sürede tamamlandığı da oluyor.
Hatırlıyorum, Mayıs 2006’daki dalgayı, ‘son yılların en büyüğü’ diye değerlendirenler de vardı. Tahmin edildiğinden hasarsız atlatıldı. Şimdi de benzer değerlendirmeler var. Umarız, bu da ucuz ve hasarsız atlatılır.
40 grubun şirket sayısı yüzde 26 arttı, yeni dönemde bu hız devam edecek mi?
Yaptığımız bir araştırmada Türkiye’nin en büyük 40 holdinginin 2001-2007 yılları arasında şirket sayısını ortalama yüzde 26’nın üstünde artırdıklarını hesaplamıştık. Bu oran bazı holdinglerde yüzde 400’lere kadar ulaşıyordu. İlk 10 gruba baktığımızda, ortalama şirket sayısındaki artış yüzde 50’lere yaklaşıyordu. Orta ölçeklilerden büyük ölçeklilere çok sayıda grup yeni yatırım ya da satın almalarla şirket sayılarını artırmışlardı.
Örneğin, Koç, bazı şirketlerini birleştirmiş ve bazılarını satmış olmasına rağmen 99’dan 105’e çıkarmış. Zorlu 46’dan 58’e, Doğan 66’dan 190’a, Boydak 14’den 29’a çıkarmış. Afken, Altınbaş, Arkas ve Esas gibi gruplar ikiye katlamışlar.
Son dönemde yaşanan ekonomik sorunlara kadar konuştuğum işadamı ve yöneticilerde, yeni işe girme, şirket satın alma konusunda büyük bir ‘iştah’ görüyordum. Daha 15 gün önce konuştuğum bir işadamı, ‘Satın alma artık Türkiye’nin gündeminde. Bütün gruplar, yurtdışı dahil satın almalarla büyüyecek’ diye konuşuyordu. Hatta kuyum, perakende, teknoloji ve gıda sektörlerinde, yakından bildiğim satın almaların olacağını da duymuştum. Örneğin, kuyum sektöründen iki şirketin büyüme planına satın almaları koyduğunu biliyorum. Bazı perakendecilerde de bu plan vardı.
Hepsinden ötesi, bazı şirketlerini satan gruplar tam da yeni alanlara girmeye hazırlanıyorlardı.Ancak, yaşananlardan sonra bu alandaki gelişmelerin nasıl olacağını merak ediyorum. Gerçekten de istihdam yaratan bir büyüme rüzgarı yakalayan özel sektör, umarım dalgadan olumsuz etkilenmez, ekonomiye katkıya devam ederler.
Paylaş