Otomobil satışları 5.5 kat arttı, ancak hala stoklarda araç var

Haberin Devamı

Hükümetin aldığı kararla birlikte sektör hareketlendi, showroom’lar dolmaya, satışlar artmaya başladı.

Ancak, son 20 gündür yaşanan bu canlılık dönemi, bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Aradığı otomobili bulamayanlar oldu. Bulanların bazıları ‘yüksek fiyatla’ karşılaştılar.

Bunların önemli bölümü sektörü tanımamaktan, yanlış değerlendirmelerden kaynaklanıyor. O nedenle otomobildeki yeni dönemi anlamak için, kafalardaki soru işaretlerini, sektörün yöneticilerinden aldığım bilgilerle yanıtlamak istiyorum.

Satışlar 5.5 kat arttı

1. Sektör son 20 gündür iyi bir satış trendi yakaladı. Renault Genel Müdürü İbrahim Aybar, bu durum/images/100/0x0/55ea22f6f018fbb8f86d7412u, ‘Tüketici ertelediği ya da ilerdeki talebini öne çekmeye yöneldi. Sektör uzun süre sonra üretim bantlarına talimatlar verilmeye başladı’ diye anlatıyor.

2. Mart ayında otomobil pazarının 26 bin satış rakamına ulaşabileceği bekleniyordu. Ancak, satış rakamı 55 bine ulaştı.

3. Sektördeki satışlar, Mart ayının ikinci yarısında, ilk yarıdan ticaride 3.5 kat, binek otomobilde 5.5 kat arttı.

4. Bu talep nedeniyle özellikle çok talep gören modellerine zam yapan şirketler oldu. Ancak, fiyatlarını aynı düzeyler koruyanların da olduğunu belirtmek gerekiyor.

Haberin Devamı

Aslında stoklar bitmedi

5. Yanlış anlaşılan bir konu da stoklardı. Tüketiciler, ‘Hani stokta 150 bin araç vardı. Nereye gitsek, ‘araç kalmadı’ yanıtını alıyoruz’ diye şikayet ediyorlar. Sektör yöneticilerine göre, bunun arkasında belli modellere yönelik ilgi var. Örneğin, sektörün stokunda 100 araç varsa, talep bunun 10’una yönelik oluyor.

6. Sektörde talep daha çok 1600 cc’ye kadar olan otomobillerde yoğunlaştı. Yüzde 90’lık bölüm büyük ölçüde ticari ve üst segment araçlardan oluşuyor. Bir şirketin CEO’su, ‘Arz-talep uyuşmazlığı var. Stokların tükendiği falan yok’ diye açıklıyor. Renault’ta ise stoktaki 100 araçtan 30 ila 40’ına talep çok büyük. Ancak, yüzde 60-70 arası bölüm stoklarda duruyor.

7. Toyotasa Genel Müdürü İbrahim Orhon, ‘Stokların hala yüksek olduğuna’ dikkat çekiyor. Özellikle popüler modellerde sıkıntı yaşandığını belirtiyor.

8. Rakamlar ve yöneticilerin değerlendirmelerinin ortaya koyduğu mesaj ortada… Sektör Mart ayını çok hızlı geçirdi. Nisanda biraz hareket devam edecek gibi görünüyor. Ancak, sonrası için biraz belirsizlik var.

Haberin Devamı

SÜLEYMAN FERİT BEY, İŞADAMLARINA NE ÖNERMİŞTİ?

İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) başkanı Ekrem Demirtaş, Ekonomist’in ‘Yılın İş İnsanları” ödül töreni öncesinde oda yöneticilerinden bir talepte bulundu. ‘Lütfen arşive inin ve Süleyman Ferit Bey’le ilgili bilgiler derleyin.’
Demirtaş’ın amacı, Yılın İş İnsanı seçilen Bülent Eczacıbaşı’na bir sürpriz yapmaktı.

Oda’nın görevlileri uzun süren bir arşiv taraması yaptılar. Sonunda İZTO’nun 113 numaralı üyesine ait çeşitli belgelere ulaştılar. Şifa Eczanesi’nin sahibi olarak odaya üye olan Süleyman Ferit Eczacıbaşı, 1926 yılında İZTO’nun ilk başkanı oluyor. 1933 yılına kadar da bu görevi yürütüyor. Türkiye’nin ilk ve tek enternasyonel fuarının kurulması kararını, başkanı olduğu İZTO veriyor.

Hepsi bu kadar da değil. Cebinden verdiği ve arkadaşlarından topladığı paralarla İZTO binasını inşa ettiriyor.
Ekrem Demirtaş, Bülent Eczacıbaşı’na, dedesi Süleyman Ferit Bey’in imza sirkülerini verdi. Ancak, bir başka belgeyi daha paylaştı. O da İZTO’nun dergisinin Ekim 1965 özel sayısında yayınlanan Ferit Süleyman Bey’e ait makale idi.

Her zaman geçerli 3 kural!

‘3 Düstur Tertibi’ başlıklı makalenin tamamını aktaracak değilim. Ancak, kısaca yer vereceğim bu 3 kuralın, Türkiye’deki bütün aile işletmeleri ve KOBİ sahipleri için anlamlı olduğunu düşünüyorum.

‘Hayatın boyunca gerek şahsi işlerin ve kamuya ait işlerde 3 düsturdan şaşma’ diye işletme sahiplerine öneride bulunan Süleyman Ferit Bey, şöyle devam ediyor:

1. Devamlı çalışmak ve engellerden asla yılmamak.

2. Bilmediğini bilmek ve öğrenmeye çalışmayı kabullenmek.

3. İnsanlık tarafını daima kuvvetlendirmek, manevi hazzı duyabilmek…

Aradan 40 yıldan fazla geçmiş. Ancak, Türkiye’de bir büyük grubu yaratan, öncü işadamlarından Ferit Süleyman Bey’in 3 düsturu hala geçerliliğini koruyor.

Haberin Devamı

TÜKETİCİNİN İHTİYAÇ LİSTESİ NASIL DEĞİŞİYOR?

Tüketici ihtiyaçlarını önceden görüp, ona göre yatırım yapmak her zaman girişimcilere kazandırmıştır… Şimdi değişimin, tüketici ihtiyaçlarının sürekli arttığı bir dönemdeyiz. Gelişen yeni ürünler ve teknolojiler, tüketicilerin satın alma davranışlarını hiç olmadığı kadar yeniden şekillendiriyor.

Bu yeni şekillendirme ve değişimi görmeyen, ona göre ürün ve hizmetlerini yenilemeyenler ise kaybedenler arasına giriyor… İş dünyası tarihi, değişimi önceden görmedikleri için ‘tarih olan’ şirketlerle doludur. Örneğin, Türkiye’de bir Gırgır efsanesi vardı. El süpürgesi gibi bir şeydi. Çocukluğumuzda neredeyse her evde vardı. Sahibinden dinlemiştim: ‘Elektrikli süpürgenin bu kadar yaygınlaşacağını, bizi etkileyeceğini düşünmemiştik.’

Sonra ne olduğunu biliyoruz. Gırgır hayatımızdan gitti, sahibi de başka alanlara yöneldi.

Önemli bir araştırmanın mesajları

Bazen de ‘yükselen ihtiyaçları’ öngörememek şirketleri öldürür… ABD’deki PewResearch’un yaptığı bir araştırma, tam böyle bir konuya ışık tutuyor. Tüketicilere, çeşitli ürünler için, ‘sizin için ne kadar ihtiyaçtır’ sorusu yöneltilmiş. Onlar da bu kategorileri, ‘ihtiyaç’, yani ‘olmazsa olmazlık’ durumuna göre değerlendirmişler.

Araştırma ABD’yi kapsıyor. Ancak, ürün ve hizmetler ile teknoloji önce ABD’de ortaya çıkıyor, sonra dünyaya yayılıyor. Dolayısıyla, bu eğilimlerin Türkiye’yi de bugünlerde ya da gelecekte etkilemesini beklemek gerekiyor.
Zaten baktığımızda, bazı ürünleri, bırakın 10 yılı, 3-5 yıl öncesine göre bile daha çok ‘ihtiyaç’ olarak hissediyoruz. Örneğin, 10 yıl öncesinde kaç kişinin evinde klima vardı. Kaç kişi arabasında klimayı koşul olarak görüyordu. Benim bildiğim rakamlar çok düşük. Üstelik gelecekte bu oranlar daha hızlı artacak.

 

 


 

Yazarın Tüm Yazıları