Hükümet global ÅŸirket satın alanları da desteklemeli mi?

Türkiye’de son birkaç yıla kadar Türk girişimcilerinin global şirket satın almalarına pek rastlanmazdı… Önce Ülker Grubu, dünyaca ünlü Godiva çikolata markasını satın aldı. Ardından Arçelik’in satın almaları geldi.

Haberin Devamı

Son büyük satın almayı Hürriyet Gazetesi, Trader Media East’in yüzde 67.3’ünü 336.5 milyon dolara alarak gerçekleÅŸtirdi. Â

Bütün bu alımlar büyük yankı uyandırdı, devamının gelmesi gerektiği üzerine görüşler ileri sürüldü.

Gerçekten de devamının gelmesi gerekiyor. Daha önce burada Hint ve Çinli şirketlerin dünya çapında gerçekleştirdikleri satın almaları paylaşmıştım. İngiltere ve ABD başta olmak üzere ciddi marka ve şirket satın almalarına, krize rağmen devam ediyorlar.

Global satın almaya destek

Geçen hafta içinde gerçekleştirdiğimiz CEO Buluşmaları’nda, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir’den önemli bir öneri geldi. ‘Turquality Projesi’yle global marka yaratma çabaları /images/100/0x0/55ea3298f018fbb8f870d9cfdestekleniyor. Biz de önemli buluyoruz’ diye söze başlayan Özdemir, şöyle bir öneride bulundu:
‘Hükümetten, global düzeyde şirket satın almalarına destekte bulunmasını istiyoruz. Nasıl global marka olacak şirketlere tanıtım desteğinde bulunuyorlarsa, benzer bir girişimi satın alma için de yapabilirler.’
Bu gibi önerilere, ‘Her şeyi hükümetten beklemeyin’ eleştirisi gelebilir. Ancak, Godiva’nın alım dönemini, dünya basınına yansımasını hatırlayın. Etkisi müthiş idi. Bunun ötesinde, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin, global oyuncu olmaları için ‘eşik’ atlamaları, yeni bir ‘faz’a geçmeleri gerekiyor. Bunun yolu da büyümekten, satın almalardan da geçiyor.

Haberin Devamı

‘Kuruşluk’ hisse sayısı hem ABD hem Türkiye’de artıyor

Amerika’daki iki önemli borsa (New York Stock Exchange ve Nasdaq), 2008 yılı içinde 129 şirketi listesinden çıkarma kararı aldı. Çıkan şirketlerin bir bölümü batmıştı, kalan bölümü ise nominal değerin, yani 1 doların altına düşmüş, öngörülen zamanda tekrar bu düzeyin üstüne çıkamamışlardı.

Tahminler, ABD’de önümüzdeki yıl içinde çok daha fazla şirketin iki nedenle de borsada kote olmaktan çıkarılacağı yönünde… 2008 yılı rakamları, 2003 yılındaki 226 adetlik elenmeden sonraki en yüksek düzeye işaret ediyor. Ondan da yüksek rakamlar 1999 ve 2000 yıllarında, sırasıyla 300 ve 286 ile yakalanmıştı. Yapılan hesaplamalar, 1995 yılından bu yana 7 bin 300 şirketin borsadan çıkarıldığını ortaya koyuyor. Bunların yarısına yakını ise kuralları ihlalden kaynaklanmış.

Haberin Devamı

Şimdi de buna benzer bir süreç yaşanıyor. Bir yandan şirketler batıyor, diğer yandan da hisse değerleri 1 doların altına iniyor. 19 Aralık 2008 haftalık kapanışı itibariyle NYSE ve Nasdaq’da 1 doların altında işlem gören şirket sayısı 548’e ulaşmıştı. Bir önceki yılda rakamın 69 olduğu dikkate alındığında ve 3 bine yakın şirket işlem gördüğü dikkate alındığında, riskin ne kadar yükseldiği daha iyi ortaya çıkıyor.

Nominal altı nüfus artıyor

Türkiye’de de benzer bir eğilim var. 2008 yılını geride bırakmaya hazırlandığımız şu günlerde hisse değeri 1 YTL’nin altına inen şirket sayısı rekor düzeye ulaştı. 19 Aralık 2008 haftası kapanış değerlerine göre yaptığım hesaplamada, İMKB’deki 284 şirketin 139’unun hisse değeri 1 YTL’nin altında işlem görüyor. Neredeyse İMKB’nin yarısına yakını nominal değerin altında… Bu çok önemli bir oran… 2004 ve 2008 yılları arasında bu düzeye yaklaşılmamış bile…
 
İMKB’deki bu tablonun iki mesajı var. Birincisi, şirketlerin piyasa değeri erimiş, hisse sahiplerine ciddi zarar verdirmiş. İkincisi ise bu değerlerden alıp bekleyebilecekler için müthiş karlar yapılabilir. Doğru şirketi seçip, yeterince beklenmesi durumunda…

Cansuyu kredisi neden yetersiz kaldı?

Haberin Devamı

Sanayi Bakanlığı’nın esnaf ve KOBİ’lere destek amaçlı oluşturduğu Cansuyu Kredisi’ne başvurularla ilgili rakamlar açıklandı. Sanayici ve işadamlarından duyduğumdan daha fazla başvuru yapılmış. 20 bin 412 KOBİ ve esnaf, 953 milyon 640 bin YTL’lik kredi talebinde bulunmuş. Bunların 14 bin 513’ü de KOBİ’lerden gelmiş.

Rakam fena değil. Böyle bir dönemde sıkıntıda olan esnaf ve KOBİ’lere ciddi ilaç olur gibi görünüyor… Ancak, son 1 haftada İstanbul, Denizli, Kayseri ve Ankara kökenli sanayicilerle yaptığım görüşmeler, tablonun, rakamlara yansıdığından farklı olduğunu ortaya koyuyor.

Çarşamba günü OSTİM’deydim. 17 sektörden, 5 bin işyerinin bulunduğu, 50 bin kişinin çalıştığı dev bir organize sanayi bölgesinde işadamlarıyla sohbette konu Cansuyu’na da geldi. Başkan Orhan Aydın ve diğer KOBİ sahiplerinin görüşleri, diğer illerdeki işadamlarının ortaya koyduklarıyla benzerdi.

Haberin Devamı

Cansuyu Kredisi için şu görüşler ortaya çıkıyor:

1. Sanayi Bakanlığı’nın böyle bir girişimde bulunması, reel sektörü desteklemesi olumlu. Ancak, ayrılan kaynak ve hedef şirket sayısı sınırlı.

2. Kredi talep eden KOBİ ve esnaftan, bankalardan kredi almak için gerekli kriterler isteniyor. Sanayici, ‘Eğer o kriterleri geçebilsem, zaten sorun yaşamaz, bankadan alırdım’ diyor.

3. Kredilerde kabul oranı çok düşük. O nedenle işadamı ve esnaf umutsuz. Ankara’da konuştuğum bir kamu bankasının şube müdürü, ’10 talep aldım, ancak henüz bir onay gelmedi’ diyor. Benzer yakınmaları büyük bir ilin sanayi odası başkanından da dinlemiştim. ‘Başvuru/kabul oranı’ bir hayli düşük.

Haberin Devamı

4. OSTİM Başkanı Orhan Aydın, kredi için, ‘Serap gibi, yaklaşınca uzaklaşıyor’ değerlendirmesini yaparak, üyelerinin görüşünü ortaya koyuyor.

5. Bir tekstilci ise şu değerlendirmeyi yaptı: ‘Ana parayı bankalar veriyor, faiz riskini hükümet, yani kamu üstleniyor. KOSGEB onay verse de, bazı bankalar korkunç imtina ediyorlar, onayı geciktiriyorlar.’ Bankalar, ana paralarının dönmemesinden endişe edip, sistemi yavaşlatıyorlar.

Belki başka eleştiri ve öneriler de vardır. Bunlar, uygulanan Cansuyu Kredisi’ni hepten başarısız yapmaz. Ancak, önerileri dikkate alıp, yeni önlemlere gitmek de yararlı olabilir.

 Â

Yazarın Tüm Yazıları