PaylaÅŸ
Çok büyük değil, ama gelişen bir ülke için önemli rakam. 500 büyük arasına girenlerin cirosu ise 50 milyon dolardan başlıyor. Bu şirketleri de ben şu kategorilerde değerlendiriyorum:
1.Yerel şirketler: Ciroları yüksek olmasına rağmen bütün işi ülke içinde olanlar.
2. Bölgesel şirketler: İş hacimlerinin yüzde 30-40’ını bölge ülkeleri içinde gerçekleştirenler, bu yönde büyüyenler.
3. Dünya şirketler: Çeşitli ülkelerde üretimleri olan, satışları içinde yüksek ihracat oranına sahip şirketler.
4. Global şirketler: Bu kapsamda henüz şirketimiz olmadığını düşünüyorum.
Global Türk şirketi var mı?
Geçtiğimiz yıl global şirketler konusunu Harvard’dan Donall Sull ile konuşmuştuk. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin ‘global’ şirketlerini kapsayan bir kitap hazırlıyordu.
Türkiye’den de şirketleri dahil etmek istiyor, benden bu konuda yardım talep ediyordu. ‘Milliyetçilik’ duygusu ile ardı ardına önerilerde bulundum. Bildiğim ve bu listeye girebilecek bütün şirket ile bankaları ilettim. Her seferinde Donald’dan şu karşılığı aldım:
‘Rauf, haklısın. Bu da çok iyi bir şirket. Ama eğer bu şirketi global kabul edeceksek, Çin’deki X (Adını verirsem Türk şirket ortaya çıkacak) şirketini nasıl değerlendireceğiz. Gerçekten büyük şirketler… Önemli başarıya ulaşmış, büyük ciro ve piyasa değeri yakalamışlar. Ancak, global şirketin anlamı bundan öte. Sadece ülke dışında birkaç fabrikaya sahip olmak, ihracat yapmak ve milyar dolarlık ciro yeterli değil. Sektöründe söz sahibi olmak, piyasayı yönlendirmek, dev satın almalar da yapmak gerekiyor.’
Bunları neden yazıyorum? Ülker’in dünyaca ünlü Godiva’yı satın almasından sonra Donald ile yaptığımız bu yazışmaları hatırladım. Çünkü, Ülker, Donald’ın çizdiği çerçeve içinde önemli bir adım attı. Dünya çapında ilgiyle izlenen, sektörde dengeleri değiştirebilecek bir adım. Ancak, devamının da gelmesi gerekiyor…
Büyükler için yeni bir aşama
Gerçekten de devamının gelmesi gerekiyor. Türkiye’deki büyük grup ve şirketler belli bir aşamaya geldiler. ‘Birinci kuşak’ işin temelini attı, önemli sanayi kuruluşlarını hayata geçirdi. Bir ölçüde sermaye birikimi de ulaştı. İkinci kuşak, onların üstüne yeni değerler koydu, işleri yeni bir düzeye taşıdı.
Bunun sonucunda Arçelik, Tofaş, Migros, Kordsa, Efes Pilsen, Garanti Bankası, Hürriyet, Akbank, Ülker, Eti, Eczacıbaşı, Vestel gibi şirketler çıktı. Bu şirketlerin hepsi ülkede güçlü bir Pazar payına, ciro ve bilinirlilik oranına sahipler. Türkiye’nin potansiyeli nedeniyle ülke içinde büyümeye devam etmeleri de mümkün. Ama yeni dönemde ‘büyük şirketlerin’ büyümesi, küçüklerden daha zor olacak. Oysa, var olmanın yolu, büyümek ve piyasada kural koyucu olmaktan geçiyor. İşte Ülker, daha önce Arçelik’in açtığı yolu başlattı. Çünkü, gördüğüm kadarıyla dünya gıda sektöründe büyüyenlerin sırrı, satın alma-birleşme ile inovasyondan geçiyor. Özellikle de satın almadan.
Bu sayfadaki tablolar konuyu açıkça ortaya koyuyor. Yılda neredeyse 500’e yakın satın alma gerçekleşiyor bu sektörde. Büyüyenleri inceledim. Hepsinin geçmişinde çok sayıda satın alma var. Bazıları rakiplerini satın almış, bazıları birleşmiş, bazıları da küçük şirketleri toplamış. Mars, Nestle, Kraft ve diğer şirketlerin geçmişinde bunun izlerini görmek mümkün.
Ülker’de de satın alma olduğunu biliyorum. Belki gelecekte yeni satın almalar da yapacaktır. Böylece sektöründe oyun kurucu olacak, ürünleri taklit edilecek, izlenecektir. İşte o zaman Donald Sull’un yeni kitabına da girmiş olacak.
Ben önümüzdeki birkaç yıl içinde Türk şirketlerinden benzer satın almalar bekliyorum. Hürriyet’in Trader Media, Arçelik’in Grundig ve Ülker’in Godiva alımı, iş dünyasındaki paradigmayı değiştirdi. Bir dünya şirketinin Türk işadamı tarafından alınabileceğini olduğunu ortaya koydu. Girişimci patron ve CEO’ları cesaretlendirdi. Bu da beraberinde yeni satın almaları getirebilir. Bekleyip, göreceğiz.
Â
Dünya devleri ne yaptılar?
NESTLE: Aralarında Maggi, Libby’s, San Pellegrino ve Chef America’nın da bulunduğu 15’in üzerinde büyük alım gerçekleştirdi.
TYSON FOODS: Garrett Poultry, Mexican Original, Holly Farms, Artic Alaska Fisheries, Louis Kemp Seafood ve benzeri 15’e ÅŸirket aldı.Â
PEPSICO: IZZE Beverage, The Quaker Oats, Mario's Restaurants Inc, Frito Lay, Taco Bell, Pizza Hut gibi 30’a yakın alımı var.
DANONE: BSNÂ(Ä°lk adı) Société des Eaux d'Evian, Dannon, Gervais Danone ve Genérale Biscuit S.A, RJR Nabisco Europe gibi 25’e yakın ÅŸirketi satın aldı.
‘1 dolar eşittir 1 YTL’ tahmini ne oldu?
Dikkatli okurlarımız hatırlayacaklardır. Onlardan gelen sorular üzerine, ‘1 dolar eşittir 1 YTL’ tahminleri üzerine görüşlerimi yazmıştım. Yaklaşık 1.5 ay önceki yazımda, ‘bunun pek mümkün olmadığına’ dikkat çekmiştim. O dönemde yıl sonunda 1 doların, 1 YTL’ye eşitleneceğine yönelik güçlü hava vardı. Bazı ekonomistler bu konuda ciddi şekilde ısrarlılardı. Şimdi tahminler tersine döndü, ‘1 dolar eşittir 1.30 YT’ tahminleri yapılıyor.
Ben daha önce de dikkat çekmiştim. İş sahipleri ve tasarruf yapanlar, bir gün, bir hafta, bir ay değil, ‘genel eğilime’ bakmalılar. Dünya ekonomisindeki dalgalanmalar, anlık iniş ve çıkışlara göre karar vermek beklenmedik zararlara yol açabilir. Bence, Türkiye’nin, ekonomisinin ve iş dünyasının dinamiklerinin değiştiğini anlamak, ‘yeni normal’de yaşadığımızı bilmek ve ona göre davranmak en doğrusu olacak.
Göründüğü kadarıyla bir süre için ‘1 dolar eşittir 1 YTL’ hedefi unutulacak. Ancak, sanıyorum, dünyada işler yeniden yola girdiğinde, bu tahmin yeniden rafa konulacak. Büyük olasılıkla da yılın ikinci yarısında gündeme gelecek. Ama ben yine de bu olasılığı çok düşük görüyorum.
PaylaÅŸ