Durgunluk

Son 10 gündür yabancı basında ‘R’, Türkiye’de ise ‘D’ harfine çok sık rastlıyoruz. ‘R’, resesyonu ifade ediyor. İngilizce’de ‘recession’ kelimesinden Türkçe’ye uyarlanan bu deyim, ekonomideki durgunluğu ifade ediyor. Türk basınında işte bu nedenle ‘D’ kelimesini daha fazla görüyoruz.

Haberin Devamı

Çok fazla karamsar değilim. Ancak, bir süredir bütün dünya ABD’deki durgunluk olayına odaklanmış durumda. Her ne kadar ‘Çin ve Hindistan’ın başını çektiği gelişmekte olan ülkeler dünyayı durgunluktan kurtarır’ benzeri değerlendirmeler olsa bile, ABD ekonomisinin lokomotif rolünü göz ardı etmemek gerekiyor. Sonuçta, Çin ve Hindistan’ın en büyük müşterisi Amerika… Avrupa ile ABD’nin büyük ticareti var. Türkiye de AB ülke/images/100/0x0/55eb500bf018fbb8f8b92f2flerine büyük ihracat yapıyor. Dolayısıyla, New York’tan Pekin’e, Moskova’dan Sidney’e dünya birbirine tam entegre olmuş durumda. O nedenle de ABD’deki durgunluk bütün dünyayı etkileyecektir. Ancak, etkisi Avrupa’a, Japonya’ya ve gelişmekte olan ülkelere farklı gerçekleşecektir.

Haberin Devamı

O nedenle ABD’nin durumu gerçekten çok önemli. Bir süredir bu konuda bazı önemli ekonomistlere sorular gönderiyor, bir bölümünün de yazılarını okuyorum. Son 1 haftada dünyanın önemli kuruluşlarının tahminlerini de yakından izledim. Sonuçta ortaya çıkan tabloyu ana hatlarıyla sizlerle paylaşmak istiyorum.

-1930 yılından bu yana Amerika tam 934 ayın 125’ini durgunluk içinde geçirmiş. Bu 10 yıldan fazla zamanın durgunluk içinde geçtiği anlamına da geliyor. Ortalama durgunluk süresi için 10.4 ay olmuş.

-Şimdi de durgunluğa girileceğine yönelik endişeler var. Çok sayıda önemli uzman da bu endişeye katıldığını belirtiyor.
-Amerikan Merkez Bankası’nın eski başkanı Alan Greenspan, ‘Resesyona girme olasılığı yüzde 50’ye çıktı’ diye konuşuyor. Bir başka önemli isim Martin Feldstein de benzer görüşte. Başkan Bush’un da danışmanı olan Feldstein, ‘olasılığın yılın başında arttığına’ dikkat çekiyor./images/100/0x0/55eb500bf018fbb8f8b92f31

-Merrill Lynch, Goldman Sachs ve Morgan Stanley’in ekonomistleri de benzer beklenti içindeler. Onların tahminleri yüzde 40-50 arasında değişiyor.

-Blue Chip Economic Indicators tarafından yapılan bir araştırma ise son 3 yılda ABD’deki durgunluk olasılığının gelişimini ortaya koyuyor. Oran 2006’da 15.3’den 2008’de yüzde 42.1’e yükselmiş.

Haberin Devamı

- Bloomberg tarafından, 62 önde gelen ekonomist tarafından gerçekleştirilmiş.Bu araştırmada ekonomistler 2008’de bir durgunluk olasılığını yüzde 40 olarak dile getirmişler.

Buraya kadar yazdıklarım kötü haber. İyi haber ise ABD’de Başkan Bush’un açıkladığı ve Senato’dan geçmesi beklenen önlemler paketi… Bu pakete yönelik değerlendirmeler, durgunluk olasılığını biraz daha aşağıya çekiyor. İyi uygulanması ve bankalardan çok kötü haberler gelmemesi durumunda, 2008 kazasız-belasız atlatılabilir. Bekleyip, göreceğiz.

 

Çalışan sadakatini artırmanın en iyi yolu!

Ekonomideki canlılıkla birlikte şirketler arası yönetici ve çalışan transferinde hızlanma yeniden başladı. Özellikle banka, bireysel emeklilik, sigorta, perakende ve enerji sektöründe hareketlilik dikkati çekiyor.

Satışın öne çıktığı bazı sektörlerde ortalama çalışan sirkülasyonu oranı yüzde 30-40’a kadar ulaşıyor. Hatta bazı sektörlerde her alınan 1000 kişiden 500’ü ilk yılda başka bir şirkete geçmiş oluyor. Bunun birkaç anlamı var… Birincisi, bazı sektörlerde çalışanlara ilk yıl 3 bin YTL eğitim harcaması yapılıyor. İkincisi, çalışan ve yönetici, beraberinde şirket bilgilerini ve deneyimini de götürüyor. Üçüncüsü, daha az deneyimsizi, daha yüksek ücretle almak zorunda kalıyorsunuz.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz günlerde Avivasa Genel Müdürü Meral Egemen ile konuşurken, bu konu gündeme geldi. ‘En iyi çözüm, şirketlerin çalışanlarına bireysel emeklilik yapması. Böylece, şirkete bağlamaları mümkün olacak’ demişti.

Egemen’in dikkat çektiği konunun yaygınlık kazanması ise şirketlere vergi avantajı sağlayacak ‘vesting’ düzenlemesinin çıkmasına bağlı. Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı’dan öğrendim ki, bu konuda sona gelinmek üzere… Sektörün beklediği yasa yıl içinde çıkacak. Bu da yeni bir dönemi başlatacak. Böylece 1 milyon 464 bin katılımcıya sahip sektöre katılım hızlanacak. 2006’da 400 bin, 2007’de 390 bin olan katılımcı sayısı, ilk etapta 450 bini geçebilecek.

Haberin Devamı

Bu sektörün performansına yansıyan tarafı… Diğer tarafta ise emeklilik planlarının yönetici ve çalışanlara yayılması nedeniyle, şirketlere bağlılık oranında da artışlar görülecek.

 

 

Şirketlerdeki ‘güvenlik görevlileri’ de Pazarlama bilmek zorundalar mı?

Geçtiğimiz hafta bir iş görüşmesi için gittiğim Kemer Country’’nin girişinde güvenlik görevlilerinin davranışına şahit olunca, aklıma Şirket Doktoru kitabımdaki bir bölüm geldi. Orada bir yönetim danışmanının şu sözünü kullanmıştım: ‘Şirketin pazarlaması, sadece pazarlamacılara ait değil. İnsan kaynakları, finans bölümü, idari işler de pazarlamanın içine girer. Çünkü, tedarikçiler ya da müşteriler, bir şekilde bu bölümlerle de iş yapar, onlarla temasa geçerler.”

Haberin Devamı

Gerçekten de şirketin tedarikçi ve müşteriyle yüzyüze gelen, iletişim kuran her bölümünün ‘pazarlama’ anlayışına, en azından bu ruha sahip olması gerekiyor. Öbür türlü, siz milyonlarca dolarlık pazarlama bütçesi de yapsanız, hizmet veren garson ya da mağazanın güvenlik görevlisi işi çıkmaza sürükleyebilir.    

Son birkaç yıldır güvenlik işine şirketler çok daha fazla önem veriyor. Bunun sonucunda daha çok güvenlik görevlisi istihdam ediliyor, doğal olarak da bu iş için şirketler kuruluyor. Ancak, gördüğüm kadarıyla her hızlı büyüyen alanda olduğu gibi ‘eğitimsizlik’ diz boyu… Önemli bir kuruma gidiyor ve daha giriş aşamasında ‘güvenlik bariyerine’ takılıyorsunuz. Oysa, ‘güvenlik’ ve ‘danışma’, şirketin-bankanın ilk yüzlerinden biri… Daha başka kat ya da yöneticilere ulaşmadan, kurumla ilgili ilk izlenimi onlar veriyorlar.

Bence başta büyük şirketler ve bankalar olmak üzere güvenlik görevlilerine daha fazla eğitim vermeliler. Buna ‘iletişim’ ve ‘stres yönetimi’ de eklenmiş olmalı.

Yazarın Tüm Yazıları