Avrupa kupası’nda düÅŸük gelirliler daha baÅŸarılı

Türkiye, Avrupa Futbol Şampiyonası’na Portekiz maçı ile başladı. 2-0 kaybettiğimiz bu maçtan sonra İsviçre’yi, ardından da Çek Cumhuriyeti’ni yenerek çeyrek finale ulaştık.

Haberin Devamı

Bu üç ülkeden ikisi, 10 yıl öncesine kadar Türkiye’den kişi başına milli gelirde daha gerilerde yer alıyordu. Şimdi bizim üzerimizde bulunuyorlar. Dolayısıyla, Türkiye, kendinden zengin 3 ülkeyle yaptığı maçlardan 2’sini kazanmış oldu.

Aslında bakarsanız, adı üstünde, Avrupa Kupası… O nedenle tamamı Avrupa’dan olan16 takımın yarıştığı bu kupada pek yoksul ülke yok. 2006 yılı sonuna ait Dünya Bankası verileri, en düşük gelirli ülkenin 4 bin 380 dolarla Romanya olduğunu, ardından da 5 bin 400 dolarla Türkiye’nin geldiğini ortaya koyuyor. Türkiye’deki yeni hesaplama, Rusya’nın zenginliği ve diğer ülkelerdeki gelişmelerle 2007 yılında rakamlar biraz değişmiştir. Ancak, ‘zengin-yoksul’ sıralaması aşağı yukarı aynı kalmıştır.

Zengin-yoksul maçıÂ

Avrupa Kupası’na katılan 16 ülkenin ortalama kişi başına milli gelirleri 25 bin 540 dol/images/100/0x0/55ea57aff018fbb8f879b698ara denk geliyor. En zengin ülke 58 bin doların üstündeki gelirle İsviçre… Onu İsveç ve Hollanda izliyor.

Haberin Devamı

Bu 16 takımdan 8’i çeyrek finale kaldı. Şimdiye kadar 24 maç oynanmış. Bu maçların 11’ini, ‘geliri yüksek’ olan takım kazanmış. 10’unu ‘düşük gelirli’, 3’ü de berabere sonuçlanmış.

Elenenler ve finale kalanlara baktığımızda, Avrupa Kupası’nda, ‘düşük gelirli’ ülkelerin, refah düzeyi yüksek olanlara göre iyi performans gösterdiği ortaya çıkıyor.

Çünkü, çeyrek finale kalan 8 takımın ortalama kişi başına milli geliri 22 bin 191 dolar düzeyinde. Buna karşılık Avrupa Kupası’na veda edip, evlerine dönenlerin ortalama kişi başına gelirleri ise 28 bin 828 doları buluyor.

Son bir not ise Hırvatistan ile ilgili. 10 bin doların altındaki bu ülke, 9 puanıyla, turnuvanın en çok puan toplayan ülkeleri arasına girdi.

 

 

BİR TAKSİ ŞOFÖRÜNÜN 4 KREDİ KARTI OLUR MU?

Çarşamba günü Denizli’deydim. Cadde üzerinde duran bir taksiye yöneldim. Aracın ön tarafı adeta kağıda boğulmuştu. Adeta kağıtların içine daldığı için sesimi duyuramadım. Biraz uğraşınca boş olduğunu söyledi ve yola koyulduk.

Haberin Devamı

Kısa sürede uğraşının ne olduğu anlaşıldı. Kredi kartı slip ve ekstrelerini kontrol ediyormuş. ‘Kaç kredi kartın var’ diye sordum. Bankaları saymaya başladı. 4 kredi kartı varmış. ‘Niye tek değil, 4 kredi kartı’ soruma şu karşılığı verdi: ‘Bir ayı dörde bölüyorum. Her kartın değişik ödeme günü var. Harcama ve ödemelerini ona göre yapıyorum. Bir de tek kart olsa, limit düşük olurdu. Şimdi daha yüksek.’

Birkaç defa taksi kullandığım için gelirleri hakkında da fikir sahibi oldum. 1.5-2 bin YTL geliri olan bir taksi şoförünün 4 kart sahibi olması bana anlamsız geldi.

Her ÅŸeyden önce yıllık aidatları var. 4 kartı takip etmek, ödemeleri zamanında yapmak ve gecikme yapmamak gerekiyor. Ancak, gördüğüm kadarıyla durumu yönetmeye, gecikmeli ödeme ve ‘kartlı yaÅŸam tarzına’ çoktan alışmışlar.ÂBence de ‘kartlı yaÅŸama’ alışmak lazım. Fakat, böylesi hiç doÄŸru deÄŸil. Sonra telafi edilmeyecek sorunlar ortaya çıkabiliyor.

Yazarın Tüm Yazıları