Yerel yönetimde standart özlemi

HAFTA başında kamu hizmetlerinde ‘belge ve standart’ döneminin başladığına dair haberler geniş yankı uyandırdı.

Düzenlemeye göre devlet dairesinde işi olup da başvuruda bulunan bir vatandaşın, hangi belgeleri sunmak zorunda olduğu açıklanacak ve vatandaşın işinin tamamlanacağı maksimum süre belirtilecek. Örneğin tapuda satış ve ipotek başvuruları 15 dakika, işlemler ise 2 saatte sonuçlandırılacak. Bu süre içinde sonuçlandırılmayan işlemler için vatandaşın şikayeti ile söz konusu resmi kurum için inceleme ya da soruşturmaya giden bir takım yaptırımlar gündeme gelecek.
Yani devlet dairesi vatandaşa diyecek ki, “Sen bana bu belgelerle gelirsen, senin işlemini şu kadar süre içinde tamamlayacağıma söz veriyorum.”
Hipermarket zinciri TANSAŞ’ın uzun süre önce başlattığı ‘kasa açtırma’ uygulamasına benziyor bir yönüyle.. Kural şöyle:
“Tansaş’ta kapalı bir kasadan dolayı diğer kasalarda sıra oluşursa mağaza yöneticisine bildirir ve kapalı kasayı 3 dakika içinde hizmete açtırırsınız. Kapalı olan kasa açılmaz ise, alışveriş sepetinizdeki ürünlerin 20 TL’ye kadarki kısmı size hediye edilir.” Kamu hizmetleri açısından hem bir vatandaş, hem bir kentli olarak mutlu edecek bir uygulama, hatta geç kalınmış bir adım.. Şimdilik bu uygulama sadece belirli sayıda hizmet alanında haya geçirilecek. Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı’nın bazı birimleri ile SGK ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, kapısını çalan vatandaşa ‘söz’ verecek.
* * *
Benim bir hayalim ve bir talebim var..
Önce hayalimi paylaşayım. Umarım bir gün Sağlık Bakanlığı da, hastanelere hasta olarak başvuran insanlarımıza da bu tür sözler verebilecek bir noktaya gelir. Yanlış anlaşılmasın, hastaneleri ya da yönetimlerini değil, devletin hastanelere ihtiyaçları olan fiziksel imkanlar ile personel imkanlarını bir türlü verememesini eleştiriyorum. Hastanelerde bir aspirin reçetesi almak, zaman zaman 4-5 saatlik işkencelere dönüşebiliyor. Talebime gelince..
Yerel yönetimin, otobüs ve dolmuş duraklarındaki kuyrukları, toplu taşıma araçları ile balık istifi saatler süren işkenceleri görmesini talep ediyorum. Söz vermelerine falan da gerek yok.
16 yıldır her seçim döneminde toplu taşıma ile ilgili aldığımız tek söz ‘metro tamamlanacak’ oldu, o da 16 yıldır tutulmadı. Söz vermek yerine, toplu taşımanın ticaret değil hizmet olduğunu algılasınlar, yeter.. Vatandaş durakta 15 dakikadan fazla beklemek, otobüsün içinde 1,5 saat sürünmek istemiyor..
Standart özlüyor..
Yazarın Tüm Yazıları