ANKARA turizminin yol haritasının çizileceği Ankara 3. Turizm ve Tanıtma Konseyi toplantısı dün yapıldı. Vali Alaaddin Yüksel açılış konuşmasında, Ankara’yı turizmde kaliteli bir ürün ve dünya markası haline getirmeye mutlak kararlı olduğunu dile getirmiş.
Vali Bey turizm deyince, öğrencilik yıllarına gitti aklım.. Harçlık kazanmak için tatillerde ben de turizm sektöründe çalıştım. Transferman’lık yaptım. Yani yabancı turistleri havaalanında karşılayıp oteline götürürken, geldikleri kent hakkında kısa bilgiler veren ve dikkat edilmesi gereken şeyleri anlatan adamdım. Düşündüm de, bugün aynı işi yapmaya kalksam, Ankara’ya ilk defa gelen turistlere acaba hangi uyarıları yapardım..? Kendimce bir liste oluşturdum.. Kimse alınmasın.. * Çocuğunuzla geldiyseniz, akşam yemeğine çıkarken onu otelde bırakın. Özellikle de Park Caddesi’ne gidecekseniz. Polisle başınız her an derde girebilir. * Gökyüzünde bulutların gri gri toplaşmaya başladığını gördüğünüz an, yüksek bir yerlere çıkıp bekleyin. Alışkın olmadığınız yağmur suyu denizlerinde boğulabilirsiniz. * Yolda yürürken bağırarak dans eden bir adam görürseniz sakın dokunmayın. Elektrik akımına kapılmış olması kuvvetle muhtemeldir. (Bkz. Eray Görgülü’nün bugün yayınlanan haberi) * Musluk suyu içmeyiniz, çünkü musluktan hangi gün hangi suyun aktığı bilim adamlarınca bile tespit edilebilmiş değildir. * Merak edip de bir üniversite kampüsüne gitmek isterseniz, diplomat ya da siyasetçi olmadığınızı mutlaka kapıda beyan ediniz. Aksi takdirde iki ayaklı omlet haline gelebilirsiniz. * Kuğulu kavşağından Kızılay’a yaya olarak gitmek isterseniz, yön levhalarını kesinlikle takip etmeyiniz. Çünkü levhalar Kızılay’ın 180 derece tersini gösterir. Nedenini sormayın, anlatsam da idrak edemezsiniz. * Sizin ülkenizde her insan masum doğuyor ve suçluluğu ispatlanmadıkça masum kabul ediliyor olabilir. Bizde ise her doğan potansiyel suçludur ve hayatı masumluğunu ispatlamaya çalışmakla geçer. Bu yüzden adım başı yapılan polis çevirmelerinden tedirgin olmayınız. * Eskişehir Yolu’nda üzerinize doğru koşan bir boğa görürseniz, en yakın ağaca çıkınız ve şarkı söyleyiniz. Çünkü bu durum, bayram olduğunu göstermektedir. * TBMM ve ODTÜ kavşağından geçerken, kendinizden şüphe etmeyiniz. Gelen koku sizin kabahatiniz değil, Avrupa’dan ödüllü Başkent’in gerçeğidir. * Toplu ulaşım kullanmayı gözünüz yerse, saatsiz sokağa çıkmayınız. Çünkü kentimizde gece toplu ulaşım hizmeti verilmemektedir. Zaten mümkünse toplu ya da topsuz sokakta fazla gezmeyiniz. Liste aslında uzayıp gidiyor ama, köşenin kaldırabildiği bu kadar. Her gün yaşadıklarınızla, şahit olduklarınızla bu listeyi kendiniz de geliştirebilirsiniz. Kentin sorunları çözüldükçe, belki bir gün gerçekten dünya markası olabiliriz.