BİR süredir gözüm, ASKİ’nin internet sitesinde.. Bir hata ya da kusur aradığım için değil.. Kartlı su satışı yapılan noktaların listelendiği sayfada bir değişiklik yapılacak mı acaba diye..
ASKİ Genel Müdürlüğü yıllar önce kartlı sayaç sistemine, yani ön ödemeli peşin su satışına geçerek, abonelerini bu sayaçları kullanmaya mecbur tuttu. Aslına bakarsanız, büyük çapta bir tahsilat sorunu yaşamayan ASKİ’nin bu sisteme neden geçtiğini de anlayabilmiş değilim. Aboneler, kartlı sayaca geçmek için para ödediler. Bunun ardından, su satın almak için ayrı bir zaman, emek ve para harcamak zorunda kaldılar. Bir kamu kurumu olan ve vatandaşa hizmet götürmesi beklenen ASKİ, kendi maliyetlerini düşürmüş oldu. Ama ASKİ’nin abone başına harcama kalemlerinde maliyet düşerken, suyun fiyatı hiçbir zaman düşmedi. ASKİ bir anlamda su ticareti yapmaya başladı. Bu da yetmedi, ASKİ kendi asli işini bırakıp asfalt dökmeye, kavşak yapmaya başladı. Bunun faturasını ise geçtiğimiz yaz bizler çok ağır ödedik. Aylarca susuz kaldık. Başkent Ankara, Urfa plakalı su tankerlerinin istilasına uğradı. Yine geçen yaz, açıklamalara göre barajlardaki suyun çoktan bitmiş olması gereken bir zamanda, birden bire kesintilere son verildi. Aynı dönemde Kızılırmak suyunun Ankara’ya getirilmesi büyük tartışmalara neden oldu. Sonunda Büyükşehir Belediyesi’nin dediği oldu ve milyonlarca lira harcanarak Kızılırmak suyu Ankara’ya getirildi. Ardından kış mevsimi geldiğinde, su tesisatı metal olan binalarda su boruları patlamaya başladı. Sonra aniden barajlarımız doldu, ‘Artık Kızılırmak’tan su vermiyoruz’ açıklaması yapıldı. Bu durumda o hatta neden bir servet döküldüğünü kimse anlayamadı. Bu sıraladıklarım uzayıp gidebilir. Çoğu zaman, geçmişe dönüp olaylar yeniden alt alta sıralandığında, ortaya çıkan genel tablo geçmişte hiç göremediğimiz gerçeklere dair ipuçları verir. Ankara’nın su sorunu için de durumun böyle olduğunu düşünüyorum. Benim karşılaştığım ipuçları üst düzeyde yönetim stratejisi beceriksizliğine ve farklı hesaplara işaret ediyor. Melih Gökçek’in 15 yıllık yönetiminde ASKİ ve ASKİ’nin görevleri ile ilgili doğru kararlar alınabilseydi, bugün Ankara’nın musluklarından şişelenip satılan kaynak suyu kalitesinde bir su akacaktı. Ne olduğundan bir türlü emin olamadığımız bir su değil.. Yazının başında, ASKİ’in internet sitesini uzun süredir takip ettiğimi söylemiştim. Takip etmemin nedeni, ASKİ’nin tüketicisine yaptığı son saygısızlığı düzeltip düzeltemeyeceğini merak ediyor olmam. İlk zamanlarda Ankara’da kartlı su satışı, bankalar aracılığı ile hemen her semtte yapılıyordu. Aylar önce birdenbire bankalardaki su satışı kaldırıldı ve Ankaralı sadece ASKİ’nin kendi kurduğu satış noktalarından su alabilmeye başladı. Su satış noktalarının 20 tanesi kapatıldı. Bir başka deyişle, kartlı sayaç eziyetinin üzerine bir de satış noktası bulabilme eziyeti bindirildi. Üstelik, su satışı yapılan noktaların listesini dikkatle inceleyin.. AKP’ye ve Melih Gökçek’e oy vermeyen Yaşamkent - Çayyolu bölgesinde tek bir yer bile yok.. Acaba ASKİ su ticaretinin yanında, su siyaseti de mi yapmaya başladı..? Öyle ise gerçekten ayıp..!