Tıpkı yılbaşı çekilişi öncesinde, Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi üzerine hayaller kurmak gibi..
Atatürk Bulvarı’nda Kuğulu Park’tan Bakanlıklar’a doğru yürürken, kent merkezinin yıllar içindeki değişimini düşündüm. Uzun zaman önce Ankara’nın en gözde merkezi, Ulus’tu.. Ulus can çekişmeye başladığında, Sıhhiye ve Kızılay’a kaydı kentin merkezi.. Sonra Bakanlıklar, Tunalı, derken Çankaya.. Atakule’nin tıklım tıklım dolu olduğu günler.. Ardından Karum İş Merkezi’nin süksesi.. Bir de şimdi bakın..
Ankara’nın ‘can çekişme ekseni’, Çankaya’yı da yutmuş, Mühye’ye; hatta Oran’a doğru ilerliyor. Çankaya’nın çöküşünü fırsat bilip baş kaldıran bir Çayyolu var, ama orası da yerel yönetimler sayesinde her gün ayrı bir darbe ile sarsılıyor. Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi ile bütün bunların ne ilgisi olduğunu sorabilirsiniz.. Ankara, uzun yıllardır hayalini kurduğu büyük ikramiyeyi kazandı. ABD Büyükelçiliği’nin Dikmen’e taşınıp arsa ve binasını Büyükşehir Belediyesi’ne terk edecek olması, son yıllarda Ankara’nın yakaladığı en önemli fırsatlardan birisidir, büyük ikramiyedir.. Şimdi bu ikramiyenin nasıl değerlendirileceği, Ankara için belediye başkanını seçmekten bile daha önemli bir karardır..
ABD Büyükelçiliği’nin Kavaklıdere’deki arsasına ne yapılacağı ile ilgili karar, Çankaya açısından şu üç sonucu doğurabilir: 1-) Ne bir faydası, ne de bir zararı olur. Eski tas eski hamam, Çankaya çöküş sürecini sessiz sedasız yaşamaya devam eder. 2-) Çöküş sürecinde rol oynayan faktörler (otopark sorunu, trafik, işyeri işgali, yüksek yoğunluklu yapılaşma) tetiklenir ve Çankaya’nın Ulus’tan farkı kalmaz. 3-) Çankaya’nın sınırı olan bu alandaki olumlu değişim, çöküş sürecini önemli ölçüde geciktirir. İlerleyen dönemde alınacak kararı hep birlikte göreceğiz.. Umarım üç beş tane uyanık tüccar ortaya çıkıp da, “Oraya eşeğe ters binmiş Nasrettin Hoca heykeli dikeceğiz” sözü verip, trilyonları cebe indirmez.. Benim hayal ettiklerim mi..? Siyaset, hayallerimi yakalayamaz..