Doğduğum Altındağ.. Büyüdüğüm Cebeci.. Ekmeğimi kazandığım Çankaya.. Kokorecine bayıldığım Ulus.. Bir zamanlar uçsuz bucaksız, el değmemiş çayırlarında top koşturduğum Keçiören.. Müzik yapmak için bir dönem her gün gittiğim Yenimahalle.. Erbaş ziyareti için yolunu tuttuğum Mamak.. Aslına bakarsanız, Ankara’nın her köşesi, her sokağı.. Gün be gün bu kentin her metrekaresinde yaşanan gelişimi, değişimi izledim.. Hem bir kentli, hem bir gazeteci olarak.. ‘Kırmızı çizgiler’i, boyaları kurumadan gördüm.. Yönetenlerin icraatlarına bakınca, çok beğendiklerim oldu.. Hiç beğenmediklerim de.. Sonuçta insanız hepimiz, hata yapmak mayamızda var.. Yanlışı beğenmiş, doğruyu sevmemiş olmak da mümkün.. Bu kentte şimdiye kadar gördüğüm her ‘farklılık’, ya bir gelişim oldu, ya bir değişim.. Ankara’da 1 Ağustos 2009’dan beri ilk defa adını koyamadığım bir ‘farklılık’ dikkatimi çekiyor. Jandarma sorumluluğundan alınıp, polis sorumluluğuna verilen Çayyolu’nda.. Başkent’in en nezih restaurant’larının bulunduğu Park Caddesi’nde bir süredir hangi işletmeci ile konuşsam, alabildiğine gergin.. Çünkü onlar da bir isim koyamıyorlar 1 Ağustos 2009’dan sonra şahit olduklarına.. Ne gelişim demek mümkün, ne de değişim demek.. Bizzat şahit olduklarımın yanı sıra, inanıp güvenerek dinlediğim onlarca olay da var Park Caddesi’nde.. Gelişime karşı çıkmak kadar yanlış bir tavır olabilir mi..? Doğru yer ve zamanda gerçekleştiği takdirde, bir noktaya kadar değişimi de kabul edebilir insan.. Ama iş, Ankara’da gelişimini belki de en çok tamamlamış bir bölgeyi, istemediği bir değişime zorlamak haline gelirse, buna isim koymada herkesin zorlanacağına inanıyorum.. Benim bugüne kadar Türkiye’nin hiçbir yerinde görmediğim, duymadığım bir uygulama.. Koskoca caddenin bir başına polis çekicileri ile barikat kurup, kalan tek çıkış olan öbür başında ‘dozu yüksek’ polis çevirmesi yapmak.. Hangi kanun, hangi kuruma dilediği gibi barikat kurup cadde kapatma yetkisi veriyor, merak ediyorum.. Bakan emri mi, savcı talimatı mı..? Yoksa Ankara Valisi’nin kişisel hobisi mi..? Zannedersiniz ki, polis Güneydoğu’nun dağlarında terörist avında.. Ve bir hatırlatma.. 2000’li yıllarda artık fare bile, dededen kalma tahta kapanla avlanmıyor.. AKP’nin yüzde 2 oy alabildiği Çayyolu’nda yaşayanları ‘fare’ olarak görenler varsa, o başka.. İşte bu ve bunun gibi sayısız nedenden ötürü, Park Caddesi’ne dikkat.. Orada bir şeyler oluyor..