Kuyruklu yalan ve kuyruklular

YÜZDÜK yüzdük ve kent olarak kuyruğuna geldik. Bizler gazeteci olarak, yerel seçim sürecinde seçime katılan partiler ve adayları arasında ’etik bir denge’ kurmak, kamuoyunu en doğru şekilde bilgilendirmek için büyük çaba sarf ettik. Sayfalarımızda ’ben yoktum’ diyecek aday olmaması için özen gösterdik..

Çünkü bizim işimiz, siyasetin dengesini kurmak değil, dengeyi kuracak sosyal iradeye doğru haberi bütün çıplaklığı ile aktarmak..

Bu süreçte herkes ile konuştuk.. Yeter ki anlatacak doğruları, bir telefon açacak yüzü olsun bu kent adına..

Bazı arkadaşlarımızın, "Melih Gökçek kazanırsa, çok güçleneceğiz" dediği de geldi kulağımıza, bazılarının "Mansur Yavaş kazanırsa, çok güçlü olacağız" dedikleri de.. Bazılarının ise doğal olarak "Murat Karayalçın kazanırsa, imparatoruz" heyecanları..

Güldük, geçtik..

Çünkü bir siyasetçinin zaferi ile güç kazanacağını düşünen politik kimlikler, ancak o siyasetçinin iktidarı ile beslenirler.. O siyasetçinin kazanamadığı noktada ise, hem kendilerini hem de mensubu oldukları topluluğun etik değerlerini aşındırırlar.. Belki de, hayatları boyunca sahip olamadıkları gücün hayaline kapılarak..

Gerçek bir gazeteci, böyle bir muhasebenin uzağından bile geçmez zaten..

Ankara’da seçim süreci, bugüne kadar üç partinin adayı arasında geçen muazzam bir yarış olarak gelişti..

Her üç adayın da, takdir ettiğim yönleri oldu..

Melih Gökçek, adaylığının açıklanması sürecinde AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın çektirdiği ’dergah çilesi’ne rağmen, ayakta kalıp siyaset yapmayı becerdi.. Herkesin harcı değildi..

Murat Karayalçın, CHP’nin üst düzey yönetimi ile zaman zaman düştüğü ’uçurum niteliğindeki’ görüş ayrılıklarına rağmen, siyasetin sabırla eşdeğer olan yönünü gösterdi.. Zor olanı becerdi..

Mansur Yavaş, yıllardır Ankara’da özellikle yerel düzeyde varlık gösterememiş partisini, MHP’yi bir zirve yarışına taşımayı başardı.. En MHP’lisi bile hayal edemezdi..

Üç partinin adayının, eleştirdiğim yönleri de oldu..

Melih Gökçek, her konuda olgunlaşsa da, siyasi olgunluğa bir türlü erişemedi.. Eriştiğini düşünüyorsa ya da erişmişse bile, bunu ağzından çıkan kelimelere işleyemedi..

Murat Karayalçın, bir türlü bütün Ankara’yı heyecan selinde boğacak bir projeyi gündeme getiremedi ya da herkesten gizledi..

Mansur Yavaş, bir hukukçu olmasına rağmen Ankara’nın durduğu noktayı hukuk ve hukuksuzluk çerçevesinde seçmenin önündeki masaya yatıramadı..

Artık kararı seçmen verecek, üç gün kaldı..

Kuyruklu yalan söyleyenleri, birilerinin kuyruğuna takılanları ve kuyrukluları ise bundan 30 yıl sonra, tarihçiler ile gerçek araştırmacılar, belki gazeteciler yazacak..

O yıllarda Ankara’da aktörler ile figüranlar böyle yapardı diye..
Yazarın Tüm Yazıları