TÜM Türkiye’de olduğu gibi, Ankara’da da geçmiş dönemlere kıyasla farklı bir seçim atmosferi yaşanıyor. Büyükşehir’e aday olan üç ismi yan yana koyduğunuzda sadece belediye başkan adayı değil, aynı zamanda potansiyel birer siyasi parti genel başkanı adayı da görülebiliyor.
Melih Gökçek ile Murat Karayalçın’ın siyasi geçmişlerinde, parti genel başkanlığı zaten var..
Propaganda sürecinde, Melih Gökçek’in MHP adayı Mansur Yavaş’a zaman zaman belden aşağı da olabilen tavrı, ülkücü seçmene vermeye çalıştığı ancak bir türlü karşılık alamadığı mesajlar dikkat çekiyor.
Oysa güvenilir olsun ya da olmasın bugüne kadar yaptırılan anketlerin neredeyse tümünde, Melih Gökçek önde görünüyor.
O halde Melih Gökçek’te gözlenen sinirli, telaşlı ve derin bir kaygının izlerini taşıyan bu ’üslup’ niye..?
Bu sorunun yanıtına dair önemli bir ipucunu, geçtiğimiz hafta AKP hükümetinin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay yaptığı bir değerlendirmede verdi. Bakan Günay, "Melih Bey açık farkla alır, ancak oyları düşer" dedi.
Seçim yarışında AKP, CHP ve MHP’nin, aynı kulvarda koşmaya başladığı bir gerçek. Bu gerçeği, Bakan Günay’ın açıklamasıyla birleştirirsek, karşımıza fen bilgisi derslerinde öğrendiğimiz ’bileşik kaplar’a benzer bir yapı çıkıyor.
’Açılımlarıyla’ sağ oylara talip olan bir CHP..
Sağ seçmenin yanı sıra CHP seçmeninden bile oy alma ihtimali beliren bir MHP..
Soldan hiç oy alamayan, geçmişte önemli ölçüde MHP oyları almış bir AKP..
Ve kafası karışmış bir seçmen kitlesi..
Bir diğer deyişle..
Seçim sonrası Ankara’da, "Ben CHP’ye oy verdim" diyen AKP’lilere, "Ben MHP’ye oy verdim" diyen CHP’lilere, "Büyükşehir’de MHP’ye, ilçede CHP’ye verdim" diyen MHP’lilere rastlamak mümkün olacak gibi..
Bu durumda üç hazneli bileşik kapta, Melih Gökçek’in haznesindeki oy seviyesi yukarıda bile olsa, diğer iki adayın oy seviyesindeki yükselme, belediye meclis üyeleri ile il genel meclisi üyelerinin partilere göre dağılımında sürpriz sonuçlar doğurabilir.
Özellikle Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP ve MHP’nin gelecek dönemde çok daha fazla sayıda ve çok daha nitelikli üyelerle yer alması, Meclis’in iş ve işlemlerinin denetimi açısından farklı bir çalışma ritmi yaratabilir.
Bugüne kadar ’indir-kaldır’ yöntemi ile karar alan, onlarca şirketin hesaplarını 3 üyesi de AKP’li olan 3 kişilik denetim komisyonlarıyla ibra eden Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, bakalım seçim sonrasında karşımıza nasıl bir tablo çıkacak..
Üstelik Seyfi Saltoğlu’nun olmadığı bir Meclis’te..
Acaba Melih Gökçek’teki bu sinir, telaş ve derin kaygının nedeni bu olabilir mi..?